0.3

691 63 120
                                    

Yine, sabırsızca karşısındaki kaldırıma bakıyordu. Bugün o çocuk yoktu. Dün de orda değildi. Ondan önceki gün de. Felix bir umut bakmaya devam ediyordu ancak bir türlü bulamıyordu onu. Sanki yer yarılmış da içine girmişti.

Karşısında yanan kırmızı ışığa baktı. O kırmızı ışığın yanında, o huzurlu ve yumuşacık mavi saçları görmeyi o kadar isterdi ki. O şık genci, hatta ona hiç ama hiç yakışmayan, kolunu omzuna attığı çocuğu bile.

Tekrar o çocuğa ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. O mavili gence ihtiyacı vardı. Tüm hücreleriyle onu istiyordu. Onun sesini duyabilmek, bakışlarını üzerinde hissedebilmek.. Neden bir erkeği böylesine derinden arzuluyordu ki? Kızların daha çok dikkatini çekmesi gerekmez miydi? Ya da kızlardan hoşlanması lazım değil miydi? Neden böylesine acı bir bekleyiş içindeydi?

Onu bir daha göremeyecekti.

Ya da görecekti kim bilir?

Acımasız tanrı belki de yüzüne gülecekti.

Karşıdan karşıya geçtikten sonra düşünceleri yine onu boğmaya başlamıştı.

İçindeki boşluk, daha doğrusu, boşluğun içindeki fırtına mavi saçlı çocuğu gördüğünden beridir coşuyordu sanki. Alevleniyordu hisleri, ama kötü yönde değil, o çocuğun onu iyileştireceği düşünceleriyle alevleniyordu. Sanki onu bir daha görmezse içinde coşan fırtına ona eskisi gibi zarar vermeye başlayacaktı. Öyle hissediyordu ve bundan bıkmıştı. Sadece, sadece beş gün geçmişti o dik bakışlı gözlere bakmasının ardından.

Neden böylesine bir çekim vardı içinde? Ne olmuştu? O ilk bakışta kalbinin atışlarının zirveye çıkması, ne anlama geliyordu? Onun sesini duymayı, bir daha görmeyi arzulaması neden böylesine kuvvetliydi? Hayır, Felix anlayamıyordu. Kesinlikle anlayamıyordu. Kendi zihnindeki soruları geçiştirmiyordu da. Cevap arıyordu uzun süreler. Ancak hiçbir şey bulamıyordu. Bu cevaplar, zihninin hiçbir köşesinde düşünülmemişti ve yoktu.

[...]

Soyunma odasında sadece Minho ve Felix kalmıştı. Felix üstünü giyindiğinde Minho'nun çantasındaki sigara kutusunu aldı eline. Bir sigara çıkarıp su şişesinin yanındaki çakmağı alırken eğildiği yerden kalkmış ve Minho'ya bakmıştı.

"Sigaramı sömürme." dedi Minho tek kaşını kaldırarak.

Okul formasını çıkartıp, okulun içinde formanın üstünden giydiği gömleği çıplak vücuduna geçirdi.

"Mükemmel bir gömlek değil mi?" diye sordu sigarayı yakmakla uğraşan Felix'e.

Felix başıyla onu onaylarken sonunda yaktığı sigaradan çakmağı çekerek vücudunu duvara yasladı. Bir nefes çektikten sonra sigarayı ağzından çekerek dumanı dışarı üfledi. Tekrar sigarayı ağzına götürürken karşısında giyinen Minho'yu izlemeye başladı.

Çıplak bacakları, her tarafını çevreleyen kaslarla oldukça güzel duruyordu. Bu bacakların biraz daha ince ve sıska halini tüm gün okulda mini etek giyen kızlarda görüyordu ancak gram dikkatini çekmiyordu.

Sigaranın acı tadının bulaştığı diliyle dudağını ıslattı gözlerini bacaklardan çekmezken. Minho sonunda pantolonu bacaklarından geçirdiğinde Felix'e bakma fırsatı bulabilmişti.

"Çok güzelsin." dedi kısık sesiyle Felix.

"Biliyorum." dedi Minho gülümseyerek.

Adımlarını Felix'e attı. Sigarasından bir nefes daha çeken çocuk dumanı dışarı verdi başını kaldırarak. Minho yanında belirdiğinde ise bir soluk daha çekmişti.

Blue'r |Chanlix ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin