Ne olacak ?

2.2K 246 65
                                    

Bilmiyorum. En kötü giriş cümlesi heralde. Ama çok ta umrumda değil. Şu ana kadar herseyi umursayan bir kız olarak artık -önemli, önemsiz- hiçbir şeyi umursamayan bir kıza terfi etmiş bulunmaktayım. Yaşadıklarımı ve daha neler yaşayacağımı fazlasıyla biliyorum. Ama biliyor musun onlarda umrumda değil. Bu kadar umursamazlık sizi sinir etmiş olabilir fakat ben yazdıkça ve siz okudukça bana hak vereceksiniz.

Kader denen bu adi oyunun bana ayırdığı rol fazlasıyla adaletsizdi. İsyan etme şansımız yoktu, hele ki ayrılık asla...Ve en kötüsü bu oyunu onunla paylaşıyor olmamdı. O en acımasız olanıydi. Bakışları bir saniye olsun değişmezdi, daima öfkeliydi. Sadece bir bakışıyla yerin dibine girmek isterdim. Ki sesini duyduğum an. En az o bakışlar kadar sert olan sesinde bir yumuşaklık aradım ama o da çatık kaşları gibi sadakatle bakışlarını destekliyordu. Ondan korkmuyor değildim hatta bazı zamanlar korkudan s*çacağımı düşünüyordum. Fakat güçlü görünmek zorundaydım. En azından asi gibi veya dik başlı her neyse. Sadece ona boyun eğmemem gerekiyordu ve neyseki kendimi şaşırtırcasına ona karşı geliyordum ve sanki mümkünmüş gibi kaşlarımı onunkilere inat daha çatıyordum. Bence başarıyordum ya da bunlar sadece hayal ürünümdü, bilmiyorum. Zaten çoğu şeyi bilmiyordum. Hayatlarımız bilinmezlik doluydu ve bize 'biliyorum' yakışmıyordu. Yine de hayatımızda bir 'biliyorum' vardı ve o gerçek canımızı çok yakıyordu. Yani benim canımı yakıyordu. Onun hiçbir zaman umrunda olduğunu düşünmemiştim. Fakat bu kadar şey içinde en çok onu canının yandığını bilmiyordum.

O, bambaskaydı. Vazgecilmezdi. Asla. İnsanda merak uyandıran bir cazibesi vardı ve ben bunu sadece onda görüyordum. O farklıydı. Aynı olmaya ihtiyacı yoktu. Farklı olmak için de uğraşmıyordu. O , oydu işte. Mavi gözlerimin bir çift kahvesinde kaybolduğu, bataklık misali amansızca aşağı çekildiğim, ne kadar direnirsem direneyim onun olduğumu bildiğim kahveydi işte. Gözleri beni içine çekerken ben onun kokusunu içime çekiyordum. Bir koku ancak ona bu kadar yakışabilirdi. Gözlerimi kapatıp , kokusunu doymazcasına içime çekerken cennetteydim. Siyahın en güzel renklerinin bir araya gelişiydi bu. Tarifsizdi. Göz kapaklarım özgürlüklerini ilan etmişcesine açılırken tekrar onunla karşılaştım. Az önceki cennet bu gördüğüm adamla kesinlikle zıttı. Bu koyu gözler sadece cehennemin habercisi olabilirdi. Ama ben bir şekilde onunla cenneti de cehennemide yaşamaya hazırdim.

Aşk mıydı bu ? Bilmiyorum. Ama öğrenecektim.

Merhaba arkadaşlar! Bu benim ilk hikayem. Bu yüzden eksiklerim elbette var. Fakat sizden tek ricam okumaniz ve neler düşündüğünüzü soylemeniz. Aklımda çok güzel bir kurgu var ve beğeniceğinizi düşünüyorum. Hikayeye daha başlamadım bile :) okuyan herkese teşekkürler ve iyi okumalar ! :)

DUMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin