🤕🩸🔪⛽🔥
"Oi, ne yazıyor burada?" Zack, şüpheli bir şekilde bana doğru yaklaşmış, elimdeki telefona kilitlenmişti. Bugün sınıfımıza gelen yeni çocuktan bir mesajdı bu. Ders programını atmamı istemişti, bende numaramı nereden aldığını sorgulamadan tüm haftalık programını atmıştım.
"Geçen sana öğrettiğim onca şey boşa mıydı? Hâlâ okuyamıyor musun?" Diye mırıldandım.
"Tch! Kapa çeneni de oku şunu. Kimden bu?!" Sinirle sorduğu soru ile gözlerimi devirdim ve telefonu kapattım.
"Önemsiz biri, yeni kayıt olduğu için ders programını istedi." Diyerek ayağa kalktım. O da peşimden ayağa kalktığında şuan kıskançlık yaptığına emindim. Bunu genelde yapan bir tip değildi. Genelde biri bana yürüse de bunu anlamazdı zaten.
Ama bunun gibi ortada bir şey olmamasında rağmen ettiği kıskançlıklar oldukça baş ağrıtıcıydı. Birazdan çocuk hakkında her şeyi öğrenmek isteyecek, onu görmek isteyecek ve en sonunda da onu öldürmek isteyecekti.
"Oi, sana diyorum, Y/N! Kim o orospu çocuğu, nereden tanıyorsun lan o iti?!" Hızla yanıma geldiğinde ona sakince baktım.
Evet... yine başlıyorduk.
"Sınıfa yeni gelen biri olduğuna göre nereden tanıyor olabilirim?"
"Adı ne?"
"Bilmiyorum.
"Ha! Yeni gelen o iti nasıl tanımazsın? Numaranı da nereden bulmuş?! Ona numaranı mı verdin, ona numaranı verecek kadar yakın mıydınız? Bunu bana neden söylemedin!?! Nerede lan o piç? Onun derilerini süzeceğim, onu... onu paramparça ede-" Her zamanki gibi sinirlendiğinde kendinden geçiyordu. Gözleri adeta parıldıyordu.
"Kendine gel, Zack. Öylesine bir çocuğu mu kafana takacaksın? Senin gibi biri onu mu kâle alacak?" Tamamen onu sakinleştirmeye çalışıyordum. Egosunu tahmin ederek onu yatıştırmaya çalışıyordum.
Bir anda ona sarılarak başımı göğsüne koydum. Sağ elim ile sırtını sıvazlarken o da nefeslerini düzene sokmaya çalışıyordu. "Tch! O siktiğimin herifini takmadım ki zaten?" Diyerek kolları ile beni sıkıca sardı. "Sen sadece benimsin, bana söz verdin, başkası olmayacak. (Animde böyle bir söz yok, kurgu için uydurdum.) Başka kimse aramıza giremeyecek, Y/n, ben izin vermeyeceğim." Dedi ve beni daha da sıkı sardı.
Sarılmaya oldukça yabancı olan ben onun yüzünden buna oldukça alışmıştım. O beni rahat hissettiriyor, beni anlıyor, dinliyor ve yanında kendim olmama izin veriyordu. Onun yanındayken maske takmama gerek yoktu. O beni kabullenmişti ve benim yanımda duruyordu, o benimleydi ve bunu her seferinde de dile getiriyordu.
Zack... o iğrenç yere düştüğüm için sevindiğim tek sebebim...
Bir ona bağlandığım ve bunun ne ara veya ne zaman olduğunu bilmediğim o adam...
Biz söz verdik ve tutacağız.
O benim ve ben onunum. Birbirimize sahiplik için söz verdik, yeminler ettik.
O benim...
Ben onunum...
Gülümsedim. "Aslında yine kıskansan fena olmaz." Dediğimde benden çekildi.
"Ha? Sen benden de manyaksın." Dedi ve arkasını döndü. Hemen ardından kollarını ensesinden birleştirerek yürümeye başladı. "Hem... kıskanmamıştım zaten." Dediğinde tek kaşımı kaldırdım ve güldüm.
Ardından hızla Zack'ın önüne geçerek telefonumu aldım. Olduğu yerde aniden durdu.
"Neden aldın telefonu?" Diyerek şüpheyle sordu ellerini ensesinden indirdi.
Çocuğa programı atmadım ki daha." Dediğimde dişlerini sıktı.
"Ver şu telefonu." Diyerek peşimden gelmeye başladığında ondan hızla kaçmaya başladım.
Onun iri adımlarının yanında benimkiler kaçık kalıyordu. Bulunduğumuz koca salonun etrafında adeta dönüyorduk. En sonunda belimden yakalayıp beni kendine çekti ve ve sol kolunun üzerind beni oturtarak yukarı kaldırdı ve dağ eli saçlarımı okşadı. Onun kolunun üzerinde oturuyordum.
Anladık kaslısın ama belli de etmesen mi?
Gülümsedim. "Zaten göndermiştim." Dediğimde bana şok içinde baktı. "Ne oldu? Hani kıskanmamıştın?"
Sağ elini alnına doğru vurdu. "Beni delirtiyorsun."
"Teşekkürler, bende seni seviyorum." Diye mırıldandım gülümseyerek.
