Doğmayan Güneş :)
Sıcağı sıcağına anlatayım dedim; kıyametten önce bir gün dünya dönmeyi bırakacakmış. Güneş dünyanın bir yanında doğmayacak, doğal olarak da öte yanında batmayacakmış. İşte o yan son saatlerin ileri alınışında bizim evdi. Nasıl mı? Tabi ki canım annem sağ olsun.
Ah ah, evvelden insanlar gece yatmadan evvel itina ile saatlerini ileri geri uygulamasına göre bir ileri bir geri alır sonra da tüm itinaya karşın yine de ertesi gününe olanca kargaşayı yaşarlardı. En çok da sıkıntı şu ileri alma uygulamasında çıkar ne hikmetse. Hani okula sabah geç kalırsın ama bahanen hazır! Hocam saatleri ileri aldık ya ondan şeyettiremedim. Ben de tam tamına o öğrencilerden biriydim işte ama bir sorun neden? Sordunuz mu? Şimdi duyar gibiyim neden diyişlerinizi:) Söyliyim: çünkü genetik!
Malum insanlar kalıtsak enteresanlıkları en çok anne tarafından alıyor ne hikmetse işte benim ki de o misal kanaatimce olsa gerek ki annem bu uyuglamada pek bir başarılıdır. Sevgili ilgili kurum ve kuruluşlar zaman içerisinde bu ileri geri uygulamasının uygulamaya başlama vaktini haftasonuna çekseler de annem buluyor bir şey ucundan kıyısından:) Napsın o da genetik :) Lafı fazla uzatmadan gelelim bizim evin kıyametine.
Şimdi efendime söyliyim esasen o gün de sadece diğer günlerden biriydi. Annem her sabahki gibi sabah namazına erkenden kalkmış yarı da uyku sersemi namazını kılmış, Allah kabul etsin. Ancak bir terslik varmış. Her sabah olduğu gibi gün doğmamış! Annem bekler, gün doğmaz. Annem daha da bekler, gün yine doğmaz. Peki gün bir gün doğmayı bırakırsa ne yaparsınız? İnsan bir panik olmaz mı? Olmaz! Niye olsun ki? Çok normal. Gün öyle kendice doğmazsa niye şaşıralım ki? Hadi canım dediğinizi duyar gibiyim ama gördük ki biz annem zerre şaşırmamış. Durumu büyük bir olgunluk içerisinde normal karşılamış. Ne var ki yani canım altı üstü kıyamet alameti, gün doğmayıvermiş, hah sizin panik de iş mi şimdi. Annem öylesine rahat ki, doğmasını beklediğin günün her sabah doğması gerektiği vakitte doğmayışına omuz silkerek doğmayacak herhalde diyip yatağına dönmüş ve niyetlenmiş uyumaya devam etmeye. Eh, içi rahat kadının tabi, verilmeyecek hesabı yok ki:) Gün doğmuyor! Sorun yok! Tamam tamam gün bende. Hani böyle mahalle kabadayıları varır ya göğsüne avucunu iki kere vurur tamamdır o iş bende der, sen bi oh çekersin, o misal. Tanrım! Düşüne biliyor musunuz? Annem güne kafa tutuyor! Doğmazsan doğma kardeşim! Bu güne kadar doğdun da ne oldu? Birazda doğma da görelim!
Hah, ama işler öyle ilerlemiyor haliyle. Ezanın yeni vakite göre okunmasıyla annemin kıyamet elameti son buluyor. Saatleri ileri almayı annem unutsa da kıyameti getiren teknoloji, sağ olsun, unutmamış ve neyse ki telefon saatini otomatik ileri alarak annemi doğmayan güneş çıkmazından kurtarmış. Boşuna dememişler kıyameti teknoloji getirecek. Lakin, bunu diyen annem de ki kıyamet rahatlığını hesap etmemiş olsa gerek. Ancak bir şey var ki ben uzunca bir süre unutmayacağım. Annem dedi ki sabah bize: "Bekledim bekledim gün doğmayacak heralde bu gün dedim yattım."
Sen çok yaşa e mi annem:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIM HAKKINDA
HumorKadına yaşı sorulmaz bana da sormayın! Her türk evladı gibi bir zamanlar ben de bekardım. Ben de okul yollarını aşındırdım ve ben de iş kapılarında işsiz gezdim. Mobing nedir çok iyi biliyorum. Nereden mi? Elbette ki ben de bir kurbanıyım da ordan...