Meraba arkadaşlar ben şimdi wattpad'de hikaye okuyordum sonra bende yazayım dedim. Bir şeye benzeyeceğini sanmıyorum ama heves işte.Yani inşallah beğenirsiniz çok emek vererek yazdım. Burdan bu hikayeyi yazmam için ısrar eden Beyzanur ve Salihaya bol bol selamlar. İyi okumalar. Umarım beğenirsiniz.
Sabah annemin "Okyanus kalk," diye bağırışıyla uyandım. Sıcacık yatağımı geride bırakarak banyoya doğru ilerledim. Yeni bir okul dönemi daha başlıyordu. Lise 3. sınıfın ilk günü. Geçen sene okulda bir kızla kavga ettiğim için okuldan atılmıştım,o yüzden şimdi bizim mahallede yeni açılan bir liseye başlıyorum. Heyecanlı mıyım? Tabikide hayır. Sadece tek dileğim geçen seneki gibi bir sınıfa düşmemek o kadar.Eski sınıfımda sevilmezdim,sevilmeyide beklemiyordum zaten . İçime kapanık birisi olduğum için insanlarla gerektiği yerde konuşur gerektiği yerde susardım.Ben sınıfın duvar kenarındaki sıranın en arkasına oturup,müziğin sesiyle diğer insanların sesini susturmaya çalışırdım .Banyoda işimi halletikten sonra banyonun kapısını açtım ve kapının önünde bekleyen bir adet Berk'le karşılaştım. Berk abim, aramızda 3 yaş olduğu için ona ismiyle hitap etmemi istiyor beyfendi.Komik duruma düşüyormuşmuş.Gerizekalı işte naparsın. "Lan gerizekalı deliğe mi düştün bir saatir çıkmanı bekliyorum," dedi ve beni omzundan sertçe iterek banyoya girdi,ardındanda sertçe kapıyı kapattı. Başımı sabır dilenir bir biçimde yukarı kaldırmamla burnuma gelen enfes bir kokuyla kendimden geçtim. Omlet kokusu mu la o? İçimden lütfen annem omlet yapmış olsun diye dua ederek mufağa doğtu depar attım. Mutfağa varınca annemin gerçekten omlet yapmış olduğunu gördüm ve 32 diş gülerek masaya oturdum. Annem ''Sanada günaydın Okyanus hanım,'' dedi ve ocakta pişmekte olan omleti tesrs çevirdi. Hiçbirşey söylemeden sadece omletin pişmesini bekledim. Ben beklerken Berk ve babamda mutfağa girmiş ve masadaki yerlerine oturmuşlardı. İkisinede baktığımda omlete bakarak 32 diş güldüklerini gördüm, sanırım ailecek açız. Omletlerimiz piştiğinde annem tabaklarımıza koydu ve hepimiz hayvansı bir biçide omleti yemeye başladık.2-3 dakika içinde üçümüzünde tabaklarındaki omlet bitmişti.Anneme ''Ellerine sağlık,'' dedikten sonra sofradan kalktım ve okul için hazırlanmak üzere odama çıktım.Üzerime batmanlı siyah kısa kollu tişörtümü altıma ise kot şortumu giydim,ayağımada spor ayakkabılarımı giydikten sonra yüzümün çok soluk gözüktüğünü farkettim ve sadece bir fondoten sürdüm.Normalde makyajdan nefret eden bir insan olarak şuan bu fontoden bile fazla gelmişti ama neyse. Aynada son bir kez kendime baktıktan sonra hazır olduğuma karar verdim ve telefonumu,kulaklığımı,ve çantamı alıp salona Berk'in yanına doğru ilerledim.
Salon kapısından içeriye girince Berk baştan aşağıya beni süzdü daha sonra hafif bir ıslık çaldı ve ''Güzel olmuşsun,'' dedi. En ufak bir şeyde kim demiş olursa olsun kızarmak gibi bir huyum olduğu için şuan kızardığıma eminim. Berk kızardığımı farketmiş olacak ki gülmeye başladı. Onu kolundan tutup kapıya doğru çekiştirmeye başladım. Arabaya vardığımızda beyfendi sonuda gülmelerine bir son verebilmişti. O sürücü koltuğuna otururken bende yanındaki koltuğa oturdum ve kulaklıklarımı kulağıma takarak yolu izlemeye başladım. 15 dakikalık bir yolculuğun adından okula vardığımızda arka koltuktan çantamı aldım ve arabadan aşağıya indim. Okulun giriş kapısına doğru yürürken Berk'in arkamdan ''Dikkat et de yine kavgaya karışıp okuldan atılma,'' dediğini duydum. Ona dönmeden orta parmağımı kaldırdım ve yürümeye devam ettim. Arkamdan güldüğüne yemin edebilirim. Okulun kapısına varınca derin bir nefes aldım ve içeriye girdim. Uzun bir kolidor vardı ve duvarları Atatürk resimleriyle dekore edilmişti. Uzun kolidorda yürürken kapıların üzerlerinde yazan yazıları okudum.Sonuda müdürün odasını bulduğumda kapıyı tıklattım ve içeriye girdim. Siyah düz saçlı ela gözlü bir kadındı,beni gülerek karşıladı ve eliyle masasının önündeki koltuklardan bir tanesini işaret etti.Başımı hafifçe salladıktan sonra koltuğa oturdum ve kadına bakmaya başladım. Oda gülerek yerine oturunca adımı ve soyadımı sordu. ''Okyanus Ece Yıldız,'' diye kısa bir cevap verdim. Elindeki dosyaları bir süre karıştırdıktan sonra "11/C'desin canım bir üst katta,'' dedi yine o güzel gülümsemesiyle bana bakarak. "Teşekkürler," dedim ve oturduğum koltuktan kalktım.Elini uzattığında elini sıktım ve odasından çıktım. Hızlı bir biçimde merdivenleri çıktıktan sonra sınıfımı aramaya başladım.Yine aynı şekilde uzun bir kolidor vardı,ama bu sefer kolidorun duvalarını yazarların hayatı ve şiirlerin yazılı olduğu çerçeveler süslemişti. Kalan yerlerde krem rengindeydi Sonunda kendi sınıfımın önünde geldiğimde derin bir nefes daha alıp içeriye girdim.İçerisinde sadece 4-5 kişi vardı.Duvar kenarının en arka sırasına baktığımda boş olduğunu gördüm ve oraya gidip oturdum.Çantamdan telefonumu ve kulaklığımı çıkarttım. Kulaklıklarımı kulağıma taktıktan sonra kafamı sıraya koydum gözlerimi kapattım ve Norm dinlemeye başladım.