Etraf aydınlandı da gözlerime inanamamıştım karşımda dünyanın en güzel kızı gülüyordu çırılçıplak ve süt gibi onun gerçek olup olmadığını anlamak için gözlerimi açıp kapattım. Hala karşımda bana bakıyordu ona doğru bir adım attım ve elimi ona değdirdim. Sanki yıllardır kimse sahip olmamış bir erkek gibi dudaklarını öpmeye başladım. Müthiş bir haz duyuyordum oun süt gibi Tenini okşarken kendimden geçiyordum sanki bir rüyadaydım belkide gerçekten bu bir rüyaydı ya da. Ben ölmüştü ve cennetdeydim. Bir an durdum ve ne yapmaya çalıştığımı sorguladım karşımdaki bir insandı tıpkı benim gibi elleri kolları yüzü parmakları bir vücudu vardı onun yüzüne baktım ve ismini sordu bana isminin Angela olduğunu söyledi isminin anlamı bir melekti tıpkı kendisi gibi. Nerede olduğumu sordum bana nerede olduğumu kendimin zamanla anlayacağımı söyledi ve elimden tutup beni bir kapıdan geçirdi kapı açıldığında gözlerime inanamamıştım. Burası kocaman bir vadiye bakan bir sarayın balkonuyudu ve ben dünyanın en güzel kadınıyla el ele tutuşup bu sarayın balkonundan halkımı izliyordum kocaman bir hükümdarla sahiptim artık artık her istediğimi olacaktı ve ben rüyada değildim kendim tek parça halinde. Bana bir açıklama yapmasını istedim nerede olduğumu açıklamasını istedim kim olduğumu benim neden buraya getirildi mi açıklamasını istedim Ama her zamanki gibi soruları karşılıksız bıraktı