sano manjiro, balkondan dışarıya izlerken gözü durmadan sokağı tarıyordu. eğer sarı saçlı oğlanı görerse onunla hemen karşılaşıp konuşmak istiyordu. böylece kimse onu kapmadan kendinin olabilecekti. sano manjiro bu konuda çok ciddiydi, en son ne zaman bu kadar ciddi olduğundan bile emin değildi. bu çocuğu istiyordu, bir şeyler ona tanıdık geliyordu sanki onu daha önce görmüş gibiydi.
o sırada sokağın başında sarı saçları ve yüzündeki gülümseme ile gördüğü oğlan kalbinin hızlanmasına neden oldu. ama bir sorun vardı, oğlanın yanına hiç yakışmayan kızılmsı saçlara sahip o kız başlı başına büyük bir sorundu. bu kızdan iğreniyordu. sano manjiro aslında oğlanın yanında durup onu güldüren, ona temas eden herkesten iğreniyordu.
fakat bu kız farklıydı, sanki ikisi de bir zorunluluktan dolayı birlikteymiş gibi duruyordu. hanagaki takemichi içten bir şekilde gülmüyordu, biliyordu. evet, bir gündür tanıdığı insan hakkında bu kadar fazla düşünceye sahipti. onların yol boyu yürüyüşlerini izledi, kendini sapık gibi hissediyordu ve belki de haklıydı. ama eve girmedi, o ikisini kafasının her bir santimetresine kazırcasına izledi.
kız güzel değildi yani olağandışı bir güzelliği yoktu. mavi gözlü çocuğun sevebileceği bir kız olabilirdi, sano manjiro ise böyle tiplerden nefret ederdi. yılanın teki gibi geliyordu ona, hak etmiyordu ve asla izin vermeyecekti hanagaki takemichi'nin ona hak etmediği bu sevgiyi vermesine.
kapının önünde de konuşmuştu ikili uzun bir süre ve balkondan onları izleyen çocuğu fark etmemişlerdi. yenilmez mikey onlar tarafından fark edilmemişti ve bu da gururunu zedelemişti. kız biraz daha konuştuktan sonra karşısındaki oğlanın yanığına küçük bir buse kondurup sonra da sokağa doğru ilerlemişti.
sano manjiro fark edilmemesinin, kızın onu öpmesinin sinirlerini korkuluğu sıkarak çıkarıyordu. oğlanın kafasına terliğini atmak istese de bunu eyleme dökmedi çünkü böyle bir tanışmayı açıklayamazdı. ama aklına bir şey geldi ve balkonun zeminine hızlı oturdu. hanagaki takemichi yüksek ihtimal zile basıyordu ve evdekiler onun için hızlıca kapıyı açmıyordu bu durum sano manjiro için mükemmel bir yardımdı.
ayaklarını korkuluktan dışarı uzattı ve terliğini aşağı bıraktı. kapının açılma sesinden hemen sonra duyulan terliğin sesi ve yine kapanan çelik kapının sesi saniyeler içinde sırayla yankalanmıştı. sano manjiro suratını asarak oturduğu yerden kalktı. bu durum canını gerçekten sıkmıştı, istediği gibi olmamıştı ve üstüne üstüne şimdi altı kat aşağı inip terliğini alıp sonra da altı katı geri çıkması gerekiyordu.
oflayarak tekrardan yere baktı ve beyaz terliği aşağıdan ona göz kırpıyordu. her şey bugün onun istemediği şekilde ve zıt gidiyordu. bugün kesinlikle tersinden kalkmıştı veya tanrı'nın onun için hazırladığı cezayı çekiyordu.
sıkkınlıkla en alt kata indi terliğini aldı ve geri evine çıktı. biliyordu, bugün olmamıştı ama yarın kesinlikle olacaktı. kesinlikle bildiği ve onu bu kadar cesaretlendiren şey, hanagaki takemichi ona aşık olacaktı. hina denen o yelloza ne mi olacaktı? ah, kesinlikle bugün balkondan attığı terlik gibi onu yere atacaktı. hanagaki takemichi çalınması gereken bir mücevherdi ve sano manjiro bir hırsızdı.
—————
eveet! çok uzun bir aradan sonra, neredeyse bir yıla yakın süredir, yeni bölüm yayınlayabildim. hikayelerinin hepsinin kapakları değişti, benim tasarımım olurlar kapakların hepsi. üç tanesininki bitmedi daha neyse umarım kapakları sevmişsinizdirr.
diğer meseleye gelirsem hikayenin adını değiştirmeyi düşünüyorum, fikirlerinizi yorumlarda belirtin ve bekleyin kısa süre sonra diğer kurgularında bölümleri gelecek. şu an elimde diğer toplam da sanırım 4 ya da 5 bölüm var kurguların genelinin toplam bölüm sayısı olarak diyorum. neyse umarım bu sayı artar, sizde okumaya kaldığınız yerden soluksuz bir biçimde devam edersiniz.
banaa şans ve ilham dileyin!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
romeo just love me
Fanfiction"romeo, juliet'e aşık değildi sadece onun için yazılmış oyunu sergiliyordu." - tokyo revengers -mikey x takemichi -bxb