3

2.4K 237 177
                                    

Tostu uzatılınca teşekkür edip parasını ödedi ve üstünü aldıktan sonra mekandan çıkıp gördüğü boş bir banka oturdu. Tostundan bir ısırık aldıktan sonra cebinden telefonu çıkardı ve hızla ekranı açıp son aramalara girdi. Yeongmin'in üzerine tıklayıp aradı, ardından bir eliyle tostu yerken beklemeye başladı.

"Efendim." Kardeşinin sesini duyunca ağzındakini yuttu.

"Dün hakkında konuşacaktık." dedi Hyunjin tostundan bir ısırık daha alırken. Yeongmin mırıltı ile onaylayınca ikili birşey demeden bekledi bir süre. O kısa süreç içerisinde siyah, küçük bir köpek Hyunjin'in ayağına sürtünmüş, koca gözlerle bakmaya başlamıştı.

"Neden konuşmuyorsun?" diye sordu Yeongmin.
"İlk senin konuşmanı bekliyorum." dedi hemen cevap olarak. Ardından elindeki tostundan bir parça koparıp köpeğe uzattı. Köpeğin boynunda ki tasmayı gördüğünde sahibini aramak için etrafına bakındı. Sarı mullet saçlı birisi kendisine doğru hızlı adımlarla geliyordu.

"İlk gördüğün an neden birşey demedin?"

"Dememi mi isterdin?" Yeongmin reddedince iç çekip yanına gelen sarışına baktı. Sarışın izin isteyince Hyunjin başı ile onayladı. Sarışın oturup çantasından üstü kapalı kap çıkarıp köpeğin önüne koydu.

"Seni neden arkadaşının önünde rencide edeyim ki? Hem bu yaşlarda öyle şeyleri merak etmen normal." ardından gülüp ekledi. "Ben ilk denediğimde senden bir yaş büyüktüm. İlk nefes çektiğimde ölüyorum sanmıştım. Gözlerim yaşarmış, genzim yanmıştı. Hem içim içmemek sana kalmış."

"Peki, arkadaşımın gelmesi hakkında?" Yanında ki sarışın köpeği sevdikçe köpek mırıldanıyordu. Hyunjin kıkırdayıp tasmasına baktı. Kkami. İsmi beğendiğine dair mırıltı çıkarıp sarışının kendisine dönmesini sağladı. Hafif tebessüm ederek kardeşini cevapladı.
"Arkadaşının eve gelmesi sorun değil. Ama geç bir saatte bizim evdeyse onun sorumluluğu bana aittir. Bu arada arkadaşının adı neydi?"

"Lee Jin. Aslında iki adı var. Hem Jin hem de Kai." Hyunjin başı ile onaylayıp tostunun son kusmını ağzına atıp bitirdi. "Şimdi ona Jin mi demem gerekiyor? Kai mi?" Sarışın sanki ilgisini çekmiş gibi Hyunjin'e baktı.

"Ben ona hep Jin derim. Sana kalmış." Peki diyerek küçük hoşçakal faslından sonra aramayı kapattı. Ardından nezaketen sarışına iyi günler dileyip ellerini cebinden çıkardığı ıslak mendil ile temizlerken şirkete ilerledi.

Tek umduğu şikayeti yüzünden kendisine daha çok yüklenilmemesiydi.

Umduğu da olmuştu.

Yine fazla iş verseler de işleri arttırmamışlardı. Tüm gün bir o yana bir bu yana dolaşmış dinlenecek fazla zaman bulamamıştı. İş çıkışı saati geldiğinde de hızla şirketten ayrılmıştı. Eve gidip uyumak istiyordu. Acıkmıştı ama yemek sonraya da bırakılabilirdi.

Sonunda eve geldiğinde kardeşleri masada değil oturma odasında bekliyorlardı.

"Hayırdır dışarıda mı yediniz?" dedi şakayla.

"Paramız olsa yerdik." Bu Hyunjin'in moralini bozsa da gülümseyip tekli koltuğa oturdu. "Asıl sebebimiz arkadaşımın ailesi bizi akşam yemeğine davet etmesi." Hyunjin ağlar gibi sızlanıp koltuktan kayarak yere attı kendini. Biraz sert düşmüş olacak ki kalçası acımıştı. Diğer ikili onun bu haline gülünce sert bakışlarını kardeşlerine gönderip tekrar eski haline geçti.

"Ne zaman akşam yemeği?"

"1 saat sonra." Hyunjin küfür ederek hızla kalktı oturduğu tekli koltuktan. "Onlara işten geç çıktığımı söylemediniz mi?" İkili birşey demeyince başı ile onaylayıp duşa gireceği hakkında birşeyler zırvalayıp banyoya gitti.

𝙏𝙬𝙤 𝙇𝙤𝙫𝙚𝙧𝙨 HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin