| üç, parmak |

267 47 9
                                    

Şu an hep birlikte, sizin hasta yatağınızın etrafında oturmuş, senseinizin aptalca şakalarına gülüyordunuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







Şu an hep birlikte, sizin hasta yatağınızın etrafında oturmuş, senseinizin aptalca şakalarına gülüyordunuz.(!)

Yarım saat önce sizi ziyarete gelmişlerdi ve Megumi bile sizin için endişelendiğini belli etmişti. İyi olduğunuzu söyleyip onları ikna ettikten sonra da görevinizi başarıyla tamamladığınız için pizza söylemiş ve karnınızı doyurmuştunuz.

Kendi aranızda sanki hepiniz uzun zamandır birlikteymişçesine sohbete dalmıştınız. Nobara ve Yuuji de birbirine daha yakın ve ısınmış davranıyordu.

"Oh- neredeyse unutuyordum!" Hararetli sohbetinizi senseiniz hafifçe öksürerek bozdu. Bütün dikkatler kendisine çevrildiğinde gülümseyerek konuşmaya girdi. "Y/N-chan, sana bir sürprizim olduğunu söylemiştim değil mi?" Kaşlarınızı hafifçe çatarak konuşmanın devamını beklediniz.

Megumi arkasına yaslanarak - ne söyleneceğini bildikleri için - rahat bir tavır takınmış, Nobara tepkinizi ölçmek için sizi parıldayan gözleriyle izliyor ve Yuuji ise biraz gergin bir şekilde bir Gojo'ya bir de size bakıp duruyordu.

Beyaz saçlı adam yan masada duran mühürlü ufak kutuyu eline alıp gözlüklerini aşağı indirdi. Ne olduğunu tahmin ediyordunuz.

"O bölgenin neden bu kadar dengesiz bir enerjiye sahip olduğu anlaşıldı. Sayenizde bir parmak daha bulduk! Koruma içgüdüsü ile hareket eden lanetler kendilerini gizlemeyi iyi biliyorlarmış." Kutunun kapağını açarak içindeki çirkin parmağı size doğru uzattı.

Parmağın etrafında mühürlü kağıt vardı, bu yüzden onu güvenli bir şekilde elinizde tutabiliyordunuz.

Gojo ile göz göze geldiniz. "Bu.. çok çirkin." Adam bir kahkahayı ağzından kaçırdı.

Megumi bu görüntüye ilk şahit olanlardan olduğu için sadece verdiğiniz tepkiyle ilgilenmişti. Nobara yattığınız yatağa iyice yaklaşıp sizinle beraber incelemeye başlamıştı.

"Tanrım, Itadori hala sana inanamıyorum! Nasıl bu iğrenç şeyi yiyebildin?!" Nobara'nın soru yönelttiği(!) çocuk gerginliğinden sıyrılıp kaşlarını çattı. Dikkatinizi elinizdeki parmağa verdiniz.

Kulaklarınız adeta dışarıdaki konuşmaları duymayı reddediyordu.

İçinizde bir içgüdü büyüyordu. Her ne kadar reddetmeye çalışsanız da kendinizi alıkoyamıyordunuz.

Siz düşüncelerinize dalmışken Gojo ise sizi pür dikkat izliyordu. Bu süreçte Yuuji'nin sağ gözünün altından çıkan Sukuna'nın gözü de aynı şeyi yapıyordu.

Yuuji'yi düşünüyordunuz. O da mı aynı şekilde hissetmişti?

İçine girdiğiniz transtan, gözlerinizi parmaktan ayırmadan, çıktınız.

"Gojo Sensei, Yuuji bunu da yiyecek mi?" Sohbeti kesip dördü (hayır beşi) de size döndü. Sizi onaylayan bir mırıltı çıkardı.

Kafanızı kaldırdığınızda size bakan pembe saçlı çocukla ve yüzündeki üçüncü gözle bakışıyordunuz. İfadesiz suratınızla konuşmaya devam ettiniz.

 itadori yuuji • together againHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin