Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tokyo'ya gideceğiniz söylendikten sonra ister istemez oluşan hayallerinizi yıkan şey şu an eski püskü bir binanın karşısında duruyor olmanızdı. Nobara kendi kendine Gojo'dan cidden sizi güzel yerlere götürebileceğini düşündüğü için kızıyordu. Ona gülümsemeden edemediniz.
Megumi elleri ceplerinde bir şekilde gözlerini kapatmış ve enerjiyi hissetmeye çalışıyor gibi gözüküyordu. Siz ise buraya gelene kadar utangaçlığı atmış ve Yuuji ile oldukça iyi sohbet ediyordunuz.
"Ve sonra Y/N-san-" lafını neredeyse yüzüncü kez bölmüştünüz.
"Sadece ismimin yeterli olduğunu söyledim." Ona gerçek olmayan bir bıkkınlıkla baktığınızda hafif kızaran yanakları ile birlikte bir elini ensesine koydu. Aslında bunu bilerek yapıyordu, diğerleri de dahil buna herkes şahitti. Fakat bunu tatlı bulduğunuz için bir şey söylemek yerine küçük oyununuzu sıkılmadan devam ettiriyordunuz.
"Oh, haha evet haklısın. A-" bu sefer lafını uzun, beyaz saçlı öğretmeniniz kesmişti.
"Burası hakkında bir süredir şikayetler var. Ama gelip etrafı inceleyenler hiçbir şekilde bir sonuca ulaşamıyorlar. Kısacası, iş başa düştü." Nobara trip atmaya devam ederken yine de binaya göz gezdirdi. "Lanetli enerjiyi hissedemiyorum."
"Eh, o nedir?" Yuuji yüzündeki salakça ve gergin gülümsemeyle sorduğunda donarak ona baktınız.
"Bekle, yani o bunları bilmiyor mu?!" Nobara'nın yükselerek sorduğu soruya Megumi cevap verdi. "Dürüst olmak gerekirse.. o sadece Sukuna'nın parmağını yediği için burada."
Gojo kendisini kenara çekmiş bir şekilde sizin konuşmalarınıza kulak veriyor, ama hala binayı inceliyordu. "Özel dereceli lanetli bir parmağı yuttu?! İnanılır gibi değil! Bu çok sağlıksız ve iğrenç! Muri muri muri muri muri!" Tiksintiyle tuhaf hareketler yaparak kendisini silkeledi.
"Ne var?" Sonunda Yuuji çıkıştı. Ama yaşadığınız şoktan kendinizi çıkartıp sevgili öğretmeninizin cümlesine kafa salladınız, "Nobara'ya katılıyorum."
Bu mümkün müydü? Yani, elbette İtadori'nin özel biri olduğunu ve Sukuna ile sahip olduğu bir bağ olduğundan haberdardınız. Ama detayları bilmiyordunuz ve az önce öğrendiğiniz şeyler sizi açıkça şaşırtmıştı.
Bedeninizi ve tüm odağınızı kendi aralarında konuşmaya devam eden takım arkadaşlarınıza çevirdiniz. "Hadi gidelim."
Siz içeriye ilerlerken, eğitiminizin bir parçası olduğu için, ve kendisi en güçlü sahir olduğundan dolayı hiçbir tehlike sezmediği için, Gojo sizi dışarıda bekleyecekti. Megumi de gelmemiş ve öğretmeninize eşlik ediyordu. Kısacası, biraz alışmanız için size egzersiz tadında bir tecrübe sağlayacaktı.
Göz bandı takan öğretmeniniz arkadaşınıza doğru döndü. "Megumi-kun, ne düşünüyorsun." Tuhaf güleryüzü ile kendisine bakan öğretmeninin bunu bir soru olarak sormadığını biliyordu. Gözlerini kapatıp arkasındaki duvara yaslandı. "O ikisi, y/n ve Yuuji. Bilmiyorum. Onlarda tuhaf bir şey var ama bunun kötü olduğunu düşünmüyorum." Kollarını kavuşturup tekrar sessizliğe gömüldü.
