1981 YILI
_________________________
Alice pes etmeden elinde ki kaşığı Gloria'nın ağzına sokmaya çalıştı. Her ne kadar yaptıklarından dolayı Gloria'yı sevmese de iki gün aç durmasına göz yumamayacağı için ısrarla yemek yedirmeye çalışıyordu.
Gloria her kaşıkta yaptığı gibi kendini geri çekmedi. Bu sefer Alice'in verdiği kaşığı ağzına aldı. Kendini geri çekmekten daha kötü bir şey yaptı. Ağzında ki tüm çorbayı yere tükürdü. Yine de dilinde ki çorba tadını hissedebiliyordu.
"Napıyorsun Gloria!" dedi Alice sinirle ve oturduğu sandalyeden kalktı. Asasıyla yerde ki çorbayı sildi ve tekrardan Gloria'ya döndü.
Karamel bakışları üzerinde hisseden Gloria "Beni geri zekalı mı sandınız?" Dalga geçerek söylemişti bunu. "Bana vermek istediğiniz her şeyin içinde veritaserum olduğunu biliyorum!"
Alice şaşkınca baktı ona. Bu kız gün gittikçe daha da akıllanıyordu. Evet, öğrencilik yıllarında da akıllıydı ama şu an daha zeki, daha bilgili ve acımasız bir kadına dönüşmüştü.
"S-Sen.. nasıl?" Alice cümlesini bitirir bitirmez sinsice sırıttı Gloria.
"Söyle Dumbledore'a, ben Pettigrew gibi olduğum safı satmam!' " dedi ve gülümsemeye başladı. Aydınlık taraf düşmanını bu kadar küçümsüyorsa burdan çıkar çıkmaz savaşı kazanacaklarının çok kolay olacağını düşünüyordu Gloria. Karanlığın yükselmesine izin vericekti. Özelikle Sirius'u gördüğünden beri. Kalbinin yumuşadığını fark ettiği için, karanlık tarafına ağırlık veriyordu.
Alice üstünde ki şoku atamadan odadan çıktı. Sürekli aynı cümleyi tekrarlıyordu. "Nasıl anlamış olabilir?"
Onun dalgın halini gören Frank karısının yanına yaklaştı. "Bebeğim, neyin var?" Eliyle belini tutup hafifçe kendine çekti. Bu az da olsa Alice'in kendine gelmesini sağlamıştı.
"Gloria." dedi Alice dalgınca. Sonra bakışlarını kocasına çevirdi. "Gloria veritaserum vermeye çalıştığımızı anlamış."
Şaşırılmayacak şekilde birinin ağzından Gloria kelimesi çıkıyorsa Sirius'ta orda bulunuyordu. Kulakları son zamanlarda çok keskindi. Alice'in cümlesinin ardından Sirius hemen yanlarına gelip "Neler oluyor?" diye sordu merakla. O kadar çok merak ediyordu ki olanları. Çünkü iki gündür Dumbledore, Gloria'nın yanına girmesine izin vermiyordu.
Alice, Sirius'u hiç takmadan devam etti. "İki gündür yemek yememesinin sebebi bu olmalı. Ve.. ve bana 'Ben asla Pettigrew gibi tarafımı satmam' dedi." Alice derin bir nefes alıp verdi. "Merlin, işimiz çok zor olucak Frank."
Sirius'un takıldığı tek yer Gloria'nın yemek yemediği konuydu. "Gloria yemek yemiyor mu?" diye sordu Frank'a, Alice pek konuşacak durumda değildi çünkü.
"Öyleymiş dostum." dedi Frank. Alice'in omuzuna kolunu attı ve bebekleri Neville'ın yanına gitmek için merdivenleri inmeye yöneldiler.
"Of Godric aşkına!" dedi Sirius ve kollarını sıvadı. "Ölmek için uğraşıyor heralde bu kız." Kendine kendine söylenirken mutfağa yöneldi. Bu asi Black, kendi elleriyle yemek yapıp Dumbledore'un emirlerini dinlemeden yemeği Gloria'ya yedirecekti. Onun açlıktan ölmesine göz yumamazdı.
YOU ARE READING
𝐃𝐀𝐑𝐊 𝐏𝐀𝐑𝐀𝐃𝐈̇𝐒𝐄, Sirius Black fanfiction
ChickLitNott kızının kalbi yerinden çıkıcak gibi atarken, Sirius daha da yaklaştı ona. Nefesleri birbirine değerken fısıldadı Black oğlanı. "Yüzün bir melodi gibi leydim, asla aklımdan çıkmıyor." {enemies to lovers} Sirius Black fanfiction 🖤