Dürüst olmak gerekirse, insanların azizlerin böyle olduğuna dair sabit bir fikri var.
Ama içimdekileri ortalığa bağırmayı tercih ederim-
"Bir azize olmayı hiç düşünmedim bile!"
Hiç istemedim ama artık onlardan biriydim. Bunun için kin beslemiyorum ama neden en başta reddedemeyeceğim bir kaderi kabul etmek zorundayım?
Bu kadar. 'Aziz' unvanına zorla verilen ve sonra hayatımı feda etmemi ve her şeyimi başkalarına adamamı kim isterdi?
Böyle onurlu bir pozisyona ihtiyacım yok.
Ancak bu, kendilerini daha iyi bir amaç için feda eden diğer insanları lanetlediğim anlamına gelmez.
Onlara hayranım. Harikalar. Öne çıkıp önce başkalarını düşünmek kolay değil. Bunu istedikleri için yaptılar, çünkü bu görev için kaydolduklarını bilmiyorlardı.
Ah, bunca zamandır kendime gevezelik ediyordum ama sonuç olarak tanımadığım insanlar için kendimi feda etmeyeceğim. Şehitlik benim tarzım değil. Bir azize olarak üzerime düşeni yapacağım, elbette ama daha fazlasını yapmak için gönüllü olmayacağım.
Tapınağa hiç gitmek istemiyordum ama tamam, eğer kahin beni bir azize olmak için çağırırsa oraya giderim. Orada, onların gözetimi altında olacağım böylece yetişkin olana kadar beni koruyabilirler.
Ondan önce sevgili kardeşim Lisandro'yu rehabilite etmeliyim.
Büyüyen endişelerimin ortasında, piknik battaniyesinin üzerinde oturup çok oynadıktan sonra sohbet ettiklerini izledim. Buraya gelmek için koştuğumdan biraz durdum ve derin bir nefes aldım.
Sakinleştikten sonra onlara yaklaştım. Benimle göz teması kuran Frey atladı ve kocaman bir gülümsedi.
"Kızkardeşim!"
"Merhaba Frey."
Parlak kırmızı yanaklarıyla el sallarken en sevdiğim Frey'i selamladım.
Lisandro da çok yakışıklıydı ama Frey tamamen farklı bir seviyedeydi.
ÇN: Bizde görebilir miyiz ablası...?Henüz tam olarak yetişmemiş olmasına rağmen belli bir gizemli havası olan bir çocuktu.Güzelliği o kadar büyüleyiciydi ki nefesimi kesti. Karışık görünmeyen siyah saçları, bal kaplı altınlara benzeyen temiz gözleri, genç yaşta bile garip bir karizma sergiliyordu.
O Tanrı'nın karmaşık cilvesi sonucu olmalı. Kafamdaki imajım büyüdüğünde çok güzel bir yüzü olacak diyor.
Sonucunda Lisandro'nun ruhu tamamen kapana kısılacaktı.
"Bugün nasıl hissediyorsun?"
Lisandro'nun yanına oturdum ve Frey'e baktım.
Çok zayıf, hasta bir çocuktu. Çeşitli hastalıklardan muzdarip, ateşi vardı ve sık sık bayıldı. Büyüdüğünde hâlâ çok hastaydı ve Lisandro da durumu daha da kötüleştirdiği için kesinlikle yardım etmedi.
Lisandro sürekli Frey için endişelenirdi, bu yüzden yanından bir saniye bile ayrılmasına izin vermezdi.
Acınası bir durumdu ama Frey'in zavallı olduğunu düşünmek doğru değildi çünkü Lisandro'nun hatasıydı.
"Ben iyiyim, peki ya abla sen nasılsın?"
"Bende çok sağlıklıyım"
Frey'in solgun tenine baktım.
"Hassas güzelliğin" ne anlama geldiğini merak ettiysem, o zaman Frey tamda buydu.
Neyse ki Frey'in hastalığını ve onu nasıl iyileştireceğimi biliyordum ve hepsi önceki hayatımda okuduğum bir roman sayesinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
She's the Older Sister of the Yandere Male Lead In a BL Novel [NOVEL ÇEVİRİ]
RomanceBu hayatta ağzımda altın bir kaşıkla doğdum. Geleceğimin parlak olacağını düşünmüştüm. Aslına bakarsan, reenkarnasyon yaptığım yerin arkadaşımın yazdığı R-19 trajik bir BL romanı olduğunu fark etmemiştim. Ve hepsinden öte, Lisandro'nun ikiz kardeşi...