2

232 14 19
                                    

Kapıyı açıp içeri girdiğimde sınıf bomboştu... Ah hayır olamaz. İstiklal Marşını unutmuştum. Ayaklarımı Hindistan Cevizine benzeyen kıçıma vura vura koşmaya başladım. Marş başlamadan yetişmeliydim. Bahçe kapısını açtığımda herkes orada olduğu için bütün dikkatleri üzerime çekmiştim. Bütün dikkatlerin üzerimde olduğunu fark ettiğimde daha da kıvırtarak yürümeye başladım. Memelerimi sallaya sallaya yürürken erkeklerin ağızlarının suyu aktığına emindim. Sınıfımı bulup sıraya girdiğimde, önüne geçtiğim çocuğun küçük dostunun zor durumda olduğunun farkındaydım.

Tören birip sınıfa geri döndüğümde gözüme kestirdiğim bir erkeğin önünde durdum. Bisiklet koltuğuna benseyen yüzü, sarı sarı dişleri ile bana sırıtıyordu. Bir an da çantamı düşürmüş gibi yaptım ve onun çantamı almasını bekledim. Çantamı almak için eğildiğinde straplez sarı cropumu biraz daha aşağı çekip memelerimi öne çıkarttım. Çantamı alıp başını tekrar yukarı kaldırırken başını zeytinli poğaçaya benzeyen goğüslerime çarpmıştı. Çarpmanın etkisiyle ahenkle sallanan göğüslerime bakmaya başladı ve "Pardon!!" diye bağırıp elleriyle sallanan göğüslerimi durdurdu.

Şok olduğu belliydi. E tabii daha önce hiç açma kadar yumuşak ve kavun büyüklüğündeki şaheserlere dokunmamıştır. Şaşırmadım çünkü benden daha amazing bir insan dünyada var olmazdı. Çantamı verdikten sonra kıvırta kıvırta sırama yürüdüm ve karpuzdan büyük olan, Kim Kardashiana taş çıkartacak götümle sıraya oturdum. Büyük götümün vücuduma verdiği sarsıntıyla kavun büyüklüğündeki memelerim dans etmeye başladı ve onları durduramadım. Şu an çok sexy göründüğümden emindim ve bu kendimden eminlik beni azdırıyordu. Memelerim sallanmayı bıraktığında geleceğim kadar güzel ve parlak bacaklarımı üst üste attım. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Bir kaç dakika sonra da hoca sınıfa girdi. Ders fizikti. Lanet olsun... Sabah sabah fizik mi işleyecektik yani? Hoca ismini tahtaya yazdı.

"Döndü YANDANVERDI"

Bir dakika yoksa o..!? 

*Flashback*

"Baba!" diye bağırdım arkasından. "Ben de gelmek istiyorum, sana yardımcı olurum."

Babam bir otelin müdürüydü ben de bazen o otele gider ona yardım ederdim. Tabii asıl gitmek isteme sebebim orada çalışan Ökkeş Ölürdedönmez idi. Babamın arkadaşıydı ve ben ona aşıktım. Kelleşmeye başlamış kafası, saç telinden ince kaşları, pırasa gibi bacakları ve avakadoya benzeyen dudakları ıslanmama sebep oluyordu... açıkçası onun da bana aşık olduğuna emindim. Her neyse... Babam beni götürmeyeceğini söylediğinde onu takip etmeye karar verdim. Evden çıktığında hemen arkasından bir taksi tutup onu takip etmeye başladım.

Bir otelin önünde durmuştu ama bu bizim otelimiz değildi. Bu benim daha da meraklanmama sebep olmuştu, ortada bir işler dönüyordu ama ben Kezbaniyesuydum. Kimse beni yok sayamazdı ve ben bu olayı çözecektim!

(Yn: Sanırsın Sherlock Holmes, ne bu tavırlar)

Taksiciye parasını verip babamın peşinden otele girdim. Leopar desenli çantam ile çok dikkat çekiyor olmalıydım. Bu çekiciliğin bir gün başıma bela olacağını biliyordum gerçi...
Uzun koridordan ilerlerken etrafıma bakınmayı ihmal etmiyordum. Bu iş ciddiyet ve tedbir gerektiriyordu. Tanrıya şükürler olsun ki bu özelliklerin hepsi ben de vardı.

Babam üzerinde 31 yazan kapının önünde durdu. Onun durmasıyla ben de duvarın arkasına saklanıp onu izlemeye başladım. Elindeki kartı okutup kapıyı açtı. Iceriyi görmemiştim, babam kapıyı oldukça hızlı kapatmıştı... Bir yolunu bulup babamın ne iş çevirdiğini öğrenmeliydim. O an aklıma gelen şeyle yüzüme en sexy gülümsememi takındım ve saçlarımı savurup danışmaya ilerledim.

✨ Kezbaniyesu'nun Twerkli Aşkı✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin