𝐋𝐈̇𝐓𝐓𝐋𝐄 𝐌𝐀𝐋𝐅𝐎𝐘/𝑹𝒆𝒈𝒖𝒍𝒖𝒔 𝑩𝒍𝒂𝒄𝒌

𝐄𝐏𝐈̇𝐒𝐎𝐃𝐄 𝐎𝐍𝐄

Medya: Meira(11)

Genç kız ortak salonda şöminenin karşısında dizlerini kendine çekmiş zarif kemerli camlarla çevredeki dağların, Quidditch sahasının ve seraların mükemmel görüntüsünü izliyordu. Kitaplıklar, masalar ve sandalyeler ve girişin karşısında, yatakhanelere giden başka bir kapı vardır. Bu kapının yanında, Rowena Ravenclaw'ın diademini taktığı beyaz mermer heykel bulunuyordu.
Zarif kemerli camlardan etrafı izlemek ortak salonlarında yapmayi sevdiği en iyi şeydi şüphesiz

Uzaklardaki dağların görüntüsü kendini huzurlu hissettiriyordu.

Ailesiyle yaşadığı o kasvetli malikanedense dağların arasında yeşilin, mavinin ve kahverengini mükemmel uyumuyla birlikte dağların arasında yaşamayı tercih ederdi.

Hogwarts'daki 5. senesi yeni başlamıştı.

Oturduğu yerden kalktı. Ortak salonları her zamanki gibi sessizdi. Çoğu kişi ders çalışıyor, haftaya yapılacak Quidditch hakkında konuşuyor bazıları da kitap okuyordu. Meira Quidditch oynamayı sevmezdi ama Quidditch maçlarını izlemeyi severdi. Özellikle Lucius'u sinirlendirip dikkati dağıtmayı severdi. Tabi takıma da tribünlerden destek verirdi.

Seçmen şapka onu bir binaya koyarken zorlanmıştı. Slytherin ve Ravenclaw arasında gidip gelmişti. O güne bir bakalım mı?

1972/ 1 Eylül (İlk Gün)

Genç kız fazlasıyla heyecanlıydı. Ailesinin üzerindeki baskısından dolayı korkuyordu da. Annesi ona malikanelerinden çıkmadan önce söyledikleri aklına geldi

"Slytherin binasına seçilip ailemizi gururlandır"

Kadının tüyler ürperten sesiyle gözlerini kırpıştırdı. Kendine gelmeliydi. Derin nefes aldı ve bir ismin seslenildiğini duydu.

"Regulus Arcturus Black"

Kıvırcık(fazla değil), gri gözlü kendisinden 5 santimetre uzun ve tahminince Sirius Black'in kardeşiydi.

Sirius Black'i tabiki duymuştu. Black ailesindeki tek Gryffindor'du o.

Regulus ve Meira'nın gözleri birbiriyle kesişti. Gri ve mavi karışımı mavinin açık tonunu buldu. Meria'ya sonsuz gelen bir süre bakıştılar. Regulus utanıp gözlerini kaçırdı ve hızlıca seçmen şapkaya ilerledi. Kızın kendisini inceleyen mavileri onu rahatsız etmişti. Sanki asıl benliğini görmek istermiş gibi

Seçmen şapkanın sesiyle ikisi de kendine geldi

"SLYTHERIN!"

Slytherin masasından ilk defa gelen alkış ile Meira mavi gözlerini oraya çevirdi.

Gözleri Lucius'u bulduğunda genç adam ona bir saniyeliğine gülümsedi.

Bu gülümseme başarısız olma der gibiydi.

Meira istemsizce başını sallayıp önüne döndü. Yanındaki kıza döndüğünde onun da kendini incelediğini gördü.

"Malfoy ile akrabalık bağın mı var? " dedi genç kız

"Abim" dedi Meira

"Sevindiğimi söyleyemem ama Slytherin olmadığın belli. Gözlerinde bir Slytherin hırsı yok" dedi genç kız

"Emin ol istersem onlardan bilene daha hırslı olabilirim. Sadece hırsımı mantığımıın önüne geçmesini istemiyorum" dedi Meira hafif sinirle

Genç kızın dediğine sinirlenmişti ama genç kızın ona asıl demek istediği farklıydı.

"Bence Seçmen Şapka seni Ravenclaw'a seçecek" dedi genç kız

Meira'nın asıl korktuğu buydu. Ravenclaw'a seçilirse annesinin gözünden kesinlikle düşerdi. Aklına Gryffindor olabilme ihtimali gelince yutkundu. Eğer Gryffindor veya Hufflepuff olursa kesinlikle ailesi onu evden kovardı. En azından Ravenclaw daha iyi bir seçimdi.