Oldukça yorgun hissediyordum.Şirkete gelir gelmez birçok davayı üstlenmiş bir de onlarla ilgilenmiştim.
Bu yüzden yorgun düşen bedenim kendime bile ağır geliyordu.Ayaklarımı zar zor hareket ettirerek evin ziline bastım.
Neyse ki etrafta bizimkileri görememiştim.Bizimkilerden kastım ise Polat ve Kuzey oluyor tabii ki.
Şu halimle bir de onları çekemezdim.Annem gülen yüzü ile beni karşılayarak içeri geçirdi.
Elimdeki market poşetlerini inceleyerek mutfağa taşımaya başladı.Ben de onunla beraber kalan poşetleri mutfağa götürdüm.
Poşetleri bırakıp anneme baktığımda annem de bana bakıyordu.Üzerimdeki ceketi Hızla çıkartarak sandalyeye astım.
"Nasıl geçti günün güzelim? Bi' hayli yorulmuşsun belli." Diyerek saçlarımı okşadı ve alnıma minik bir öpücük kondurdu.
Kalan son gücümle ona sarılarak o mis kokusunu içime çektim.Bu kadın huzurdu.
Bir süre sonra birbirimizden ayrıldık ve ben Hızla banyoya ilerledim.Annem de o sıra hazırladığı yemekleri ısıtıyordu.
Bugün hiç Esilayla konuşamamıştım ve ona tim olanları anlatmak için uygun bir vakit arıyordum.
Banyoya girip Hızla üzerimdekilerden kurtuldum ve kendimi sıcak suyun kollarına bıraktım.
Bu lüks dairede jakuzi de vardı elbette ama şu an ona ayırabileceğim saatlerim yoktu.
Güzelce temizlenip duştaki işlerimi hallettikten sonra hızla durulanmaya başladım.
Üzerimi de giyindikten sonra saçlarımı tarayacaktım ki telefonuma gelen bildirim buna engel oldu.
Telefonu elime alıp bir süre ekranı inceledim;
+7 *** ***-37-56 adlı numaradan yeni bir mesaj.
Ekrana bir süre anlamsızca baktım.Böyle numaranın varolduğundan bile habersiz olduğum için yüzümdeki şaşkınlığı engelleyemedim.
Daha fazla sabredemeden gelen mesaja tıkladım.
"Kat 8 daire 3 seni bekliyorum,Kuzey."
Ah tabii ya! Sözleşmeyi unutmuşum.İllaki almak üzere geleceklerdi.
Şu anda gerçekten yorgun hissediyordum ve beni yemek masasında bekleyen annemi öylece bırakamazdım.
Hızla mesaja tekrar tıklayıp cevap verdim;
"Yarım saate orada olurum şu anda müsait değilim."Telefonu tekrar banyo tezgahına bırakıp saçımı kurutmaya başladım.Bir süre sonra telefonun ekranı tekrar yanınca Hızla elime alıp gelen mesajı inceledim.
Mesaj yine Kuzeydendi.
"Eğer benim gelmemi istemiyorsan şimdi gel."Ah,bu çocuğun gereksiz inatlarından sıkılmaya başlıyordum artık.
"Yemek yiyip gelirim." Diyerek mesajlaşmaya noktayı koymuş bulundum.
Banyodaki son işlerimi de halledip Hızla banyodan ayrılıp mutfağa ilerledim.
Mutfağa girdiğimde annem çorbaları dolduruyordu.Dolu olan kaseyi elinden alarak masaya bırakmamla o da masadaki yerini aldı.
Masanın orta yerinde duran beytiye gözümün kaymasıyla gözlerim açıldı."Anne! Şaka yapıyorsun?" Diyerek Sevinç'le yerimde kıpırdandım.
Neredeyse beyti yemeyeli aylar oluyordu.En sevdiğim yemeği bu kadar uzun süre yememeyi baya iyi başarmıştım.
Aç olmama rağmen nedense ağzıma tıktığım üç beş lokmayla yetinmiştim zaten acelem olduğundan rahat yiyememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHU - Benliğimdeki hükmünün varoluşu
Teen FictionŞimdiden akmaya başlayan burnumu hafifçe çektim.Bir dakika,neden hareket etmiyordum? Düşüncelerimden uzaklaşıp karşımda bana bakan bir çift gözlere odaklandım.Buradaydı.Gelmişti. "Geldin." Diyerek gülümsedim. Gelmişti.Bana verdiği sözü tutmuş ve gel...