160 kişi okumuş hikeyemi çok duygulandım şuan.Ben bu kadar olacağını düşünmüyordum. Aslında hikayeyi silecektim bugün ama Merve bir bölüm daha yayınla dedi, o yüzden yayınlıyorum. İyi okumalar. Bu arada multide Burak var.
Burak'ı bin bir güçlükle salondaki koltuğa yatırdıktan sonra bende karşısında ki koltuğa oturdum ve dik dik ona baktım. Kadın parfümü kokuyordu,sarhoştu ve saat gecenin dördü. Düşüncesi bile miğde bulandırıcı.Şuan neden bilmiyorum ama içimde onu öldürme isteği var.Bir kaşık suda boğma isteği falan böyle.Odunla kafasına vura vura öldürme isteği.Bir süre tavanı izledikten sonra bakışlarını bana çevirip '' Neden dik dik bana bakığını sorabilir miyim ? '' diye sordu içki kokan nefesiyle. Yeminle buraya kadar geldi kokusu. Bok mu var bu kadar içecek gerizekalı.Gözlerimi devirdikten sonra '' Dik dik baktığım falan yok, sadece ne var bu kadar içecek '' diye sordum sakin kalmaya çalışarak. Tam cevap vereceği sırada kapı çalınca yerimden kalkıp söylene söylene kapıyı açmaya gittim. Kapının deliğinden kim olduğuna baktığımda tanımadığım birisi olduğunu gördüm. Saat sabaha karşı dört. Kapıda tanımadığım birisi var. Tamam tamam hemen panik yapmaya gerek yok, belki yalnış gelmiştir. Hep annem yüzünden izletiyor bana o Müge Anlı'yı sonra bu kız niye böyle. Kendi kendime gözlerimi devirdikten sonra kapıyı açtım. Tek kaşımı kaldırıp ona '' Ne işin var lan burda '' bakışı attığımda cevap vermeyerek içeriye girip salona doğru ilerledi. Noluyoruz amına koyim,ev evlikten çıktı yol geçen hanı gibi oldu anasını satatayım.Arkasından kapıyı kapatıp temkinli adımlara peşinden gittiğimde Burak'ın oturduğu koltuğun yanındaki sehpanın üzerine oturmuş birşeyler konuşuyorlardı. İyi bari en azındak Burak'ı tanıyormuş da bu adını daha henüz bilmediğim çocuk Burak'ın bizim evde kaldığını nerden biliyor lan? Bir ara Burak ile bu konuyu konuşmamız lazım. Az önce oturduğum koltuğa tekrar oturduğumda bakışlarını bana çevirip tek kaşlarını kaldırarak baktılar. '' Ne bakıyonuz be '' diye söylendikten sonra koltuğa iyice yerleştim ve televizyonu açıp izlemeye başladım. Ne yapayım uyku falan bırakmadılar. Birde yarın okula gidicem ya. Allah'ın öküzü bari geç geliceksin eve anahtarı alda çık git dimi?.Hadi anahtarını unutmuşsundur anlarımda bu çocuk ne amk. Kız kalıyor bu evde kız.Berk bir duysa varya ağızlarına sıçar haberleri yok. Berk demişken o götü de çok özledim lan vallaha arayayım bir ara. Ben bir süre televizyon izlerken onlar birşeyler konuşuyorlardı ama dinledim. Zaten bir süre sonrada uykum geldiği için koltuğun üzerinde gözlerimi kapattım.
- Burak'ın bakış açısı -
Okyanus'u evde yalnız bıraktıktan sonra arabama atlayıp bir bara gittim. İlk başlarda amacım sadece bir kaç bardak bişeyler içmekti ama daha sonra Okyanus aklıma geldi ve kendimi içkiye kaptırdım. Ece'ye çok fazla benziyordu, hem duygusal hemde fiziksel açıdan. Ece'nin acısını daha yeni atlatmışken ona bu kadar benzeyen birisiyle karşılaşmak beni oldukça sarstı,üstelik birde Okyanus ile aynı evde kalıp ona göz kulak olmam gerekiyor. Lanet olsun!. Birinci şişe, ikinci şişe derken en son saymayı bıraktım. Saate batığımda sabaha karşı 2 olduğunu farkettiğimde Okyanus'un evde yalnız kaldığı aklıma geldi ve bardan ayrıldım. Ne olur ne olmaz, sakarın teki zaten. Son hızla arabamamla ilerlerken telefonum çaldı. Kimin olduğuna bakmadan açtığımda ''Burak '' dedi karşımdaki tanıdık ses. Bu Metehan'ın sesiydi. '' Ne var '' dedim çabucak. '' Geçen gün yemekhane'de Okyanus'a bağırdığından beri senden haber alamıyoruz abi merak ettik. O günden beri ne sen okula geliyorsun ne de o Okyanus. '' dedi endişeli bir sesle. Metehan'ın sözü üzerine içten bir kahkaha attıktan sonra '' Korkma kıza birşey yapmadım '' dedim. '' Nerdesin '' diye sordu bu sefer. '' Okyanusların evine gidiyorum dedim '' bunu söylerken gülümsediğimi farkettiğimde gülümsemem yüzümde soldu. Pekala bu biraz garip. Hiçbir şey söylemesine fırsat vermeden '' Merak etme diye evin adresini mesaj atıyorum birşey olursa oraya gelirsin '' dedim ve telefonu kapattım.
![](https://img.wattpad.com/cover/35283854-288-k768408.jpg)