Riki yattığı yerden doğrularak işine dönmeye kararlıydı. En yakın arkadaşını kaybettikten sonra 2. Rikiʼye olan nefreti katlanmıştı. Şuan tek odaklandığı, diğer Rikiʼnin peşine takılıp onu ortadan kaldırmaya çalışmaktı. Böylece en azından kendi hayatını yaşamak için gizlenmesine gerek kalmazdı.
Saatine baktı ve o sırada evine giden köprüden geçmesi gerektiğini hatırladı. Tüm gücüyle bildiği kestirme yollardan koşmaya başladı.
...
Köprüye vardığında diğer Riki yolu yarılamıştı. Peşinden gidip onu aşağı itecekti. Yavaş yavaş gitmeye başladı. Fakat hesaba katmadığı şey o gün diğer Rikiʼnin arkasına bakacak olmasıydı.
Kendi yaşadığı şeyi hatırlamaya çalıştı. Köprüye gelmişti ve arkasında oyun karakterini görmüştü. O zaman şimdi ki oyun karakteri kendisi miydi? O bunlara cevap bulamadan telefonuna bildirim geldi: sınıf grubuna Jungwonʼun telefonlarını açmadığını ve genellikle böyle yapmadığını yazmışlardı.
Yakalanacağını düşünerek cesedi saklamadığını hatırladı. Şimdi geri dönmesi gerekiyordu bu yüzden diğer Rikiʼyi erteleyerek sahile doğru koşmaya başladı. Kayalardan aşağı indi ve kıyıya vurmuş cesedi gördü. Saklayabileceği bir yer aradı. Sonuç olarak iki büyük kayalalığın arasında boşluk olduğunu düşünerek hızlıca oraya doğru sürüklemeye başladı.
Akşam üstü olduğu için pek insan kalmamıştı. Yani belli etmeden cılız arkadaşını kolayca taşıdı. Fakat bu sefer karşılaştığı şey en kötüsüydü. Birden fazla cesetle bakışıyordu. Getirdiğiyle aralarına yenisi eklenmişti. Yani yaşadığı olay ilk defa yaşanmamıştı. Fakat diğerlerini de o öldürmemişti. Kokan iğrenç koku yüzünden denize doğru koştu. Yaşadığı şeylere inanamıyordu. Mantıklı bir şekilde açıklayamıyordu bile.
Artık bıkmıştı. Ne olursa olsun bundan daha kötüsü olamaz diye düşünüyordu. En yakınını kendi elleriyle öldürmüştü. "Ne olursa olsun artık" diyerek evine geri dönmeye ve olayları açıklamaya karar verdi.
...
Sarhoş gibi yürüyordu. Eve gidene kadar düşünmek için bolca vakti olmuştu. Köprüde olanlar ve cesetler kafasını fazlasıyla kurcalıyordu. Daha sonra sabah kütüphanede okuduğu yazı aklına geldi. "Evet benden bir tane daha var ve aynı şeyleri yaşıyoruz. Yani ertesi gün diğer Riki benim yaşadıklarımı yaşayacak. O zaman bende benden önceki Rikiʼnin yaşadıklarını yaşıyorum. Evet ya işte bu!" diyerek tezini doğrulamak için eve doğru koşmaya başladı.
O gün ne yaptıysa aynı şekilde tekrarladı. Ailesiyle bir problem çıkmadı. Nefesini tutarak odasına adımını attı. İçeri girdiği gibi etrafına baktı. Kimsecikler yoktu. Bir sevinçle çantasını bıraktı ve yatağına uzandı. Çok fazla yorulmuştu. Dün olduğu gibi cevaplayacağını düşünerek Jungwonʼu aradı.
Canlı bir sesle açtı. "Efendim kankacım"
"Onu tekrar gördüm"
"Kimi tekrar gördün?"
"Yasahiroʼyu"
"Ne saçmalıyorsun kanka"
Riki bu sefer ısrar edecek kadar enerjik değildi. Arkadaşının sesini tekrar duyabildiğinin sevinciyle her şeyi unutmak için uykuya daldı.
...
Ertesi sabah Riki nasıl yattıysa öyle kalktı. Her sabah ki rutinini tekrarladı ve okula yürüdü.
Okulun kapısına vardığında kendi sırasına geçti. Önlerde olan Jungwonʼu yanına çağırdı, "Oyun bir harika oğlum" dedi. Onlar orda konuşurken müdür bir şeyler zırvaladı. Daha sonra sınıfa geçtiler. Günleri aynı geçti. Sevmedikleri öğrencilere sataşmak ve derslerde oyun konuşmak.
Akıllarında ki tek şey son derste kütüphaneye gitmekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
control collapse :riki
FanfictionRiki oynadığı oyun karakterini gerçek hayatta görmeye başlar. (131021) (081121)