And then he came, like a dream ✓

alışma evresi, 14

Bazen öyle anlarımız olur ki, konuşmak bile bize eziyetmiş gibi gelirdi. Birine olan sinirimiz, kırgınlığımız her zaman onu dinlememizi engellerdi. Bazen de yapmak istediklerimiz için, bu tarz davranışları gözden çıkarmamız gerekiyordu. Günün sonunda yine de en doğru kararı vererek, olması gereken her zaman olurdu. Kalbimiz, doğru yolu seçerdi.

Taehyung da bunları yatağında düşünürken, kızaran yanaklarına ellerini bastırmıştı. Hyung'unun dün gece onu öpüşünü, dokunuşunu unutamıyordu. Tabii tüm bunların yanı sıra ona yazdığı notta babasından, anne diye bahsetmesi... Heyecandan ne diyeceğini resmen şaşırmıştı! Koskoca adama kesinlikle rezil olmuştu...

Ayrıca notların kenarına çizdiği çiçek ve küçük kalp detayları midesinin kasılmasına neden olmuştu. Aptal gibi ne kadar heyecanlı olduğunu belirtmişti. Umarım bu ufak hataları alfa fark etmez ve onunla uğraşmazdı. Yoksa gerçekten çok fazla utanırdı. Eve geleli saatler olmuştu ve ateşi düşmüştü. Şimdi daha iyi hissediyordu. Hyung'u ona çok iyi bakmıştı.

Taehyung bunları düşünürken resmen yatakta dönüp duruyordu. Hem sevgilisi yoktu, hem o omegayı istememişti. Bunlar onu mutlu etse dahi alfanın kimseyi hayatında istememe detayı kaşlarını çatmasına ve burnunu kırıştırmasına neden oluyordu. Kendisini sevse, biraz daha yakınlaşsalar çok güzel olurdu diye düşünmeden edemiyordu omega.

Ne ara alfaya bu kadar tutuldu, onunla böyle hayaller kurmaya başladı bilmiyordu ama hayatında büyük bir değişime neden olmuştu. Taehyung ilk defa bu tarz heyecanları tatmış, alfanın kalbini hızlandırmasına izin vermişti. Taehyung yavaşça yatağından kalkıp, terlediği için ıslanan kıyafetlerini üzerinden çıkarttı. Duş alacak hali bile yoktu.

Hemen dolaptan yeni kıyafetlerini çıkardı ve yatağının üzerine bıraktı. Ev sıcak olmasına rağmen vücudu kasılmış ve ürpermişti. Tam üzerine kazağı geçirecekti ki, aynada bedenine gözü takıldığında karnından kasıklarına kadar uzanan, pembeleşmiş izler onu gülümsetmişti. Alfanın izleri hala tenindeydi. O bu görüntüyü gülerek izlerken, telefonuna gelen mesajla hemen çekmecenin üzerine uzandı.

Mesajın alfadan geldiğini gören omega, heyecandan titreyen elleriyle açtı kilidi. Seokjin'in attığı mesaj kalbini tutmasına neden olurken, aniden, istemsizce şekerli feromonlarını yaymaya başladı. Kendine asla engel olamıyor, duygularını hemen kokusuyla belli ediyordu. Eskiden, yani alfadan önce asla böyle bir şey söz konusu olmamıştı ama şimdi resmen feromonlarına hakim olamıyordu.

Seokjin'in mesajını okurken gülümsedi. "Dün hastaydın, şimdi duş al ve ilaç iç. Yemek yemeği unutma, akşama görüşürüz." Taehyung onun bu kadar düşünceli olmasına deli olmuştu. Az önce duşa girmeye hali olmayan omeganın koşarak duşa girmesi de görülmeye değerdi. Sıcak suyun altında tüm tenini, temizlemişti. Yasemin kokulu duş jelinden bedenine döktü ve her yerini yıkadı.

Sanki tüm hastalığı sıcak suyla beraber akıp gitmişti. Ayrıca misler gibi kokuyor olması da taehyung'u iyi hissettirmişti. Hemen iyice kurulanıp, siyah örgü kazağını üzerine geçirdi. Azıcık bile olsa üşüyordu. Ayaklarına çoraplarını giyip, siyah kot pantolonunu bacaklarından geçirdi. Aynadan kendine bakarken, dudaklarını üzgünce büktü.

Her zaman tüm kalçasını ve bacaklarını sıkıca saran pantolon bol olmuştu azıcık. Kilo vermiş olmalıydı şu birkaç gün içinde. Hemen eski düzenli beslenmesine geri dönüp, tam bir beden olmalıydı. Seokjin'in dolgun sevdiğini, kalçasında çok fazla oyalanıp, baldırlarını sıkıca öpmesinden anlamıştı. Yine o anlar aklına dolduğunda omega, bunu asla engelleyemiyordu.

Saçlarını da kurutup, hemen odasından çıktı. Babası yerleri süpürürken, taehyung sehbanın üzerindeki toz alma bezini eline almıştı. Her yeri elinden geldikçe temizlemiş, güzel görünmesine sebep olmuştu. Nedense seokjin'in gelecek olması onu çok mutlu ediyordu. Acaba odasına gelmesini isterse, gelir miydi? Taehyung dudaklarını büküp temizliğe devam etti.