6

86 17 191
                                    


harry elindeki kahveyle çayını içen louis'nin karşısında otururken iyi hissediyordu. bayadır sadece ikisi bir şeyler içmeye ya da yemeye çıkmıyordu ve ödemeyi yapmak için ısrar etmiş olan louis çok tatlıydı. 

"ee, harry, ne var ne yok? bayadır konuşmuyoruz var mı yeni bir şeyler?" 

harry gülümsedi. "lou, hadi ama, her gün beraberiz zaten." 

louis kıkırdadı. "ama diğerleriyle beraberiz ve açıkçası çok da özel şeyler konuşmuyoruz, ben seninle daha özel şeyler konuşmayı özledim biraz. hep niall'la daha yakınmışsın gibi geliyor, hoşuma gitmiyor açıkçası." 

harry sırıttı ve elini louis'nin yanağına götürüp okşadı. "öyle düşünmene üzüldüm lou, ben sana niall'dan az değer veriyor değilim. hem, son zamanlarda öyle çok özel bir şeyler yok. sadece bizim kampüsten tanımadığım biri bana şiirler atıyor son üç gündür. ama aramızda öyle flörtleşme ya da yakınlaşma gibisinden bir şey geçmedi." 

louis sahte bir şaşkınlıkla 'hmm' gibi bir ses çıkardı. harry onun yalandan yaptığını fark etti. "ilgini çekti mi bari?" 

harry sırıttı. "ah, hayır lou! senden başkası dikkatimi çeker mi benim?"

louis kıkırdadı ve elini 'yapma öyle' der gibi havada salladı. "biliyorum harry sen de bana aşıksın ama yapma böyle!" 

harry sesli bir şekilde güldü ve utandı. "tamam bak bizim de sonumuz bu sabah tartışan zayn ve liam gibi olur sonra." 

louis anlayışla gülümsedi. "güzelim biz onlar kadar aptal değiliz ki. hem bak iki dakika ayrı kalamıyorlar birbirinden." 

harry elini saçına götürdü ve önüne düşen bir buklesini kulağının arkasına itti. "evet haklısın biz aramızdaki hiçbir şeye zarar gelmesine izin vermeyiz." 

louis gülümsedi ve harry'nin utangaç tavrını hayran bir şekilde izledi. "tamam utanmana gerek yok, utanınca daha çok dikkat çekici oluyorsun." 

harry şaşkın bir şekilde kafasını kaldırdı, louis gittikçe daha flörtöz ve çekici mi oluyordu yoksa harry ile alakalı mıydı bu sadece? "normalde dikkat çekici olduğumu mu düşünüyorsun?" 

louis kahkaha attı. "hayır cidden ne kadar güzel olduğunun farkında değil misin? dünya üzerinde bulunan tüm çiçeklerden, şiirlerden veyahut sevdiğin her şeyden daha güzelsin." 

harry gözlerini kaçırdı, louis'nin gözlerine bakmak istemiyordu. çünkü sabah kalbini çıkarmaya çalışan kişi bu sefer de midesine yönelmiş gibiydi ve maske taksa bile açıkta kalacak olan yer her zaman gözleri olacaktı. "teşekkürler, lou." 

louis harry'nin bu nefes kesici haline bakarak mırıldandı, "rica ederim, hazza." 

harry gerçekten dünya üzerinde bulunan en güzel şeydi louis'ye göre. arkadaş grupları oluştuğu ilk andan beri farkındaydı harry'nin ne kadar güzel olduğunun. 

şimdilik ona arkadaşı olarak yaklaşıp böyle şeyler söyleyebiliyordu, sonuçta arkadaşlar birbirine iltifat edebilirdi. fakat onu sevdiğini yüzüne karşı söylemek dünyanın en zor şeyiydi louis'ye göre. çünkü eğer hisleri karşılıklı değilse harry'nin yüzüne dahi bakamaz, bir daha onunla görüşemezdi. 

bu nedenle kimsenin bilmediği ikinci adıyla ona yazmıştı zaten. belki ağzından birkaç laf alırdı. 

tabi hepsi hayaldi. onlar asla zayn ve liam kadar rahat olamazdı birbirlerine. 

poetry and coffee-textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin