Titriyorum. Ne yapmam gerektiğini düşünüp deli gibi titriyorum. Ben geçmişte yaptığım hataları bir daha yapamam. Öyle bir lüksüm yok. Bir daha kendi hatalarım yüzünden sevdiklerimi kaybedemem. Buna izin veremem. Aklıma geçmiş anılarım dolunca birden yaslandığım duvardan ayrılıp ayağa kalktım. Ellerimle yanaklarıma hafiften vurup kendime gelmeye çalıştım.
"Baekhyun. Bu sefer olmaz. Bu sefer aynı hatayı yapamazsın. Birilerinin senin yüzünden ölmesine izin veremezsin. Korkamazsın. Senin korkma gibi bir lüksün yok. Çabuk toparlan ve gir şu içeriye."
Silah sesleri gelmeye devam ederken kendi kendime konuşuyordum. Kendimi cesaretlendirmeye çalışıyorum. Ben yıllardır bunun için eğitim aldım. Eskiden yaptığım hatayı telafi etmek için. Günah çıkarmak için bu yolu seçtim. Ailemin nefesi kesilirken ben onları ölüme terk ettim. Günahım çok büyüktü. Bu yüzden günah çıkarmam gerekiyor. Bu yüzden insanları kurtarmam gerekiyor. Ellerimi iki yanıma salıp derin bir nefes aldım. Bunu yapabilirim. Daha önce hastanede staj yaparken silahla yaralanma vakalarıyle çok karşılaşıyorduk. Bu yüzden kendime güvenip içeriye doğru adım attım. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm manzara ile donup kaldım. Şimdi bunun sırası değil Baekhyun. Şimdi korkmanın sırası değil. Silah sesleri gelmeye devam ederken yerde yatan vurulmuş bir çok insanı gördüm. Bir anda yüksek bir ses geldiğinde kafamı sola çevirdim. Hemen dibinde durduğum duvarda sol kolumun hemen yanında mermi izi vardı. Beni de öldürecekler. Burada bende öleceğim.
"Baekhyun neden buradasın? İçeriye gir derhal."Jongdae'nin sesini duyduğumda hemen gözlerimle onu aradım. Bir masayı kendine siper etmiş bir elinde silahla etrafa ateş ediyor ve kalan zamanında beni kontrol ediyordu.
"Baekhyun sana diyorum. Beni duyuyor musun? Git buradan artık. Sana bir şey olmasını istemiyorum"Konuşmasının sonuna doğru sesinin titrediğini duydum. Sesi titriyordu ve gözlerine baktığımda parladıklarını gördüm. Silah sesleri devam ederken ben hala onun gözlerinin içine bakıyorum. Donup kalmıştım. Tıpkı geçmişimde olduğu gibi. Ben yine donup kalmıştım ve bir şey yapamadan izliyorum. Jongdae bir elini karnına indirip oraya baskı uyguladı ve eli hemen kan oldu. Bugün kötü bir şey olacaktı evet ama bu bir felaket. Nefesimin kesildiğini hissediyorum. Yüzünün aldığı şekille ben kendimi öldürmek istiyordum. Yine aynı hatayı yapıyordum. Yine hareket etmiyor ve izliyordum. Eskileri unutamıyor ve beynimi işgal etmelerine izin veriyorum. En büyük günahımda bu.
"JONGDAE! Sehun Jongdae vuruldu."
Park Chanyeol'un sesini duydum. Sehun'a bağırıyor yardım istiyor ve bir yandan yere yığılan Jongdaeye bakıyordu. Sonra kafasını bana çevirdi. Girdiğim o boşlukta beni bulmasını istedim. Bulup beni kendime getirmesini istiyorum. Gözlerine yalvarırca baktım. Beni buradan kurtarması gerekiyor. Bunu sadece o yapabilirmiş hissi içimi yakmaya yetiyordu bile.
"Baekhyun. Baekhyun kendine gel."Tüm gücüyle bana seslendi Chanyeol. Bana bağırdı. Sanki beni duymuş gibiydi. Beni o boşlukta aramış ve bulmuş gibi bir hali vardı. Elindeki silahla birini vurduktan sonra bana döndü tekrar.
"Baekhyun beni dinle. Senin doktor olduğunu duydum. Hemen Jongdae'nin yanına gitmelisin. Seni koruyacağım tamam mı? Korkma ve Jongdaenin yanına git."
Ona boş bakışlarımla bakıyorum. Bilmiyordu. Neler yaşadığımı bilmiyordu. O geçirdiğim travma dan sonra aylarca aldığım tedavileri bilmiyor. Sırf doktor olmak için ağır ilaçlar istemediğimi ve çektiğim acının kat kat fazlasını çektiğimi buna rağmen doktor olduğumu bilmiyor.
"BYUN BAEKHYUN EĞER SEN ŞİMDİ O GÜZEL KIÇINI KALDIRIP JONGDAE'NİN YANINA GİTMEZSEN O BURADA ÖLECEK. VE BUNUN SUÇLUSU SEN OLACAKSIN."
Bu son noktaydı. Bu bana dediği acımasız ama ihtiyacım olan şeydi. Birden kendime geldim ve başıma vuran ağrıyı umursamadan hareketlendim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
forgive yourself | Chanbaek
Fiction généraleTıp fakültesinden mezun olan Byun Baekhyun bunu kutlamak için arkadaşı ile bir mekana gider. Orada çıkan olayla birlikte doktorluk hayatı başlar. Doktorluk hayatı tahmin ettiği kadar sakin geçmeyecektir. . . Cinayet biriminde görev yapan komiser Par...