Bİliyorum geç geldi fakat üzgünüm. Sınav haftasındayım ve bir sayısalcı olarak zorlanıyorum. Bu yüzden yb biraz kısa oldu ama inşaAllah nunu telsfini kısa zamanda yapacağım. İyi okumalar.
Ben ne diyeceğimi bilmiyordum. Daha doğrusu ne düşüneceğimi napacağımı bilmiyordum. Evet, fazla oduncaydı ama o kadar özel ve güzeldi ki. Hiç beklemiyordum böyle bir teklifi. Kıvanç bu işlerin adamı değil. O asi çocuk. O yalnızlığı oynar sadece. Demek ki öyle değilmiş. Evet, bende ondan hoşlanıyordum ama bu aşk değildi kesinlikle. Onu üzmek istemiyordum çünkü ona değer veriyordum. Bu yüzden her şeyi ona söylemeliydim.
"1 aydır nerdeyse hiç konuşmadık. Daha öncede âşık olamayacak kadar uzun konuştuğumuzu sanmıyorum?"
"Ben seni ilk gördüğüm zaman âşık oldum Naz. Hani sınıfa ilk girdiğinde yerine geçmek için sıralara yönelirken ilk kez benimle göz göze gelip duraksadığın an var ya işte ben o anda senin o güzel gözlerini görünce âşık oldum. Hem âşık olmak için yalnıza konuşmak gerekmez. Ben sana âşık olduğumu sanmıyordum. Beni bilirsin. Her kızı altımdan geçiririm. Seninde öyle olduğunu beraber olduktan sonra seni unutacağımı sandım ama yanılmışım benim sana olan duygularım saf aşk. Bunu senden uzakta kaldığım 1 ay içinde öğrendim."
"Ah Kıvanç, bu kadar uzun ve etkileyici konuşmak zorunda mısın?"
Ufak çaplı bir kahkaha attı.
"Biliyorum, biliyorum. Herkesi etkim altına alabilmek harika doğrusu."
Bende bu sözü üzerine gülümsedim.
"Kıvanç, sana karşı dürüst olmak istiyorum. Senden hoşlanıyorum. Bu bir gerçek. Senin o özel yeteneğin olan etki altına alabilmekle de alakası yok. Senden gerçekten hoşlanıyorum. Ama âşık mıyım bilmiyorum Kıvanç. Daha önce bu duyguyu tatmadım. Eğer seni görünce kalp atışımın hızlanması, elimin ayağıma dolaşması, konuşacak sözcük bulamamam aşksa evet aşığım. Ama ben duygularımda emin olamazken seni üzmek istemiyorum. Hem sen yalnızların asi gencisin. Benimle yapabilir misin?"
"Yalnızların asi genci, ha? Daha afilisi bulunamazdı. Ama şunu söylemek istiyorum ki bu ilişkide benim üzülmemem için her şeyi yapacağım."
"Allah Allah neden senin üzülmemen içinmiş? Egoist pislik diye boşuna söylemiyorum."
"Bebeğim, çünkü ben üzülürsem sende üzülürsün ve senin üzülmeni istemem olanaksız."
Güldüm. Bu çocuk bu kadar romantikti de ben mi görmedim? O sırada gerçekten dünyaya döndüğümde pistte sadece bizim kaldığımızı ve tüm gözlerin şaşkınlık ve merakla bizde olduğunu fark ettim. Kıvanç'ta fark etti ve ellerimi tutarak haykırdı ve sorusunu yineledi.
"Sen Naz ATAY. Senin olmama izin verip benim olur musun?"
Hiç düşünmeden evet, evet, evet diye bağırdım ve kucağına atladım. Beni kucağına alıp etrafında döndürmeye başladı. Babam öldüğünden bu yana ilk defa bu kadar mutlu olduğumu hissediyordum. Beni yere indirdiğinde yeni bir dans şarkısı açılmış ve herkes bizi alkışlıyordu.
Biz dans ederken omzumun dürtülmesiyle arkama baktım. Karşımda gördüğüm kişiyle önce irkildim. Sonra da Kıvanç'ın kolları arasından sıyrıldım. Gelen abimdi ve ben ona ne diyeceğimi bilmiyorum. Büyük ihtimalle Kıvanç'ı dövecekti ve Kıvanç'ta ona karşılık verecek ve benim yüzümden iki yakın arkadaşın arası bozulacaktı. Fakat abim beni şaşırtarak
"Bu güzel bayanı ödünç alabilir miyim?" dedi.
Ben ona şaşkınlıkla bakarken o beni kolları arasına almıştı bile.