1981 YILI
____________________________
"NE DEMEK ORTADAN KAYBOLDU!" diyerek ses tellerinin hepsini güçlü bir şekilde titretti Richard. Çatılan kara kaşları çukurlu yollar gibi olmuştu.
Eliyle kafesin içinde olan fareyi gösterdi Evan. "Pettigrew ile konuştu, adresi öğrendi. Sonra da eve gidip bir daha geri dönmedi!" diyerek açıklamasını yaptı.
"Hayır," dedi Callista dolu gözleriyle. "Hayır, hayır, hayır. Loria kaçırılmış olamaz di mi?" Çevik hareketlerle yerde duran kafesi aldı ve var gücüyle salladı. "ONA TUZAK MI KURDUN FARE BOZUNTUSU!"
Richard, Callista'nın elinden kafesi aldı ve yerine koydu. Onu kendine çevirdi ve sıkıca sarıldı. "Merak etme Lista. Onu beraber bulucaz."
"Bulucaz di mi Rick?" dedi Callista. Başını Richard'ın omuzuna gömerken boğuk sesiyle söylemişti bunu. Hiç kimseden bu zamana da kadar ümit bekleyen biri olmamıştı. Her zaman kendi ümidini kendi yaratırdı Callista Fox. Ama şimdi.. şimdi o kadar çok ümide ihtiyaç duyuyordu ki.
Richard, Callistanın yüzünü avuçlarının içine aldı. Bir kaç akan göz yaşlarını sildi baş parmağı ile. "İnan bana Lista, onu bulucaz."
Sadece sımsıkı birbirlerine sarıldı bu ikili. Bu uzun süreli sarılma ikisine de çok iyi gelmişti. Birbirlerinden destek almaları gerekiyordu.
Tek koluyla Callista'yı sararken Evan'a döndü Richard. "Şimdi Rosier, bana Loria'yla yaptığınız planı tane tane anlatıyorsun!" dedi sertçe. Az önce kızıl kıza gösterdiği merhametin bir zerresini bile göstermemişti Evan'a. O aptal Rosier oğlanı, en değerli varlığının kaybolmasına sebep olmuştu.
••••
"Gloria Nott'ı yakaladığınızı mı söylüyorsunuz?" dedi Dumbledore ağır ağır. Ellerini birbirine kenetledi. Her bir Çapulcu üyesinin gözlerine bakıyordu teker teker.
Gülümsediğini bile görmeyen yoldaşlık üyeleri Alastor'un kahkasını duyduklarında oldukça şaşırmışlardı. "O cadıyı yakaladığınıza inanamıyorum." dedi Moody sırıtırken.
"Bu duruma en çok Sirius seviniyor olmalı." diyerek Sirius'a göz kırptı Frank.
"Bana hala Dumbledore yüzünden sinirli olduğunu biliyorsunuz di mi?" Sirius tabii ki de bu duruma seviniyordu, midesinde ki kelebekler durmak bilmiyordu. Ama Gloria'nın onu dinleyeceği bile belli değildi. Sonuçta üç yıl kaçmıştı kız, tekrar konuyu kaynatmanın bir yolunu bulurdu.
Dumbledore, Sirius'un ergen tavırlarına vererek asıl konuya geri döndü. "Bir süre burada kalmanız iyi olucak." dedi Potter çiftine. "Ve en yakın zamanda yeni bir sır tutucu bulmanız gerek Bay ve Bayan Potter."
James "Sır tutucumuzu bulduk bile Profesör Dumbledore." dedi. Lily'de eşine hak verircesine kafasını salladı.
"Kimi sır tutucu olarak düşünüyorsunuz Bay Potter?"
"Sizi ve Marlene'yi Profesör." diyerek onu yanıtladı Lily. "Sirius ve Remus çok belli hedefler olurlardı."
"Bize kimsenin aklına gelmicek biri lazım." diyerek eşini tamamladı Potter oğlanı.
Marlene'de bu duruma razıydı. Potter çifti onlarla konuştuğunda onaylamıştı zaten onları. Kendisi akla gelmeyecek biriydi. Bu durumda peşine de düşülmezdi. James ve Lily'nin ona güvenmesi de onun gururunu okşuyordu.
YOU ARE READING
𝐃𝐀𝐑𝐊 𝐏𝐀𝐑𝐀𝐃𝐈̇𝐒𝐄, Sirius Black fanfiction
ChickLitNott kızının kalbi yerinden çıkıcak gibi atarken, Sirius daha da yaklaştı ona. Nefesleri birbirine değerken fısıldadı Black oğlanı. "Yüzün bir melodi gibi leydim, asla aklımdan çıkmıyor." {enemies to lovers} Sirius Black fanfiction 🖤