/2/

27 1 0
                                    

"Yavaşlar mısın biraz? Lütfen!
Bu Julia'nın yola çıktığından beri kurduğu belki de ilk cümleydi ama artık daha fazla dayanamıyordu.7 kişi arabaya zar zor sığmışlardı,cam kenarında olmasına rağmen nefes alamadığını hissediyordu,bir de Aiden'in arabayı çok kötü kullanması - ya da kullanamaması mı demeliydi- iyice midesinin bulanmasına neden olmuştu.Derin bir nefes aldı ve arabanın camını açarak temiz havanın yüzüne çarpmasına izin verdi.

"Çok biliyorsan gel,arabayı sen kullan yeni kız" dedi Aiden buz gibi bir sesle.
"Yok" diye mırıldandı Julia "Kalsın,sen kullan" diyerek iyice koltuğuna sindi.Şu an ihtiyacı olan son şey tartışmaktı.Bir yandan da gözlerini Clarice'ten ayırmıyordu.Clarice,Laurenle beraber ön koltuğa oturmuş - ikisi de öne geçmek istemişti- ve gözlerini Aiden'den ayırmıyordu.Aralarındaki bakışmalar Julia'nın sinirine dokunmaya başlamıştı,o bu kadar huzursuzken,Clarice'in bu tavırları onu daha da geriyordu.Keşke şu an elinde olsa buradan koşarak kaçardım diye düşündü.Ve bütün bunlardan kaçabilme düşüncesi gülümseme yayılmasına neden oldu.Gördüklerini daha hazmedebilmiş değildi ve bu insanlar onda sadece korku uyandırıyordu.
Düşünceleri arabanın fren sesiyle bölündü.Aiden ani bir manevra yaparak sağa saptı ve hepsi oldukları yerde bir kez daha sarsıldılar.Julia tam o anda Jessie'nin elini tutup sıktığını farketti,kızın yüzüne baktı.Kızın beyaz yüzü iyice beyazlamıştı,o da Julia kadar korkuyor gibiydi.Arkadaşının halini görünce "Keşke onu buraya sürüklemeseydim" diye düşündü Julia.Sonuçta kendisi korktuğu içinde Jessie'yi yanında sürüklemişti,tamam belki de bu biraz bencilceydi
Bir an içinin suçluluk duygusuyla dolduğunu hissetti.Kendisi korktuğu için kızı da peşinde sürüklemişti ve belki de bu biraz - hatta biraz değil açıkça - bencilceydi.
"Korkmana ya da üzülmene cidden gerek yok"
Julia duyduğu sesle başını kaldırdı.Bu John'un sesiydi.Dudağını ısırdı,John onu duyduğuna göre farkında olmadan sesli düşünmüş olmalıydı.Korkarak kafasını yanına,Jessie'ye çevirdi. Ama Jessie onu duymuş gibi durmuyordu. Hala korkuyla yola bakıyordu."Hayır " dedi kendi kendine "sesli falan düşünmedim,öyle olsa Jessie beni duyardı." Kaşlarını kaldırarak şaşkın bir ifadeyle John'a baktı."O duymadı merak etme" diye cevapladı onu John,ama söyleyiş tarzında tuhaf bir şey vardı sanki... Sesi Julia'ya çok yakından geliyormuş gibiydi,ses yanından geliyor gibi değil de sözcükler kafasının içinde süzülüyormuş gibi hissediyordu.Sanki John düşüncelerini sadece ablasının beynine fısıldıyordu.Ama işin asıl ilginç tarafı John'un bunu söylerken ağzını hiç açmamış olmasıydı.Julia gözlerini kırpıştırıp John'a baktı,John güven veren bir şekilde ona gülümsüyordu."Sen" dedi kısık bir sesle "az önce benim.." diye başladı ama devamını getiremedi,arabanın fren yapmasıyla bir kez daha sarsıldılar.Bu kez Jessie Julia'nın eline daha sıkı yapıştı,Julia'nın parmakları acımaya başlamıştı.Jessie o kadar sıkıyordu ki parmaklarının kanayabileceğini düşündü.
"Belki de "dedi Jessie kekeleyerek "bundan sonrasını yürüyerek gitmeliyiz"
"Ciddi olamazsın Jes" diye araya girdi Lauren."Merkeze kilometrelerce uzakta olabiliriz ve sen.."
"Aslında 20 dakikamızı alır " dedi Nicolas.O da yolculuk başladığından beri ilk kez konuşuyordu.Gergin gözüküyordu,alnında ter damlaları parlıyordu.Ani frende gözlüğünü düşürmüş olmalıydı yerde gözlüğünü arıyordu.
"Nasıl bu kadar eminsin" diye sordu Clarice.Şüpheci bir tavırla."belki de daha saatlerce yolumuz var"
"Hakikaten"diye onayladı onu Lauren "Yetimhane merkeze uzak değil miydi,bu kadar çabuk gelmiş olabilir miyiz?"
"Ne tuhaf" diye mırıldandı Jessie "Sizi tanıdığımdan beri ilk defa bir konuda hemfikirsiniz"
"Sırf sen ve o yeni kız tırstı diye,korkaksınız o kadar yol yürüyecek değiliz canım"diyerek arkasını döndü Clarice.Sonra da ekledi "Çok da istiyorsanız,sen ve o yeni kız.."
"Bana yeni kız deyip deyip durma,benim bir adım var!"diye araya girdi Julia.Giderek öfkelendiğini hissediyordu,şu ana kadar tartışmaktan kaçınmıştı ama şu anki korkusu ve paniğinin üzerine bir de bu kızın eleştirilerine katlanamıyordu.
"Yeter artık" diye bağırdı Aiden Jessie'ye ve Julia'ya dönerek "Siz kızlar bağırmak dışında bir halt bilmez misiniz?"
Tam o anda konuşmaları bir kez daha arabanın ani bir manevrasıyla bölündü.Araba bu kez her seferkinden şiddetli bir biçimde sarsıldı,Jessie bu kez dayanamayıp çığlığı bastı.Araba çok dengesiz gidiyordu ve şimdi önlerinde bir yol ayrımı vardı,Julia Aiden'in doğru yolu bildiğini umdu,görünürde hiç bir tabela yoktu.Aiden tam da Julia'nın umduğu gibi kendinden emin bir tavırla direksiyonu sola kırdı.
"Hayır" diye bağırdı John "Aiden dikkat"
Julia ne olduğunu anlamadan Aiden direksiyonu sola kırdığı halde araba sağa saptı.Araba kendi ekseni etrafında dönerek otoyoldan çıktı,kenardaki çimenlik alana girdi.Julia o korku anında kulağına dolan çığlık seslerinden düzgün düşünemiyordu. Arada Aiden'in birine bağırdığını duyuyordu ama ne dediğini o gürültüde anlamadı.Jessie kulağının dibinde çığlık atıyor,Nicolas kendi halind bir şeyler mırıldanıyordu.Dışarıyı görmeye çalıştı onların çarpabileceği bir nesne var mı diye bakılmak istedi ama o kadar hızlı dönüyorlardı ki hiç bir nesneyi seçemedi.Kalbinin sesini duyabildiğini düşündü bir an.Çığlık atmak istedi ama ona bile korktu.Bu şok anında hissettiği tek şey Jessie'nin sıktığı eliydi.Sonunda araba dönmeyi bırakıp durduğunda hala nefes nefeseydi.Jessie ise elini hala sıkıyordu.
Herkesin sesli nefes alışverişleri duyuluyordu.
"Iyi misiniz?" dedi Clarice arkaya dönerek herkese baktı.
Herkes "evet" "iyiyim" gibi bir şeyler geveledi.Julia ise anne ve babası öldükten sonra oluşan bir koruma güdüsüyle kardeşine döndü.John'un yüzünde birkaç çizik vardı,ama iyiydi.Buradaki herkes kadar yaralanmıştı,ciddi bir şeyi olmadığını anlayınca rahat bir nefes aldı.
"Herkes iyi işte rahatladın mı?"
Julia bu sesle kafasını kaldırdı,bu Lauren'di,Clarice'e bağırıyordu.Tanrım diye düşündü.Bu kızlar tartışmadan iki saniye duramazlar mıydı?
"Bravo" diye alkışlamaya başladı Aiden de.O da nefes nefeseydi,suratı ise kıpkırmızıydı,kaşı kanıyordu.Bir yere çarpmış olmalıydı."Sakın bir daha böyle bir şey yapma duydun mu" diye bağırdı sakın"dedi ve arabadan kapıyı çarparak indi.
Julia kime söylediğini anlamamıştı.
"Ne oluyor" dedi olabildiğince sakin bir sesle.Hala şoku atlatamamıştı.
"Clarice" diye cevapladı John "Arabayı yönlendirmek için gücünü kullandı"
"Ne yaptı dedin?" dedi Julia soğukkanlılığını giderek kaybederek
"Gücünü kullandı,telekineziyle arabayı sağa çevirdi"
"İşte zeki çocuk" dedi Clarice küçümseyici bir tavırla.
"Sen delirdin mi?" diye Clarice'in umursamaz tavrını bağırdı.
"Ölebilirdik,hepimiz ölebilirdik"
"Ama ölmedik" dedi Clarice umursamaz bir tavırla.Sesi dünyanın en basit olayından bahsediyormuş gibiydi.Kibirinden ve özgüveninden hiç bir şey kaybetmemiş ses tonuyla da ekledi
"Ne yaptığımı biliyorum ben"
"Bu mu,biliyor halin?" diye bağırmaya devam etti Julia sinirden kahkahalarla gülebilecek durumdaydı.
"Yeter artık lütfen!" dedi Nicolas ağlamak üzereydi.Gözlüğünün bir camı kırılmıştı,etrafa boş boş bakıyordu.
"Farkında mısın bilmiyorum ama" diye devam etti Clarice Nicolas'ı yok sayarak."Hayatınızı kurtardım kızım ben sizin"
"Ne?" dedi Jessie
"Ne demek o?"
"Yolun solunda insan vardı demek canım " diye cevapladı öfkeli bir sesle."Aiden birini ezmek üzereydi,en azından şu an hepimiz yaşıyoruz değil mi?" dedi."Bazılarınızın yaşaması çok gereksiz olsa da yaşıyoruz"
"Clarice sen.." diye lafa başladı Lauren ama Clarice devam etmesine izin vermeden arabadan çıktı.
"Insan mı?" dedi Julia "Yetimhaneden çıktıktan sonra yolda hiç insan görmemiştim,merkeze yaklaşmış olabiliriz."
"Buna mı takıldın cidden?" diye sordu Jessie "Az önce ölüyorduk."
"Julia haklı" diye onu destekledi John "Çevrede biri var mı diye araştırabiliriz,belki daha ileri gitmeye gerek kalmadan birilerini buluruz" Sonra da sakin bir sesle Jessie'ye döndü."Buraya niye geldiğimizi unutmamalıyız" dedi John güven veren bir sesle.
"Her şeyden önce bence birilerinin şunları ayırması lazım" dedi Lauren dışarıda tartışan neredeyse ufak bir kasırga oluşturan Aiden'ı ve yerdeki bütün taşları havaya kaldırmış Clarice'i işaret ederek.Sonra da arabadan indi.Lauren onlara doğru ilerlerken Julia arabada sessizce onları izlemesi gerektiğine karar verdi.Kavgaları giderek şiddetleniyormuş gibiydi,Clarice ve Aiden'i görmeye çalıştığında oluşan dumandan onları seçemedi.Clarice'in kaldırdığı taşlar kasırganın içinde kaybolmuş dönüyor,çevrelerindeki her şeyi uçurabilecek ama uçurmayan bir kasırga oluşturuyordu.Onlar dahil kimseye zarar vermiyordu oluşturdukları girdap.Julia her geçen saniye tüylerinin ürperdiğini hissetti.Onları izlerken bir kez daha bu çocukların güçlerinden ürktü,onların güçleri ve potansiyelleri Julia'ya gerçek gibi gelmiyordu.Hala inanası gelmiyordu.İnanırsa zaten korkusu daha da artıyordu.Bu kadar büyük kontrolsüz bir güce sahip insanlar isterse dünyadaki herkese zarar verebilirler,istedikleri her şeyi yapabilirlerdi.Az önce bu insanlardan biriyle tartışmıştı,içinin soğuk bir titremeyle dolduğunu hissetti.Bir kez daha onları gördükten sonra bu insanlarla aynı ortamda aynı ortamda olmak istediğine artık iyice emin oldu.Tam John'a dönüp yetimhaneye dönmek istediğini söyleyecekti ki onunda dışarı çıktığını fark etti,ve istemeyerek de olsa arabadan indi.Ama o anda beklediğinden tamamen farklı bir manzarayla karşı karşıya kaldı.

Bütün okuyanlardan çok özür diliyorum,diğer hikâyelerimi düzenlemekten bu hikayeyle pek ilgilenemedim şu günlerde.Artık daha fazla zaman geçirmeden yazdım,bundan sonra arayı çok açmadan bölüm yazmaya çalışacağım :) yazdığım ufak bir part daha var bitirirsem diğer bir bölümü de yarın yükleyebilirim.
Neyse çok bile uzattım,herkese iyi günler

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 09, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Terrona'nın GizemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin