Merhabalar.
Yeni bir hikayeyle buradayım.
Canını feda edercesine bittikten sonra yoğunlaşacağım hikayelerdendir. Şimdilik bir kaç bölüm atacağım.Umarım beğenir ve yanımda olursunuz.
Başlama tarihinizi alayım?
Hayde bismillah.
İyi okumalar.
***
Kalbimde tutamadığım, tuttukça acı çektiğim, çektikçe de hayata bir adım daha uzaklaştığım milyonlarca sebep taşıyordum şu kısacık ömrümde. Kalbimi büsbütün kaplayan, binbir yerinden bölünerek hayatımın orta yerine çakılan sebepler...Ne yapılır bu hayatla, bu kalple? Benden bu hayata ne olur, bilmiyorum. Hayatımla baş edemiyorum.
Bunca yıl yürüdüğüm bu yolda kendimi bir yere koyamadan ilerliyorum.
Bir şey olsun istiyorum. Umulmadık. Hayatımın üstüne iki ayağını da basıp bambaşka bir hayata sürükleyecek bir şey. Ağzımın açık kalacağı bir şey.
Bir öyküm olsun istiyorum. Uzunmuş kısaymış, mutluymuş mutsuzmuş fark etmeksizin.
"Mihra?" Adımı duymak beklemediğim bir şeydi. Üzerime sinen ürpertiyle kafamı yanıma ne zaman geldiğini anlamadığım arkadaşıma çevirdim.
"Beni korkuttun." Mahçup bir ifadeyle karşıladı beni karşımdaki beden.
"Özür dilerim, Mihra. Niyetim korkutmak değildi. Seslendim defalarca ama derin dalmışsın belliki." Tebessümü yüzünde asılı arkadaşımın güzelliği hayran olunasıydı.
"Alin, bana Mihra demekten vazgeçmelisin." Göğsümü döve döve uslandırmak geçiyordu içimden. Orası büyük bir yangın yeriydi.
"Arzela." Derin nefes aldı, narin elleri elimin üzerine kondu. "Böyle yaparak geçmişinden kaçamazsın."
"Kendimden sağ çıkamıyorum, Alin." Elimin üzerine kondurduğu eli usul usul elimi okşamaya başladı.
Devam ettim. "Kaçmaktan yoruldum."
İnsanın içine mutsuzluk kanserden hızlı yayılıyordu. Nefesim yetmiyordu çoğu zaman. Kalktım usulca oturduğum banktan. Elimdeki eller yok oldu. Son kez karşımdaki uçsuz bucaksız maviliğe baktım. Usulca Alin'i buldu bakışlarım. Kalktı ayağa.
"Gidelim mi, Arzela?" Dedi.
"Gidelim, Alin." Dedim. Arabanın olduğu yönde usul usul ilerledik. Sürücü koltuğuna Alin otururken yanındaki koltuğa oturdum. Benden daha iyi biliyordu bu şehri. Kafamı koltuğa yasladım, gözlerim kapalıydı. Başımın ağrısı zorluyordu.
"Alin..." gözlerimi açmadan konuşuyordum. "Bir işe ihtiyacım var."
Bakışlarının anlık da olsa yüzüme döndüğünü sonra hemen çektiğini hissetmiştim. Derin nefesi sessizliğimizi yırtıp geçerken konuşmaya başladı.
"Bizimle çalışmak ister misin? Abimle konuşurum biliyorsun." Gözlerimi araladım ve kafamı kaldırmadan onu buldu bakışlarım.
"Bir elemana ihtiyacınız varsa elbette olur." Yutkundum ve devam ettim. "Ama birine ihtiyacınız yokken de beni alırsanız istemem."
"Sorarım Arzela. Bizim ihtiyacımız yoksa da abim bir kaç kişiye haber uçurur illaki vardır birileri." Dedi.
"Yeterince zor duruma soktum seni ve hala o boktan hayatımın bir parçası olmak seni hiç düşündürmüyor." Kaşlarını çatarak baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAŞUT
ActionDuyuyordum o sessizliğin çığlığını. Çınlıyordu kulaklarım bu güçlü sessizlik karşısında. Ben, sessizlik ve yalnızlıktım. Sevgisiz kalmış bir bedendim, yapayalnızdım. İçimde bir acı vardı, her zaman hissettiğim. Asla yalnız bırakmayan. Ve bundan so...