Aşka Bir Adım Daha

121 5 4
                                    

O Pelin denen kız gerçekten ergendi ve böyle kızları hiç sevmem. Neyse eve gittiğimde annem yüzümden olayları anlamış olmalı ki beni yanına çağırdı.

- Eylül, kötü gibisin. Noldu? Buluşma kötü mü geçti?
+ Biraz.
- Nasıldı?
+ Ya, Selim bir arkadaşını getirmiş Pelin diye, ben ona Gıcıkito diyorum, bana laf sokmaya çalıştı ve acayip sinirimi bozdu. Bugün Burcuyla konuştum, Burcuyla ilk gün tanıştık, benden 1 yaş büyük, Selimle eskiden aynı okuldalarmış ve Gıcıkito Selim'e aşıkmış. Ama Allah'tan Selim ona aşık değilmiş.
- Baya kötü geçti yani?
+ Hayır sonra Gıcıkito gitti ve Selim bana numarasını verdi, bende ona verdim. Berbat denecek kadar kötü değildi ama sinirim bozulmadı değil.
- Anladım bence bi duş alıp yatsan iyi olur.
+ Peki. Uykum vardı zaten.

Annem bana bu konuda destek olmadı ama biraz olsun rahatlatmıştı. Duş aldıktan sonra yeni aldığım pijamaları giyerek uykuya daldım.
...
Sabah olmuş. Bu aralar zaman çok hızlı geçiyor gibi geliyordu. Belkide hep öyle geliyodu ama hissettiklerim ve değişen duygularım bunu farketmemi sağlamıştır. Neyse okula gitmek için hazırlandım. Annem nasıl yumurta yiyeceğimi sordu. Omlet dedikten 10 dk sonra hazırdım ve omletimi yemeye koyuldum. Portakal suyumu da içip servisi bekledim. 5 dk sonra servis gelmişti. Servise bindim, Dilek ablayla selamlaştık falan sonra Selim el salladı. Tam yanına geçecektimki Gıcıkitonun orada beni aptalca kestiğini farkettim.
- Selam Eylül
+...
- Eylül? İyi misin?
+ Efendim? He e-evet. İyiyim.

Yanda duran boş koltuğa oturdum, çantamdan kulaklığımı taktım ve camdan dışarı bakarak "Love Me Like You Do" şarkısını dinlemeye başladım. Canım sıkılmıştı. Ama yok ya Gıcıkito artık Selim'e aşık değildi bence. Beni sinirden kudurtmak için yapıyodu. Neyse 40 dk sonra okuldaydık zaten. Ceren, Derin ve Defne beni karşıladılar. Zaten suratım asıktı. O an Derin ve Defne'nin Selim'e aşık olduğumdan haberleri olmadığını hatırladım ve onları kızlar tuvaletine götürdüm:

+ Kızlar size bişey anlatıcam ama kimseye söylemek yok
- Tamam dimi Derin?
/ Evet kimseye söylemeyiz
+ Peki öyleyse. Ben...
- / Sen?
+ Hmm... Ben Selim'den hoşlanıyorum.
- / Ne?
+ Evet ama bana bakın kimseye söylemiyceksiniz.
- / Tamam.
+ Şimdilik sadece aşık olduğumu söyledim diğer olayları sonra anlatırım 7 dk sonra ders başlayacak zaten.
- Peki.
/ Allahım Yarabbim sen aklıma mukayyet ol hala inanamıyorum.
+ Şşşşht! Sessiz olun duyucak herkes.
- / Tamam, tamam.

Onlarda öğrenmiş oldular. Bakalım... Ders İngilizce. En sevdiğim ders sonunda, en azından sıkıcı değil o bana yeter zaten. Hoca film izletti falan, ama film çok sıkıcıydı. Teneffüste camdan Selim'i izleyecektim ama basket sahasında değildi. Heryere baktım. Birden Selim ve Gıcıkito'yu gördüm. Ama bu kadarıda fazlaydı! Elini tutuyodu! Yeter artık. Buna haddini bildiricem.

- A merhaba Eylül
+...
/ Yine geldi bu yaa
+ Daha çok gelirim merak etme.
/...
+ Napıyosunuz Selim elele?
- Kantinden tost aldık.
+ Demek kantinden tost aldınız o zaman neden elele tutuşuyosunuz!
- Eylül neden soruyosun bunları?
+...
- Derse gecikmemem lazım hoşçakal.

Resmen trip attı bana. He bu arada Gıcıkito o sinir bakışını atmayı unutmadı tabiki. Buyrun ders fen. Herşey üstüste gelmek zorundamı? Hoca bu ders yazdırmadı ama acayip sıkıcı şeyler anlattı.
Teneffüste Cerenle kantine gittik dertleştik biraz:

- Eylül. Bak sen bu aralar gerçekten iyi değilsin. Hadi anlat noluyo bakalım?
+ Tamam, camdan bakınıyodum Selim'i görürmüyüm diye, bi baktım Pelin diye bi kız var Selim'i benden almaya çalışan, ben ona Gıcıkito diyorum, ikisini elele gördüm acayip yıkıldım. Yanlarına gittim niye elele tutuşuyosunuz diye sordum, neden soruyosun bunları dedi bana ve resmen trip attı.
- Eylül bak, biliyorum çok hırslısın ve Selim'i kimselere yedirmek istemiyosun ama hayat herzaman istediklerini vermez.
+ Keşke öyle olmasa, hep istediklerim olsa, ne güzel olurdu.
- Keşke demekle olmuyo işte istediklerin olmuyosa denemeye devam etmelisin. Bu akşam Selim'i sizin eve yemeğe çağır.
+ Gerçekten mi?
- Gerçekten. Hep keşke dersen hiçbir şey değişmez. Pes etmeyeceksin.
+ Pes etmeyeceğim.
- Peki hadi bakalım.

Ceren bana çok yardımcı olmuştu. Onun sayesinde ona kendimi azıcık olsada affettirebilirdim. Bizim eve yemeğe gelecek... Ama kabul edermi?

Yeni Lise Yeni AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin