KyuMin Vardı Değil Mi?

662 53 32
                                    

Çok ses vardı.

Artık tamamen uyanmıştım.Yüzümü bile yıkamadan seslerin geldiği salona doğru hafif bir mahmurlukla ilerlemeye başladım.

İçimde çok tuhaf bir his vardı. Korkuyordum sanki. Sanki, içerideki bu sesler çok kötü şeylere dalaletti. Zaten ondan bir an önce salona gitmek istemiştim ya! Korkumun nedenini öğrenmek için... Şu belirsiz korkuyu içimden atabilmek için...

Kafamı hafifçe salon kapısından içeri uzattım. ZhouMi ve Henry de buradaydı. Onlar neden geldi ki yurda? Hem de bu saatte? Hem de sabah sabah?! Aklımdaki soruları bir kenara atarak sessizce,varlığımı oradakilere fark ettirmeden konuşulanları dinlemeye başladım. Leeteuk Hyung bağırıyordu:
"Nasıl böyle düşünmeden hareket edersin?! ELF'e söz verdin! Bunca zaman 'Sizi seviyorum.' dedin! Fakat... Fakat şimdi... Aishh! Defol!"

Kaşlarım çatılmış,kalbim az önceki korkunun gitmesine izin vermeden delicesine çarpmaya başlamıştı. Leeteuk kime bağırdığının farkında mıydı? Kendinde miydi o? Hiç böyle korkarak bağırdığını hissetmemiş ve görmemiştim. Peki ya hayranlar demesi? Tanrım... Lütfen büyük bir işe batmış olmayalım. Lütfen,lütfen...

Heechul Hyung araya girdi:

" Sakin olmayı denemeye karar verecek misin artık? Balkabağının yoluna ipek çarşaflar sermesek de yolunu diken çalılarıyla kaplamayalım!"

Leeteuk Hyung iki eliyle başını kavradı ve arkasındaki üçlü koltuğa kendini bıraktı:

" Heechul,bunca yıl çoğumuz hayranlarımıza aşık olduğumuzu,onlarla var olduğumuzu söyledik. Ya şimdi? En önemlisi birden bire! Sevgilisinin takma adıyla imza vermesi... Bunun bir kabus olduğunu söyleyin biriniz! Hani Sa Eun gizli kalacaktı?!"

Sungmin'e döndü:

" O kızı hamile bıraktın değil mi? Doğruyu söyle!"

Sungmin kafasını belli belirsiz sallayarak şaşkınlıktan kaybettiği dengesini sağlamaya çalışırken Hyukjae, Leeteuk'a daha fazla üzerine gitmemesini ima edercesine boğazını temizledi. Leeteuk da cevap beklemiyordu zaten. Göz yaşlarına daha fazla hakim olamayacaktı. Boğuk sesiyle devam etti:
" Kendine kıyanlar olur diye korkuyorum."

O an içime koca bir yumru oturdu. Aynı zaman da Sungmin'in bir adım gerilemesinden bunu onun da şimdiye kadar akıl edemediğini anladım. Kısa süreli bir sessizliğin ardından Hyukjae kafasını salladı ve Sungmin'e döndü. Sorusu netti:

" Neden?"

Bu sefer de ben kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Sungmin bize daha önce bahsetmişti. Özel olarak benimle de konuşmuştu. Biz konuşmuştuk onunla. Minnie bu kızı seviyordu. Kahretsin ki... Biz Super Junior. Biz Super Men. Biz ki kendini kızlardan en iyi sakınan SM idolleri... Min cevap verdi:

"Üzünüm."

Bir masa devrildi. Kangin Hyung bağırıyordu:

" Üzgün olmak işe yaramıyor!"

Daha fazla tutamazdım boğazımda düğümlediğim hıçkırıklarımı. Kendimi ağlayarak salona attım:

" Neler oluyor?! Yine mi kamera şakası?!"

Teuk Hyung sarılmak için yeltendi. Onu durdurdum:

" Sungmin,o kızla evlenecek misin?"
Cevap vermedi.

" Şimdi mi? Promosyon zamanı mı?"

Yüzümü yıkamış kadar olmuştum sanırım.Sonunda ağzını açabildi:

" Kyuhyun,ben de bir insanım. Bireyim!"
" Evet! Sen Super Junior'un bir bireyisin! Üstelik M'in de liderisin!"
" Sadece sevdiğim kadınla hayatımı kuracağım! Buna engel olmayın!"

Kangin Hyung araya girdi:
" Zaten kurulmuş olan bir hayatın üzerine kuracağın hayatta bizim yerimiz yok Lee Sungmin! O kızla mutluluklar. Aslında mutlu olmanı isteyip istemediğime bile şüpheliyim ya..."

Salondan, hatta yurttan çıkıp gitti. Bahçede sinirle sigarasını yakacağından emindim.Sungmin kısa süreli sessizliğin ardından:

" Her şey rayına oturacak. Birkaç haftaya..."

Gözyaşlarım çoktan yerlerine çekilmişti. Leeteuk Hyung'un hıçkırıklarını dinliyordum. Ryeowook gelip sırtımı sıvazladı.Donghae ve Hyukjae sessizce oturuyorlardı.Zhoumi kaşları çatık,gözleri kapalı,dizlerine kapanmış... Henry'nin gerginlikten kanının çekildiğini görmemek mümkün değil. Heechul Hyung,elleri cebinde pencereden dışarıyı -muhtemelen Kangin'i - izliyordu. Odama çekildim. Tam altı gün sonra aynı saatlerde SM binasının toplantı odalarından birindeydik. Tam yirmi kişi: beş kişilik kurul ve on beşimiz. Hangeng ve Kibum da buradaydı. Onların neden geldiği hakkında hala mantıklı bir sebep söylememişlerdi.İmzalar atılmış,herkes farklı alemlere dalmış,güya çok önemli olan hatırlatmaları hiçbirimiz dinlemiyorduk. Az önce SJ'den resmen ayrılmış olan Sungmin bile... Hiçbirimizin Sungmine'e bakmak istemediğini biliyordum. O an aklımdan geçenleri yazsam roman olurdu. Biz daha sonsuza dek arkadaş kalmayı,birlik olmayı başararmamışken;hayranlarımızdan sonsuza dek arkadaşımız kalmalarını bekliyorduk. Mükemmel (!)
Hepimiz kendi kurduğumuz hayal aleminde yol alırken yurda varmıştık. Sadece şoku atlatabilmemiz ve dinlenebilmemiz için evimize gönderilmiştik. Sungmin yoktu. Dolaplarındaki eşyalar da öyle... Banyodaki diş fırçası da öyle... çok sevdiği siyah tişörtü de yoktu askıda. Anlaşılan son vedamızı şirkette yapmıştık. KyuMin vardı değil mi?
Şimdi gerçekten yok mu olmuştu?

Boş vakitlerimizde annelerimizin kafelerine kahve içmeye gidemeyecek miydik? Birbirimizin odasına üstümüz çıplak girip dolaplarımızdan kıyafet değiş tokuş etmeyecek miydik? Ne yani? O siyah tişörtü ara sıra ben de giyemeyecek miydim?
Ah, KyuMin vardı değil mi? Gerçekten de ayrılmış mıydı? Ne iş yapacaktı? Swing'te dans edemeyecek,Superman'de kendini özel hissetmeyecek,Mr. Simple ile efsane olmuş gruba artık dahil edilemeyecek miydi? SJ artık 11+2+2=15 değil de 10+3+2=15 mi olacaktı? Bir de... KyuMin vardı değil mi?
O an Heechul Hyung'un bana seslendiğini duydum:

" Kyuhyun-ah!"

Cevap veremiyordum. Ağzımı açıyordum;fakat kelimeler sese dönüşmüyordu." Kyuhyun-ah!"

**********

" Kyuhyun-ah!"

Heechul değilmiş. Uyandığımda yanıbaşımda Ryeowook vardı:

"Kahvaltı hazır. Artık uyan."

Kafa salladım. Sungmin gideli üç ay olmuştu. Size bu süreç içindeki ELF'i anlatmayacağım. Onlar alıştılar. Artık bizim hatalarımızı sevmeye,bizi böyle kabul etmeye;ne olursa olsun, canları pahasına pahasına bizi desteklemeye alıştılar. Sanki yeminleri varmışçasına... Üzülüyorlar;ama hep destek veriyorlar. Ben de üzülüyorum. En çok da o siyah tişörtü bir daha giyemeyeceğime... Bir de her gece Sungmin'in ayrılış serüvenini daha beter halleriyle tekrar takrar yaşamaktan. Hani derler ya... Dostça ayrıldık biz. Süper olmak bunu gerektirir. Keşke bilinçaltım da bunu kabullenebilse.

-4 YIL SONRA ÇİNLİ BİR ELF'İN BLOG GÜNCELLEMESİ-

"Hepinize merhaba! Kısa bir süre için buradayım. Sadece yeni ELF olmuş bir arkadaşımla aramda geçen bir konuşmayı yazıp kaçacağım xd:

'ELF: (...)Peki Sungmin dedikleri? Kliplerde rastlayamadım ben??
Ben: Ah,eski kliplere bakmalısın.ELF: Huh! Neden?
Ben: Dört sene önce gruptan ayrıldı. Eski SJ üyesi Lee Sungmin o ^_^Belki müzikallerde ismine rastlamışsındır.
ELF: Hayır rastlamadım ama... Aman Tanrım... Neden ayrıldı?
Ben: Ah... Aşık oldu.'

Bunca zaman hep düşündüm. Kalsaydı,evlenmeseydi keşke dedim. Hala Sungmin'in blogunu takip ediyorum. O mutlu ELF. Kyuhyun belki mutlu değil ama en azından Minnie'miz mutlu. İşte böyle. Siz de hep mutlu olun,hoşça kalın!"

-SON-

Umarım beğenmişsinizdir ELF. Özledim ELF yorumu görmeyi :(

KyuMin Vardı Değil Mi?[One Shot| Yaoi değildir.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin