Esniyerek kaltım ve yorganımı üzerimden çektim, terliklerimi ve çiçekli sabahlığımı üzerime geçirdim. Cama yaklaştım, zebra perdemi yukarı çektim ve biraz hava almak için camı açtım, mis gibi havayı iliklerime kadar çektim sonra telefonuma baktım doğadan mesaj gelmişti hemen ekran kilidiki girdim ve mesajı okudum :
"Selam, günaydın bugün bisiklet turumuzu unutma! ! Öpüldün güzellik:*
Ayyyy doğru bugün bisikletle gezicektik ben onu tamamiyle unutmuştum diyerek iki elimi yanaklarımın üzerine koydum ve bende karşılık verdim
-"Tamam cnm unutmadım
Öpüldün♥"
Telefonumu aldığım yere koydum, bir toka alıp aynanın karşısında şu dağınık topuzlardan (ev topuzu) birini yaptım . Tam o sırada telefonuma bir mesaj daha geldi, sınıf arkadaşım ecem o da o kız hakkında adıda şeymiş ıııı... şey hah! Alara (adı alara olanlardan özür dilerim) kız sarı düz saçlı iri yeşil gözlü, suaratı çillerle dolu ego sahibi bir kız. Mesajda:
"Knk o kızı orda ezerken bende ordaydım süperdin.."
Okudum ve gülümsedim telefonumu sabahlığım cebine koydum, lavoboya gitim. Belki başka mesajlarda gelir:DLavoboda işlerimi halletim, hemen ailemim yanına salona indim. Babam bu gün aynanın önünde yoktu, hayret heralde odasındadır diyerek geciştirdim ve bende anneme sofra kurmada yardımcı oldum. Bu gün anem pek havasında değildi suratı buz kesilmişti hiç konuşmuyor zoraki bir şekilde sofrayı kuruyordu . Şaşırdım çünkü annemi ilk defa böyle görüyordum " Anne babam nerede? "
Dedim annem tam balı sofraya koyucakken balı sofraya sertçe vurarak koydu ve " Bilmiyorum" diyerek sinirli bir biçimde tepki gösterdi . Bende öylece kalmıştım, yanlış bir şeymi söylemiştim, aklımda deli sorular. Annem sonra eline tepsiyi aldı ve mutfağa gitti. Ben halen neler olduğunu bilmiyor, salak salak etrafıma bakıyordum . Aslında moralim bozulmuştu, meraklanmıştım ama yinede mutlu olmamayı ihmal etmedim ve kahvaltımı yapmaya başladım, yiyordum yemesine ama boğazımdan bir türlü geçmiyordu . Annem mutfakta, sanırım tabakları yerleştiriyordu çünkü tabak çatal sesleri geliyordu... Peçetemle ağzımı sildim ve sandalyemi geriye iterek kalktım mutfağa yavaş adımlarla ilerledim. "Anne" diyerek kafamı kapı
nın arkasından uzattım
"Efendim? " dedi ama bana bakmadı kaygılı bir şekilde devam ettim
" Bugün doğayla bisiklete turu yapacaktık ta senden izin alayım dedim " ve meraklı gözlerle annemin cevabını bekliyordum. Kısaca " Tamam" dedi ve tabakları yerleştirmeye devam etti. Bende "Saol annecim ben odamdayim" dedim ve mutfaktan çıktım aslında pek izin vereceği aklıma gelmezdi ama bundan yararlandım ve hemen merdivenleri çıkarak odama geldim.Hemen sabahlığımın cebinden telefonumu çıkardım ve telefonun kilidini açtım hemen Nuttellam diye kaydettiğim doğayı aradım
2 dıd did.. sesinden sonra ince ve şirin sesiyle telefonu açtı
" Alo cansu senmisin?"
-Evet canım, benim naber?
" Iyidir .... bisiklet turuna çıkacağız dimi ?"
- Evett.... annemden izin aldım, aslında çok zor olamdı ama bugün annemde bir sorun var ? morali bozuk
"Aaaa... üzüldüm önemli bir şey yok ama dimi? "
- Galiba
dedim ve çalışma masamın sandalyesini çekerek oturdum, doğa devam etti.
" Tamam o zaman B blogta göletin orada buluyoruz hadi bayy
-Taman canım bay
dedim ve telefonu kapadım çalışma masasının üzerine koydum hemen gardrobumu açtım ve ne giysem diye düşünmeye başladım. Biraz düşündükten sonra hemen dizlerime kadar olan siyah bir taytımı aldım ve yatağımın üzerine attım . Üstüme de bir omuzu düşük NEW YORK yazan neon pembesi bir bluz buldum ve onu da yatağının üstüne attım. Hemen giyinmeye başladım. Yatağımın yanındaki şifonyerin (sehpa) üzerindeki sepetten siyah kurdeleli tokamı aldım ve sabahki topuzumun biraz düzgününü yaptım. Sona güzel parfümlerimden 1 tanesini sıktım ve gülümsedim yine pembe convereelerimi giydim. Telefonumu aldım ve odamdan çıktım. Merdivenlerden indim annem elerini silerek bana doğru geliyordu bendekapıdan çıkmadım annemi bekledim, sonra bana bakarak sımsıkı sarıldı . Benim şaşkınlığım her saniye artıyordu ve bana dönerek " bugün için özür dilerim " dedi ve " hadi canım doğayî bekletme " dedi ve yanağıma öpücüğünü kondurdu ve mutfağa geri döndü, bende anahtarlıkta asılı olan şirin anahtarlığa bağlı anahtarımı aldım ve kapıyı açtım ve merdivenlerden hızlıca indim ve sokağa çiktım. Ağaca bağlı olan pembe, sepeetinde çiçeklerden bulunan bisikletimi aldım ve B bloğa doğru ilerlemeye başladım . Sitede oturduğumuz için A, B veC blokları var, biz A blokta
Doğa B blokta oturuyor. Ve B bloğa doğru pedalımı çevirmeye başladım. Bir kaç dakika sonra gölette doğayı gördüm ve sağ elimi kaldırıp salladım doğada karşılık verdi. Bisikletimden indim ve doğaya sarıldım, bisikletlerimizi alarak çardağa doğru ilerledik . Bisikletleri bir yere bağladık ve oturduk. Doğa yanında bir şeyler getirmişti onları sofraya koyduk ve yavaşça yemeğe başladık. Ben söze girdim
-Bugün annem söylediğim gibi çok tuhaftı, zaten olanları biliyorsun sonra tam evden çıkarken geldi ve ban sarıldı
Doğa şaşkın şaşkın bana bakıyordu ve olanları anlamaya çalışıyordu.- İşte böyle dedim ve kısa bir sürede olsa konuyu kapattım
Doğa "kanka üzüldüm ama bence akşam annenle konuş" dedi ve yemeye devam etti bende gülümsemiş gibi yaptım ve devam ettim . Kısa süre sonra yemeğimiz bitti poşetleri v.s topladık ve çöp kutusuna attık ve başımızla işaret ederek bisikletlerimizi yerinden aldık ve bindik. Siteyi dolaşmak için bisiklet turuna başladık. Sokakta az insan olmasına rağmen neredeyse herkes bize bakıyordu, belki bluzümden dolayıdır nasıl olsa trafik lambası gibiyim . Ben böyle şeyler düşünürken doğa beni geçmiş ilerlemişti bende düşünceler âleminden çıktım ve doğanın arkasından pedal hızlıca çevirmeye devam ettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilek Ağacı
ChickLitSıradan bir hayatı olan cansunun çok inandıģı dilek aģacının her geçen gün kurumasıyla hayatı bakalım nasıl değişiyor? Ama her hikayede olan beyaz atlı prens cansunu hayatınada girer. Bakalım cansunun başına daha neler neler gelicek ? ♥♥♥♥