Nijikomaru Lisesi her zamanki gibi hareketli ve durağanlığa zamanın olmadığı günlerinden birini yaşıyordu. Öğrenciler olması gerektiği gibi derslerine girmiş, bu yoğun günün erken saatlerine adapte olmaya çalışıyorlardı.
Bir grup öğrenci hariç.
-----------------------------------------------------------------------------------
"Bence bu işle bir alakaları yok."
"Senin tanıdığın birisi diye savunuyor olabilir misin Ei?"
"Tanıdığım olduğu için söylemiyorum Shenhe."
Shenhe, Ei'ye göz devirdi.
"O zaman neden onların olmadığını açıkla, böylece ben de anlayabilirim."
"Ya da onun yerine neden onların olduğunu düşündüğünü açıklasan bence daha iyi olur Shenhe."
Shenhe, bakışlarını çayını büyük bir sakinlikle içen Zhongli'ye çevirdi. Çayını içmesinin yanı sıra, bir yandan önündeki dosyaya bakıyordu. Fincanını masaya bırakarak ellerini çenesinin altında birleştirdi ve Shenhe'nin sorgulayıcı bakışlarına sakin olanlarla cevap verdi. Ancak kız, bundan pek tatmin olmuş gibi görünmüyordu.
"Neden Ei'nin yerine konuştuğunu pek anlayamadım. Ayrıca önce ben sorduğum için bu hakkı talep edebileceğimi düşünüyorum."
"Önce kendi düşüncelerini paylaşırsan sana cevap verebilir, değil mi?"
Shenhe, kazanamayacağı bir tartışmaya girdiğini biliyordu. Zhongli, sakin görünümüne rağmen oldukça inatçı birisiydi. Kız iç çekip vazgeçtiğini belli edercesine arkasına yaslandı. Herkes Ei'ye dönmüş, anlatacaklarını dinlemek için konuşmasını bekliyorlardı.
"Tam olarak ailedem emin değilim ancak bahsettiğimiz öğrencinin kasten bu olaya karıştığını düşünmüyorum."
Albedo, Ei'nin yorumuyla arkasına yaslanmış, elini çenesine koymuş bir şekilde dosyaya bakıyordu.
"Belki haklı olabilirsin Ei, ama yine de bu öğrenciyi suçsuz yapmaz. Ayrıca şuanda sahip olduğumuz hiçbir bilgiden emin değiliz."
"Albedo'ya katılıyorum. Karar vermek elbette bana düşmez ama böyle önemli bir konunun daha detaylı araştırılabileceğini düşünüyorum."
Eula, notlarının olduğu defteri kapatıp masaya bıraktı. Bir nevi başka söyleyecek sözünün olmadığını gösteriyordu.
"Daha detaylı bir araştırmaya başvurmak istiyorsanız, bu görevi kime vermeyi düşünüyorsunuz?"
Kazuha, elindeki sargılarını düzeltirken diğer üyelere baktı. Karşısında oturan, lirinin telleriyle ilgilenmekle meşgul olan Venti'ye baktı.
"Bir öneriniz var mı, Venti?"
Venti, hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi başını kaldırıp Kazuha'ya baktı. Kazuha ona oldukça nazik bakıyordu. Diğer konsey üyelerine kısaca bir bakıp elini çenesine koydu ve düşündü. Yanında oturan Yaksha'yı işaret etti. Yüzünde garip bir gülümseme vardı. Bu gülümsemenin sinsi mi yoksa tatlı mı olduğu pek anlaşılmıyordu.
"Bence Xiao seve seve yapardı! Tabii, hâlâ kesin bir karar verilmedi."
"Yapmam."
Venti şaşırmış bir şekilde kollarını göğsünde birleştirmiş, suratına bile bakmayan Xiao'ya bakıyordu.
"Hadi ama! Niye ki?"
"Senin istediğin bir şeyi ne zaman yaptığımı gördün?"