16.BÖLÜM

179 10 4
                                    

Oo canımlar merhaba yine ben , okuyucu artıyo buna seviniyorum tabiki görüşlerinizi ve votelerinizi de bekliyorum iyi okumalar öptüm ve bu arada Eylem değişti multide Eylem var. ✌
Bölüm şarkısı : Hozier - Take me to church

#Eylem'den
"Yarın okulda iyi şeyler olmayacak." bu kelime saatlerce aklımdan çıkmıyordu. Sürekli düşünüyordum bu yüzden kafam ağrımaya başlamıştı. Bu iki insan beni bambaşka birisi yapmışlardı. O içine kapanık Eylem gitmis yerine başka Eylem gelmişti adeta. Düşünceleimden kurtulmak için yatağıma uzanıp kulaklıklarımıda takıp uykuya daldım.
***
Sabah kalktığımda ise hala yorgun hissediyordum. Düşüncelerimden arınmış olarak kalkmak isterdim ama öyle bir şey olmadı. Telefonumun ekranına baktığımda ise ;
10 cevapsız çağrı , 5 okunmamış ileti.
Ekranda bir kişinin adı yazıyordu : SARIŞIN (Çağlar)
Hemen mesajlara baktığımdaysa şunlar yazıyodu ;
- Seni benden alamaz.
- Hem o kim oluyo lan?
- Ağzım burnum paramparça olsa bile , seni benden alamaz.
- O amına koduğumun piçi bana senden uzak durmamı söyledi , kik oluyo lan o şerefsiz?
-  Neyse , seni seviyorum.

Kalbim deli gibi çarpmaya başlamıştı Çağlar için endişelenmeye başlamıştım , korkuyordum. O'na zarar vermesinden korkuyordum. O son mesajı ise gerçekten beni mutlu etmişti ama yinede bedenimi kocaman bir korku sarmıştı.
Hemen üstümü değiştirip yemek yemeden dışarı çıktım ama okula değil Çağlar'ların evine gidiyordum. Ayakkabımın bağcığını bile bağlamadan hızlı hızlı yürümeye devam ettim arada bir takılıyordum ama aldırış etmeden devam ediyordum. Sonunda evlerinin önüne geldiğimde kapıyı 2-3 kere tıklattım açan olmadı. Bende kapıya tekmeler savurmaya başladım ve evden ;
"- Oha lan tamam geldim ne ayı-"
Derken kapıyı açtı karşısında beni görünce lafı yarımda kaldı , açık kalan ağzını işaret parmağımla kapattım. Hafif gülümsedi ve içeri gel işareti yaptı. İçeri girdiğimde ise gayet toplu ve temizdi bunlara aldırış etmeden Çağların vüduna gözlerim takıldı. Üzerinde hiç bir şey yoktu ( fesat anlamayın lan .s.s) altında ise siyah bir pantolon vardı.
"- Beni kesmen hoşuma gitti." deyip alayla sırıttı.
Gözlerimi devirdim.
"- Seni kesmiyorum gerizekâlı."
"- Gayette beni kesiyorsun bebeyim."
"- Hiçte bile." deyip dil çıkardım.
O'da dil çıkartarak karşılık verdi , tanrım ne kadarda tatlıydı.
Tanrı değil o Allah kızım cık cık cık.
İç sesimin bir anne olduğunu söylemiştim. Gerçek bir annem olmasada iç sesim vardı.
Aniden hayvan gibi sarıldım , sarsıldı tabi ister istemez.
"- Yavaş olsana lan." dedi al sana öküz.
"- Yiviş ilsini lin." diye taklit ettim.
Beni geri çekti neye uğradığımı şaşırmıştım ki bir anda dudağımda yumuşaklık hissettim ve bende karşılık verdim. Ellerini belime doladı ve beni kendine dahada yaklaştırdı ama hemen onu itip ;
"- Evlenmeden olmaz." deyip alayla güldüm.
Salak salak güldü. Bende hemen niçin geldiğimi hatırlayıp konuşmaya başladım ;
"- Senin için endişeleniyorum aptal."
"- Niye ki?"
"- Can , onla kavga etmeni istemiyorum hemde benim yüzümden."
"- O'nu öldürmemden mi korkuyosun yoksa?"
Gözlerimi devirdim.
"- Hee mal."
"- Seni benden kimse alamaz tamam mı?"
"- Benim bir yere gittiğim yokki şapşal şey."
"- Konu da bu ya , senden uzak duramam. Seni seviyorum. Senin için herşeyi yapar-"
Daha fazla konuşmasına izin vermeden dudaklarına yapıştım ve sertçe karşılık veriyordu.
Geri çekildiğimdeyse ikimizde nefes nefese kalmıştık.
"- Bugün okula gitme."
Cevap yok.
"- BUGÜN OKULA GİTME."
Cevap yok.
"- BUGÜN OKULA GİTMEYECEKSİN ANLAŞILDIMI LAN?!" sonunda dayanamayıp patlamıştım oda alayla bana bakıp ;
"- Gidicem."
O sinirle hemen çantamı toplayıp kapıya yöneldim ve kapıyı çarparak evden çıktım.
Doğru ya , ben onun hiç bir şeyiyim ve karışamam ama ona değer veriyordum. Fazlasıyla. Ama bi bakıma sevgilim vardı. Ama can değişmişti. Hem de çok. Ona'da haksızlık ediyorum. Oha ulan saat 7.05 okula geç kalıyom Siktiiiir.
***
Hemen eve gittiğimde öküz gibi hazırlanıp evden dışarı çıktım. Koşa koşa okula geldiğimdeyse bahcede kimse yoktu şimdi sıçtım. Hemen merdivenleri çıkıp kapıyı tıklattım ve içeri girdim. Ders ingilizceydi huh *alnından ter silme emojisi* en kaynak dersti kimse hocayı dinlemiyor başka şeylerle uğraşıyordu. Kimileri arkada bir grup oluşturup dedikodu yapıyor kimi ineklerde dersi dinliyordu. Bana bakan Can , Mert ve Melise "Ne lan" bakışımı attıktan sonra Mert'in yanına geçtim.
"- Ee hüloğ bugün kavga varmış mısır getirdin mi lan?"
"- Ne kavgası aq?"
"- Can ve Çağlar kavga edecekmiş lan cfkjckdj."
"- Ya amk."
"- Ehuheuehuehu mısır yoqmiieğ?"
"- Bokumu ye Mert töbee."
"- Mısır diyom mısıaağr"
Gözlerimi devirdim. Hala mal mal mısıaağr diye bağıran Mert'e orta parmağımı gösterip piç smile attım. O sırada Can bana bakıyordu. Gözlerindeki nefret beni ürkütmüştü. Ama kafama parmağıya sürekli dürten Mert kesişmemize engel oluyordu.
"- Mısır , mısır , mısır istiyom ben , eylem bağa mısıaaağr."
Kafasından tutup sarstım.
"- Mert bi suuus."
Yeşil gözleriyle yavru köpek bakışlarından birini attı. Umursamadım tabi.
***
Zil çaldığında Can'ın yanına gittim ve ;
"- Bahçeye gel." dedim onunla konuşmam gerekiyordu.
Heycanla bana baktı ve arkamdan gelmeye başladı. Aşağa indiğimizde bank'ın birine oturduk ve konuşmaya başladım ;
"- Bak Can , seni seviyordum. Hemde herşeyden çok. Ama ben bu ilişkiyi daha fazla sürdürmek ist-" derken dudakları dudaklarıma yapıştı.
Susamışcasına öpüyordu. Salakça karşılık veriyordum. Ben buraya bitirmeye gelmiştim ama o sanki hiç bitmesin diye çabalıyordu. Hızla ondan ayrıldım. Yüzünde üzgün bir ifade vardı. Sanırım konuşamayacaktım. Söyleyemeyecektim. Yapamazdım.
"- Bana şöyle bakmayı kes Can."
"- Sevgilime bakamazmıyım? "
Cevap vermedim ve bank'tan kalkıp hemen bizim sınıfa yöneldim. İçimde kötü bir his vardı. Sınıfa girdiğimde gördüğüm manzara. Gözlerimden usulca akan yaşlar. Ellerimin titremesi. Sinirle sıraların arasından geçerken Seçil ve Çağlar'a baktım. Onlar. Öpüşüyordu. Çağların kucağındaydı o sürtük. Hemen sinirle Seçilin saçlarından tuttuğum gibi yere çektim ve üstüne çıkıp tokatlamaya başladım o cırtlak sesiyle bağırmaya başladı şuan hiç bir şey düşünmeden yumruklarımı savurmaya başladım. Ama birisi beni onun üzerinden çekmeye çalışıyordu. Ama sandığım kadar kuvvetli değilmiş (!) hızlıca ondan sıyrılıp dahada sert yumruklamaya başladım ağzı yüzü kan olan Sürtükella , önce onun zayıflığına baktım ve ayağa kalktım. Sonra ise bir tekme atıp alaylı sırıtmamla bir Seçile birde Çağlara bakıp sınıftan çıktım.
Ellerim sızlıyordu. Kalbim acıyordu bir yandansa Sürtükella'yı dövdüğüm için fazlasıyla mutluydum. Aniden omuzumda bir el hissettim yumuşak bir eldi. Arkamı döndüğümdeyse gördüğüm kişi "ÇAĞLAR."
Tek kaşımı kaldırıp onu eziklercesine baktım. Ağlıyordu.
"- Eylem. Özür dilerim. Herşeyin nasıl olduğ-" derken işaret parmağımda ağzına sus işareti yaptım.
"- Bana açıklama yapmak zorunda değilsin. Ve artık hiçbir zaman "biz" olmayacağız Çağlar."
Dahada fazla ağlamaya başlamıştı.
Ona her ne kadar sarılmak istesem de artık yapamazdım. Erkeklerin ağlamasına dayanamazdım helede o kişi Çağlarsa. Ama tek yaptığım arkamı dönüp oradan uzaklaşmak oldu.
Okuldan hızla çıkıp çocukluğumdan beri gittiğim yere gittim. Her üzgün olduğumda , annemi özlediğimde giderdim oraya. Deniz kenarı. Orda huzur bulurdum. Her şeyi unuturdum sanki.
Geldiğimde ise denize karşı duran bank'a oturdum ve düşünmeye başladım. Acaba kimi seçmeliyim?
Eveet bölüm bitti umarım beğenmişsinizdiir öptüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin