Riki gözüne gelen ışığı kapatmak için yorganı kafasına kadar çekti. Ama nafile, annesi sürekli ona sesleniyordu.
"Okuldan nefret ediyorum" diyerek kalktı yatağından. Elini yüzünü yıkayıp geri geldi. Gözleri açık uyuyordu. Annesinin ayak seslerini duyduğu anda kızmaması için hemen kıyafetlerini çıkardı.
Kapı açılınca altını giymeye koyuldu. Annesinin içeri girmesiyle çıkması bir oldu. "Anne ya" diye zırladı Riki. "3e sayana kadar aşağıda ol Nishimura" diyerek işine geri döndü annesi.
Çantasını alırken, içine aldığı oyunun kutusunu koydu. Diğerlerine gösteriş yapmak istedi. "Boşuna mı o kadar para verdik" diye diye aşağı kahvaltıya indi.
...
Okulun kapısına vardığında kendi sırasına geçti. Önlerde olan Jungwonʼu yanına çağırdı, "Oyun bir harika oğlum" dedi. Onlar orda konuşurken müdür bir şeyler zırvalıyordu. Daha sonra sınıfa geçtiler. Günleri aynı geçiyordu. Sevmedikleri öğrencilere sataşmak ve derslerde oyun konuşmak.
Son derslerinin boş olmasından dolayı kütüphaneye indiler. Çünkü orda bilgisayarlar vardı. Gidip oyunun taktiklerine ve ileride açılacak karakterlere baktılar. Jungwon bir Rikiʼye bir de baş karakter Yasahiroʼya baktı "Benziyorsunuz ha"
"Hadi ordan sadece saç renklerimiz aynı." Riki mutlu olmuştu ama sevmemiş gibi yapıyordu.
"Tamam Nishimura" dedi Jungwon annesinin söyleyişini taklit ederek. İkiside güldüler ve bakmaya devam ettiler. Ardından kütüphaneye birisi girdi. Hiçbir şey söylemeden bir bilgisayarın başına oturdu ve işiyle ilgilenmeye başladı.
Çocukların yüzüne bile bakmamıştı. Oğlanlar onu incelerken Jungwon Rikiʼnin kolunu kıstırdı "Agh" diye inledi "Ne var?" Jungwon bir bilgisayar ekranını bir de gelen adamı gösterdi "Ananı-" derken Jungwon Rikiʼnin ağzını kapattı. Telefonunu çıkarıp fotoğraf çekiyordu ki flaşı parladı "Hassiktir" diyerek eliyle kapamaya çalıştı.
Riki çantaları toplayıp Jungwon ile kütüphaneden çıktı. "Ne bok yediğinin farkında mısın?"
"Aynısıydı ne yapsaydım"
"Ondan bahsetmiyorum. Flaşa nasıl bakmazsın amınakoyayım"
"Olan oldu, onu geçte fotoğrafa bakalım"
Flaş patladığı için fotoğraf çok beyazdı ve bir şey gözükmüyordu. Çekememişlerdi. Zil çaldıktan sonra kütüphaneye geri döndüler ama kimse yoktu öğrencilerin arasına karışmış olabilir diye düşündüler ve ellerinden bir şey gelmiyordu. Sonuç olarak gören olursa anı yakalaması için sözleştiler.
...
Riki ve Jungwon birlerine yakın oturmuyorlardı. Mantıken okula geliş yolları da farklıydı. Rikiʼnin yolu köprüden geçiyordu. Sessiz bir yerdi ve manzarası da ayrı güzeldi. O yüzden burdan gitmeye bayılırdı. Güneşli bir akşam üstüydü. Kulaklığını taktı ve Michael Jackson dinlemeye başladı.
Bir süre sessiz ilerledi. Arkasından gelen gölgeyi gördü ve döndü. Döndüğü gibi buz oldu. Kütüphane gördükleri adam arkasındaydı. Anlamamış gibi yapmaya çalışıyordu ama kalbi bin atıyordu. Bir cesaretle tekrar döndü ama bu sefer göremedi.
Eliyle saçlarını karıştırdı. "Of ne yaşıyorum böyle" derken hızlıca eve yürüdü.
...
Akşam telefonda gezinirken Jungwonʼa yazıp yazmamakta kararsızdı. Fotoğraf alamadığı için kızacağını biliyordu. Ama daha fazla içinde tutmak istemedi ve aramaya karar verdi.
Jungwon canlı bir sesle açtı. "Efendim kankacım"
"Onu tekrar gördüm"
"Kimi tekrar gördün?"
"Yasahiroʼyu"
"Ne saçmalıyorsun kanka"
"Şaka mısın oğlum okulda gördük ya"
Riki Jungwonʼu ikna etmeye çalışıyordu. Ne yaptıysa bir türlü hatırlatamadı. Bir sinirle telefonu kapattı. "Dalga geçiyor benimle rahatsız"
Kafasını ovuşturarak yatağa uzandı. Delirdiğini düşünerek moralini bozuyordu, üzülerek ağlamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
control collapse :riki
FanfictionRiki oynadığı oyun karakterini gerçek hayatta görmeye başlar. (131021) (081121)