Ayrılıklarda yalnızca kadınların acı çektiğini düşünüyorsanız aldanıyorsunuz. Hele de benim gibi ihanete uğramış dayak yemiş ve asla arkasına dönüp bakmadan konuyu kapatmışsa kadın, erkek pişman olup döner perişan olur. O gülerek yaptığı kaçamağı düşünürken ağlar bile...
Kadınlara tek tavsiyem eğer ilişkiyi böyle sakız gibi sündürmüş ve basma, dayak aşamasına dahi geldiyseniz. Asla aramayın çevresinden uzak durun. Siz sesiz kaldıkça vicdan azabı çekecek o çok sevdiği motoruyla sevişemez hale gelecektir...
Belki biz kadınlar kadar duygularını dışa vuramadıklarındandır. Erkeklerin acı çekmediği düşüncesi. Oysaki onlar da acı ile yıkıntı yaşayabiliyorlar. Siz de bir erkeğin ayrılık sonrası neler yaşadığını, neler yaptığını merak ediyor musunuz? Buyurun birlikte inceleyelim, bakalım erkekler neler yaşıyormuş?
İlk gün: Esasında erkekler, terk etiklerinde ve terk edildiklerinin ilk gününde, ne olduğunu tam anlayamazlar. Bu evre şaşkınlık evresidir. Ne hissettiğini ne yapmak istediğini bilmez, geçmişte ilişkileri olan kadınları tek tek arar, bir yerlere davet eder özgürlüğünkilerinin tadını çıkarmaya çalışırlar. Henüz neyi kaybettiklerinin farkına varmamış büyük bir kazanç sağlamış olduklarını düşünürler. Erkek arkadaşlarını toplar hovardalık yapmaya gider, içer sabahlara kadar gezer adını bile sormadığı kadınlarla seks yapıp zevk aldıklarını zannederler. Artık bekâr olduklarına inanmak istemezler o kadar anlamsızca mutluluk hormonu salgılıyorlardır. Sudan çıkmış balık gibi sağa sola çarpıp dururlar. Artık yemek saatleri, uyku saatleri, gittiği yerler tamamen değişmiş, hayatındaki kadının ona kazandırdıklarını kaybetmek adına bilinmez bir yola girmişlerdir. Kadınlar bir okul, erkeklerse ebediyen eğitim alsa da sınıf geçemeyen tembel öğrenci gibidirler. Henüz yara çok sıcaktır ve ayrılık şoku devam etmektedir...İlk hafta: yara henüz çok taze kanıyor ama acıtmıyor, kafasını yaşıyordur. Ben değil o kaybetti, akıllı olsaydı elinde tutmayı başarsaydı. Erkeğim ben ya! kadınsa kadınlığını bilseydi. Acaba hatamı ettim? Suç bende de var. beni çok sevdiğini biliyorum. Bende sevmişim ya. Alıştırdı kendine kaşar kadın. Oh kurtuldum ondan. Başka birileriyle görüşmeye başladı mı acaba?
Sürekli duyguları yer değiştirip durur. Unutmak istedikçe hatırlar. Bu duruma alışmak istedikçe yadırgar hale gelirler.
Arkadaşları hep aynı şeyi söyler dururlar. Boş ver oğlum bekârlık sultanlıktır. Bir çiçekle bir ömür geçmez. Her gün pilav yenmez...
Ne kadar bu tarz konuşurlarsa konuşsunlar. Aslında erkek standart hayatını ve kadınıyla uyumayı kokusunu sesini kavgasını hesap sormasını bile özler. Yasak yoksa hiçbir yaşanılan kaçamağın da artık tadı yoktur. Henüz bir hafta önce öptüğü kadının artık bir başka erkeği hayatına sokacağı düşüncesine kapılmıştır. Pişmanlık, huzursuzluk, depresyon, hiçbir şeyden zevk alamamak...
Her kadında onu aramak ama yerine hiç kimseyi koyamamak... Mutlu birliktelik zamanlarında kanka olan çiftler, iyi niyet mesajlarını iletirler. Sonunda çöküşü daha da ağırlaştıracak olsa da bu telefonlar ilk günlerin can simididir. Kankaların bir sonraki telefonlarında, heyecan yerini teslimiyete bırakmıştır. Nasılsın denildiğinde bile onu sorduklarını düşünüp. Israrla ayrıldık biz işine baksın gibi zamansız ve sebepsiz açıklamalar yaparlar. Zaman geçtikçe ümidin tükendiği daha net anlaşılır. Çevresinde herkes çift olarak geziyor o ilk gündeki gibi erkek arkadaşlarıyla her fırsata gece ortamlarına da artık gidemiyordur. Çünkü her arkadaşının bir özeli bir güzeli vardır. Kendine yakışan güzeli kaybetmiş olmanın verdiği duygusal boşluk evde ki sessizlik her geçen gün yüreğine buruk bir acı olarak yerleşmeye başlamıştır.
İkinci hafta: Ayrılık acısı tüm gerçekliğiyle oturmaya başlar. Artık kadınların deyimiyle yalnızlığının ilacı hiçbir arkadaşı yâda seks yapıp durduğu kadınlar olmuyordur. Sıkıntısı her an her yerde belidir. İşte çevresinde asabi hırçın ve yalnız olduğu bellidir. Erkeğin içi derinlerde acımaktadır. Zaman geçtikçe kabuğuna çekilen beyefendi evinde yalnız başına zaman geçirmeye çalışır. Eski hatıralar canlanır gözlerinin önünde, sosyal medyadan gizlice takipler başlar eski ve yeni resimler karşılaştırılıp beni unuttu mu unutmadı mı diye düşünür dururlar. Sonra yalnızca kadınlarda görmeye alışılmış o ağlamalar sızlamalar, salya sümük höykürmeler, ben nerede yanlış yaptım feryatları duyulur. Aşırı alkol ve nikotin tüketirler. Evde çarşıda misafirlikte her yerde içmek, içine atmak istedikçe anlatmak isterler. Ya çok susar yâda çok fazla konuşup karşılarındaki insanı bıktırırlar. Bu dönem, şiddetli uykusuzluk çekilir, saç sakal tıraşı olunmaz perişanlık akıyordur. Her gün yeni kıyafetler giyen bakımlı adamın yerini bir serseri almıştır. Onsuzluğun acısı ile yoğun saç dökülmesi olabilir.
Bir aya doğru: Bekârlık günlerine alışmaya çalışılan dönemdir. Cinsel hayatına ara verirler. Çünkü artık başka başka tenlerin tadını almış fakat zevk alamamışlardır. Seks yapmak isteseler de zaman zaman sertleşme sorunu yaşıyorlardır. Mastürbasyon yaparken eski kadınını çıplak hayal ederler. Arkadaş profili de değişmeye başlar. Erkek arkadaş grubunda bekârlar çoğalır. Eğitim ve kültür düzeyi düşük birçok şekilsiz tipsiz işsiz güçsüz adamları etraflarına toplarlar. Erkeğin yalnız kalmaya dayanamadığı en sevimsiz dönemdir. Bütün arkadaşlarına sürekli yemek gece kulübü davetleri yapar durur. Manevi açıdan olan boşluğu büyük maddi zararlara uğrayarak kapatmaya çalışır ama pekte başarılı olamazlar...
İki aya doğru: Erkeklerin aşk acıları, ayrılığın otuz otuz beş gün sonrası değişim göstermeye başlar. Ya artık bam başka bir kadına alışıp onunla yoluna devam ediyordur. Yâda o kadını geri almak adına insanüstü bir mücadele veriyordur. Kadınını geri almayı kafasına koymuşsa bir erkeği ancak bir başka erkeğin varlığını bilmek durdurur. Bunu bilmek için ilk önce ortak arkadaşlar devreye sokulur. Kadının yaşam alanına sinsice ajanlık yapabilecek, güvenilir biri derhal görevlendirilir. Kadının ağzı aranır, başka biri olup olmadığı öğrenilir. Gerekirse ajan tarafından hayali bir erkek bulunup kadına öneri sunulur. Kadın erkekten daha çok sevmişse ve yapı olarak daha güçlüyse, hayatına birini almak yerine yalnız kalmayı tercih etmiştir. Durum böyle ise erkek için bulunmaz fırsat, ele geçmez nimettir. Hala onu beklediğine inandığı kadını geri öyle yâda böyle alacaktır. Gerekirse kapılarında yatacak ısrar edecektir. Genelde ayrılıkların suçlusu erkeklerdir. Aldatmış ağlatmıştır. Ve hiçbir açıklama yapmadan arkasına bile dönüp bakmadan yok olmuştur. Çünkü erkeklerde kedi ruhu mevcuttur. Yemeklerini yer sırtlarını kaşıtır ve başka birinin elindeki yiyecek için sahibinden kaçar giderler. Oysaki dönecekleri ve özleyecekleri yer sahiplerinin sıcak kucağıdır. Erkeklerde giderken döneceklerini hiç hesaba katmazlar. Fakat eğer kadın çok şey vermişse ki, bu cinsellikle sınırlandırılamayacak çoklardan. O zaman bizim kedi kılıklı erkekler öyle yâda böyle sahibini ve sıcak yuvasını mutlaka özleyeceklerdir.
İnişli çıkışlı vahşi ilişkilerde sonuç hep aynıdır. Erkek gider pişman olur ve döner.
Ağlar bile...
Yalvarır...
Yeminler eder...
Barış sağlandıktan birkaç ay sonra, sanki o ayrılık o hasret hiç yaşanmamış bizim esas oğlan kapılarda yatıp yalvarıp ağlamamış gibi kaldığı yerden devam eder.
Bu sebeptendir ki, erkeklerin tövbesi evden çıkana kadardır...ÇALMAYIN GAMZE COSKUN ARAŞTIRDI YAZDI HELAL BANA
#wattys2017
ŞİMDİ OKUDUĞUN
erkekler sever O BİR KİTAP OLDU 3 SAYFAYA DİKKAT ERKEKLER SEVER ❤❤❤❤❤
FantasyDÜNYANIN EN BÜYÜK YALANIDIR AŞK. SEKSİ BEDAVAYA GETİRMEK İÇİN BULUNMUŞ OLMALI . ...