1

5.6K 299 156
                                    

Anahtarı kapıdan çıkarıp ceketinin cebine koydu. İşten geldiği için aşırı derecede yorgundu ve yemek bile yemeden uyumayı düşünüyordu. Ceketini kapının arkasında ki askılığa asıp lavaboya ellerini yıkamaya gitti. Ellerini yıkarken aynadan kendine baktı. Son zamanlarda zayıflamaya, göz altları şişko morarmaya başlamıştı. En azından işe giderken kardeşinden aldığı fondoten ile kapatıyordu yüzünde ki kusurları.

Gülümseyip ellerini kuruladı ve lavabodan çıktı. Kardeşlerinin sesi mutfaktan geliyordu. Adımlarını mutfağa yöneltip kardeşlerinin yanına gitti.

Kardeşleri masaya oturmuş bir şekilde bekliyordu. Gülümseyip kız kardeşinin kahverengi saçlarını karıştırdı, ardından da erkek kardeşinin uzun sarı saçlarını karıştırdı. İkili sızlanınca gülüp içecek almak için dolabı açtı.

Anne ve babaları 2 yıl önce hayatını kaybettiği için Hyunjin ikiliye anne, baba ve abi oluyordu. Kendisi o zamanlar reşit olduğu için iki kardeşi de yetimhaneye gitmemişti. Erkek kardeşinin adı Yeongmin ve 14 yaşındaydı. Kız kardeşinin adı ise Eunha ve 12 yaşındaydı. Hyunjin işe giderken ikili de her zaman okula gider, okuldan döndüklerinde de abisini beklerlerdi.

Dolapta içeceğin olmadığını görünce iç çekip kardeşlerine döndü. "Siz yiyin ben aç değilim."

"Gerçekten mi? Kesin bizden gizli bir şekilde dışarıda yiyorsundur." Eunha'nın söyledikleri şaka bile olsa Hyunjin'i tuhaf hissettirmişti. Harbi dışarıda öyle yemeyeli ne kadar zaman geçmişti? Kıkırdayıp mutfaktan ayrıldı ve odasına gitti. Tek tesellisi resmen eve kira ödemiyor olduklarıydı.

Kıyafetlerini çıkarmadan kendini yatağına attı ve gözlerini kapattı. Sarı saçları yastığın üzerinde dağılmış, bir kısmı yüzünü kapatıyordu.

Kardeşlerini düşündü. Eunha ile çok konuşurlar şakalaşırlardı, ama Yeongmin tam tersiydi. Anne babaları öldükten sonra sessizleşmiş gereksiz kelimeler kurmamıştı bir daha. Oysa evin en çok konuşanı oydu. Aslında biraz da ergenliğe de veriyordu. İnsanın kendisini en depresif hissettiği zamanlardı. Anne babası akrabalar ile küs olduğu için hem cenazelerine fazla kişi gelmemiş, hem de kendilerine yardım edecek kimseleri yoktu. Sadece karşı dairede ki yaşlı çift birşeyler yapmaya çalışıyordu. Yapayalnızlardı.

Eunha ne kadar böyle olsa da geceleri ağladığını biliyordu. Ona katkı sağlayan şeylerden birisi de anne babasının odasında yatıyor oluşuydu. Hyunjin çok kez odasını değiştirmek istese de vazgeçmişti.

Kendisi ise 25 yaşında köle gibi çalışıyordu. Çalışmadan birşeyler yapamayacağını da biliyordu. İlerde kardeşlerinin masraflarının artacağını da biliyordu.

Onlar ailesiydi ve onları hiçbir şeyden mahrum bırakmayacak, herşeyden koruyacaktı. Hem belki ilerde kendilerine güzel bir iş bulup kendisine bakarlardı.

Burnunu gıdıklayan gözyaşını yastığa sildikten sonra burnunu çekti.

Karanlık odada gözlerini gezdirdi. Sokak ışıkları odayı aydınlattığı için eşyaları net olmasa da görebiliyordu. Etrafı bulanıklaşınca dudağını ısırdı. Dudağı titredi, gözyaşları biri burnundan diğeri yanağından kayıp yastığa düştü. Örtüyü üstüne çekip cenin pozisyonu aldı. Gözyaşlarının yüze iyi geldiğini hatırlayınca hızla yüzüne yaydı gözyaşlarını. Bu yaptığı şeye gülüp cenin pozisyonundan tavana bakacak şekilde döndü. Elleriyle gözlerini ovalayıp kuruttu gözlerini.

Kapının altından gelen ışık kapanınca iki kardeşinin de odalarına çekildiğini anladı ve yan döndü.

Eğer uyumazsa sabah işe geç kalabilirdi. Bu da sabah sabah patronun rencidesini çekmek demekti.

Telefonunu ceketinde unuttuğunu hatırlayınca üşengeç bir şekilde yataktan kalktı. Kapıya yaklaşmıştı ki gözleri karardı. Buna alıştığı için takmayıp kapıyı açıtı ve odasından çıktı. Gözleri saniyesinde düzelmişti. Kapının arkasında ki askılıktan ceketini aradı. İlk Yeongmin'in hırkasını almış olsa da kendisinin kini bulmak zor olmamıştı. Hemen cebinden telefonu çıkarıp odasına ilerledi.

Telefonun açma tuşun basıp açılmayınca kendine yalandan yere sövüp Yeongmin'in odasının önüne gitti. Bu saatlerde şarj aleti kesinlikle onda olurdu. Uyuduğunu düşünüp direkt sessizce odaya girdi. Aldığı sigara kokusu ve gördüğü iki beden ile ışığı yaktı. Yeongmin yatakta, tanımadığı oğlan ise mutfak sandalyesini almış oturmuştu. Yeongmin gözlerini kocaman açıp sigarasını söndürmeye çalıştı. Sigara yatağına üzerine düşünce Hyunjin hızla sigarayı alıp yatağı eliyle silkeledi.

Sigarayı Yeongmin'e geri uzatınca Yeongmin şaşkınca bir Hyunjin'e bir de sigaraya bakıyordu. Hyunjin sşgarayı sallayınca elinden aldı ve küllükte hızla söndürdü. Tanımadığı oğlan ise çoktan döndürmüş bbir şekilde Hyunjin'i büyülenmiş gibi izliyordu.

"Arkadaşının geleceğinden bahsetmemiştin?" dedi Hyunjin sorarca. Yeongmin gözlerini kaçırıp ellerini önünde birleştirip bir şey demedi.

"Aslında biraz habersiz gelen bendim." dedi Hyunjin'in tanımadığı oğlan. Biraz çocuğu sürdü. Kısa siyah, aralarında mavi olan saçları, koca gözleri ve kemerli burnu vardı.

"Ah öyle mi?" dedi Hyunjin gülümseyerek. "Adın ne?" diye ekledi ardından.

"Ben Jin. Lee Jin." diyip Hyunjin'i izlemeye devam etti. "Ailen bu saatte burada olduğunu biliyor mu?" diye sordu Hyunjin bakışlarını etrafta gezdiren Yeongmin'e kısa bir bakışlarını atarken.

Jin de gözlerini kaçırdığında Hyunjin oturduğu yerden kalkıp Jin'in saçını okşadı. "Ailen merak eder. Geç olmadan git. Tamam mı?" Jin başı ile onaylayınca gülümseyip cama ilerledi. Camı açarken ekledi; "Seni koyduğumu düşünme, sadece aileni düşünüyorum."

Jin ellerini iki yana sallayıp "Hayır öyle düşünmüyordum." diye kekeleyerek söyledi.

Hyunjin birşey demeden odadan çıktı. Şarj aletini unuttuğunu hatırlayınca kapıyı tekrar açıp odaya girdi. Jin'in kendisinin ardından baktığını fark etse de birşey demeden telefonunu Yeongmin'e gösterdi. "Şarjım bitmişte şarj almak için gelmiştim."

Yeongmin yataktan kalkıp kendi telefonunu şarj dan çıkardı, şarj aletini tedirgince Hyunjin'e uzatınca Hyunjin ikisine de iyi geceler dileyerek odasına döndü. Telefonunu şarja takıp açınca biraz gözgezdirdi. En son alarmı kontrol edip yatağına yatıp örtüyü omzularına kadar çekti. Sigara konusunu Yeongmin ile daha sonra konuşacaktı. Şuan sadece uyumak istiyordu.

Gözlerini kapattıktan birkaç dakika sonra uykuya dalmıştı.


Kardeşlerini ve diğer kişileri kendiniz hayal edin. Onlara örnek fotoğraf koymayacağım ama Hyunjin'e koyacağım. Son yer biraz tuhaf oldu sanki çanxaçbzçanz


A

slında saçları kahverengi falan mı olsa diye düşündüm. Ama sarıda karar kıldım çünkü sarı saçları çok severim.

𝙏𝙬𝙤 𝙇𝙤𝙫𝙚𝙧𝙨 HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin