call me daddy, my little kitten/ HYUNCHAN

1

Koluma taktığım kıyafet çantam ile kurstan içeri girdim. Soyunma odasına geldiğimde kulaklığımı çıkardım ve sıfır kol siyah üst ile kısa bir şort giydim. Çantamı dolaba kilitledim ve stüdyoya doğru yürüdüm. Elimdeki telefona bakarak ilerlerken birine çarptım. Kafamı kaldırıp baktığımda şaşkına dönmüştüm. Siktir! Bu afette kimdi böyle?

Hala boş boş durdugumu fark edip eğildim.

"Kusura bakmayın." Dedim ve geç kaldığım derde ilerledim.

Adamın bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum. Bu his ile arsızca gülümsedim ve stüdyo kapısını açtım, kapatırken arkamı döndüm ve ona baktım cidden hala oradaydı. Gülümsemem daha da büyüdü ve kapıyı kapattım.
.
.

Uzun süren çalışmadan sonra yorgunluk ile kendimi yere attım.
Derin nefesler alıp yanan göğsümün acısını geçirmeye çalışıyordum. Ufak bir alkışlamadan sonra herkes duş almak için çıktı. Herkes gittikten sonra ayalandım ve şarkıyı tekrar açtım. 1 hafta içinde dans yarışması olacaktı ve ben başarılı olana kadar dinlenemezdim.
Tek başıma pratik yaparken duran müzik ile arkamı döndüm ve stüdyonun sahibi Minho hyunga baktım.

"Bazen acaba sana bu yarışma görevini vermekle hata mı ettim diyorum? Kendini o kadar yoruyorsun ki Felix beni neredeyse doğrayacak." Gülerek söylediği şeyler ile ben de güldüm ve yere oturdum.

Felix benim yakın arkadaşımdı aynı zmanada Minho hyung ile çıkıyordu.

"Aldım mesajı gidiyorum." Dedim ve dogruldum.

Minho hyung gülerek benim ardımdan kapıyı kilitledi ve odasına geçti.
Hızlı bir duş alıp temiz kıyafetlerimi giydim. Eşyalarımı aldıktan sonra çıkıp Minho hyung'un odasına ilerledim. Kapıyı iki kere çalıp cevap beklemeden içeri girdim. Bana şaşkınca ve sinirlice bakan iki kişi ile bir an durdum, Minho hyung sabah çarpıştımız adam ile konuşuyordu.. Galiba önemli bir konuşmayı bölmüştüm.

"Ö- özür dilerim, Minho hyung çıkıyorum ben onun için gelmiştim." Hemen geri çıkacakken Minho Hyung' un bana seslenmesi ile durdum ve kafamı geri uzattım.

"Saçların ıslak hasta olursun şuraya otur iki dakika ben bırakırım." Dedi. Açıkçası yarışma zamanı hiç hasta olmak istemiyordum o yuzden afet olan adamın karşısına oturdum. Beni arsız gözlerle süzüyordu, ki benimde ondan geri kalır halim yoktu. Bakışmamızı bozan şey Minho hyungun boğazını temizlemesi oldu.

"Bu Hyunjin, Felix' in arkadaşı. Bu da Bang Chan, o da benim arkadaşım. Şimdi hyung, işimizi yarın halledelim çıkmam gerek Lix ile yemege çıkacağım. Gel Jin önce seni bırakayım. " Diyerek ayaklandı.

Ayağa kalkıp ellerimi gereken yok amacında salladim.
"Hyung öyle yaparsan gecikirsin ben şimdi taksiye biner oyle giderim."

"Hyun sacmalama ben bırakırım."

"Hyung gerçekten ger-"

"Yeter. Ben bırakırım, Minho sen sevgilinin yanına git, sen de beni takip et."

Chan' ın sesi ile irkildim ve istemsizce kafamı salladim. Minho hyung ufak bir baş hareketiyle teşekkür etti ve çıktı. Şaşkınlıkla bakakaldım.

Ben hala arkasından ilerlerken arkamdan Chan' ın varlığı hissederek irkildim ve hafifçe ona döndüm.

Ne olduğunu kavrayamadan nefesini enseme üfleyip önüme geçti ve ilerlemeye başladı. Onu takip etmediğimi anlamış olacak ki durup omzunun üstünden bana baktı.
Keskin bir ses tonuyla,
"Yürü." Dedi. Ayaklarım benden bağımsız hareket ederek onun arkasından ilerlediler. Onun dominant aurası ona baş eğme isteğimi tetikliyordu.

Onu takip ederek arabasına kadar ilerledim. Arabasını açınca on koltuğa yerleştim elimdeki spor çantamı kucağıma koydum ve arkama yaslandım, bu sırada Chan' da arabayı çalıştırmıştı bile. Oturmam ile çöken uykuya direnmeye çalıştım, fakat günün yorgunluğu ile dayanamayıp o rahatsız koltukta uyuyakaldığımı sabah yabancı bir odada sadece boxer ve yanımdaki beden ile  uyandığım zaman anladım.

.
.
.

Evet bu hikayede channie sikis makinesi olacak. Tum fantezilerjmi ve iç dünyamı bu hikayeden  bile anlayabilirsiniz