Bazen senin yaşamını insanlar belirleyebilir. Onların istedikleri şekilde yaşamanı isterler. Kimi zaman seni düşündüğü içindir kimi zamansa tamamen kendi çıkarı için. Rana kendi çıkarı için bana bunu yapmıştı. Bana onun sevgilisini elinden almışım gibi mualeme yapmıştı ve beni ölürmeye kalkışmıştı.
Hastane odası... İğrenç kokusuyla gözlerimi açmıştım. En son hatırladığım şey Rana ve gülüşüydü. Daha doğrusu kahkahası. Aklıma kazınmış gibiydi. Uyanır uyanmaz hemen hatırlamıştım. Durmadan, durmadan kahkaha atıyordu.
Seviniyormuydu gerçekten? Amacı beni vurmak veya öldürmekti. Buna ulaştığı içinmiydi?
Yoksa sadece şok muydu? Yaptığından kendide farkında değilmiydi? Olabilirdi çünkü hırsın gücü büyüktür. İnsana bazen iyi, bazen kötü şeyler yaptırabilirdi. Rana'da hırsa kurban gitmiş olmalıydı. Gözlerindeki altın harflerle yazılı hırs perdesi hiç inmemişti. En azından beni vuruncaya dek.
Helin yanıma gelip elimi tuttu. "Bizi çok korkuttun aptal kız" dedi gülümseyerek.
Bende ona gülümseyerek karşılık verdim ve "şimdi iyiyim ama" dedim.
"Rana, ona ne oldu?"
"Sen vurulduktan hemen sonra polisler geldi. Onu tutuklayıp götürdüler. Rana'nın psikolojisi çok bozukmuş. Daha önceden raporu bile varmış."
"Böyle bişey yapmasının başka anlamı olabilirmiydi zaten?"
"Şimdi akıl hastanesinde. Hiç bir şekilde ceza verilmeyecekmiş."
"Heliin. Benim bunun elinden kurtulmam bile büyük şans. Bir delinin elindeydim. Her şey olabilirdi" dedim gülerek.
Evet gülmüştüm. Rana delirmişti. Bana yaptıklarından sonra ona artık iyi niyetli olamazdım. Hem üstelik önceden de raporu varmış. Bu kız da iyi bir şeyler olmadığını sezmiştim.
"Ait olduğu yere gitmiş. Rana vuruştada iyi değilmiş anlaşılan kurşun sıyırmış."
"Ya beni nasıl buldular? Yağız, Mert?"
"Sen dersin sonunda gelmeyince müdürün odasına gittik. Ama çağırmadığını söyledi. Kuşkulanınca kamera kayıtlarına baktık. Rana seni bayıltıyordu. Müdür hemen polisi aradı zaten.
Sonra 11. sınıflardan seni çağıran kızı bulduk. Mert ve ben onu konuşturmayı başardık. Evin yerini biliyormuş ve tüm plana dahilmiş.""O kızı elime bir geçireyim yapacağımı biliyorum ben."
"Bi iyileşte"
dediğinde içeri Mert ve annem geldi. Annem çok endişeli duruyordu. Gözleri ağlamaktan şişmişti. Onu biraz sakinleştirdim.
###
Kolumun sargısına bakarak ofladım.
Bir kaç gün evde kalmam gerekiyordu ve bu gerçekten öldürücüydü.
Mert ve Helin okuldaydı. Yapacak hiç bir şeyim yoktu.
Yağız ne durumdaydı? Sevgilisi delirdiği için nasıl hissediyordu?
Bir barda sabahlayıp kendini içkiyemi vurmuştu? O kadar seviyormuydu?
Kafamda milyonlarca soru var ve hiç bir cevap yok.
Yağız'la bir şekilde konuşmam gerekiyordu. En azından düşüncelerini öğrenmek adına.
Telefonu alıp okuldan Ufuk'a mesaj attım.
O okulun populer çocuğuydu. Kızların hepsi peşinde. Rana, Bengü ve Melisa'da bunlara dahildi.Aramızda iyidir hani Ufuk'la.
Yağız'la konuşmam gerekiyordu ve telefon numarası yoktu. Rana'nın yakın arkadaşlarından birinde mutlaka vardır. Ve onu bana tek alabilecek olanda Ufuk'tu.
Kime: Ufuk
"Ufuk, bana birinin numarası gerekiyor. Melisa ve Bengü'de de olabilir. Çaktırmadan alacaksın. Hadi popi çocuk. Bir tek sana güveniyorum. :DD"
Mesaji gönderdikten sonra beklemeye başladım. Beni kırmazdı. Ama numara elime geçecekmi gerçekten merak ediyordum.
İki dakika sonra mesaj geldi.
Kimden: Ufuk
"Ayıp ettin. :D Adı neymiş?"
Kime: Ufuk
"Adı Yağız"
Kimden: Ufuk
"Tamam, bekle."
Dediği gibi beklemeye başladım.
On dakika sonra numarayı mesaj atmıştı.
Ekrana uzun bir süre bakakaldıktan sonra numarayı tuşladım.
Heyecan. Heyecan. Sakin ol.
"Evet?"
Sesini duyduğumda bütün vücut hücrelerimin kıpraştığını fark ettim.
...
"Ben, Eylül."
"Ne oldu?"
Bu umursamaz tavırda neydi böyle?
İnsan bir merak ederdi. Sonuçta sevgilisi beni vurmuştu.
"Konuşabilir miyiz diyecektim."
"Biraz işim var, bitirince mesaj atarım."
"Tamam, görüşürüz."
Görüşürüz dedikten sonra onunda bir şey söylemesini bekledim. Telefonu kapamadım. Sadece karşıyı dinledim. Ama hiç bir ses yoktu. O da telefonu kapadı zaten.
Neden bu kadar ilgi beklediğimi bilmiyordum. Onun hiç bir şeyiydim.
'Hiç bir şeyi.'Telefonun mesaj sesiyle irkildim. Yağızdan'dı.
"Birazdan evin önünde olurum."
Sakinleş Eylül. Gelicek ve sadece konuşucaksınız sonra o gidecek. Hepsi bu kadar.
..
Dışarı çıkmamla Yağız'ın arabasını görmem bir oldu. Arabadan inmedi. Sadece "atla" dedi.
Ben iner ve burada konuşuruz diye tahmin etmiştim. Arabaya bindim ve sürmeye başladı.
Nereden başlayacağımı bilmiyordum gerçekten. Sonunda ağzımı araladım.
"Rana'ya olanlar..."
Arabayı birden durdurdu ve "yeter" diye bağırdı. Sonra bana döndü.
Yaklaştı, "özür dilerim" dedi beni öpmeye hazırlanırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Kuş
Teen Fiction"Neden onunla değilsin?" "Çünkü olmam gereken kişinin yanındayım." Sezdiklerine göre asıllar çok farklıydı...