Mari ve Albedo koridorda yan yana yürürken yanlarından geçen öğrencilere selam veriyorlardı. Daha doğrusu Albedo ajandasına bakarken Mari selamlıyordu.
"Bugün programımızda önemli bir şey var mı?"
Albedo ajandasının sayfasını arkaya atarak diğer notlarına baktı. Bazı yazdıklarının üstünü çizerek yeni notlar ekliyordu.
"Programında bana iletilmiş bir toplantı bulunmuyor. Katılmak isteyebileceğin etkinlikler var. Bugünlük sadece derslere katılım sağlaman yeterli olacaktır."
"Sen öyle diyorsan. Bu arada, geçen yıl havai fişek gösterisine gelmedin."
Ajandaya yazmayı bir anlığına bırakıp ileri adım atmadı. Hiçbir şey olmamış gibi not almaya devam etti.
"Neden birdenbire aklına geldi? O akşam çalışıyordum."
Mari iç çekip Albedo'ya döndü. Ellerini beline koymuş onu izliyordu. Albedo'ysa sanki suratına bakmak istemezmiş gibi durmadan ajandasına bir şeyler yazıyordu.
"Yapma Albedo, her akşam çalışıyorsun zaten. Ayrıca birinci yılında gelmiştin."
"Çünkü ilk yılımdı ve yoğun değildim."
"Niye suratıma bakmıyorsun?"
"Gereksiz sorular soruyorsun."
Sakin bir ifadeyle başını kaldırıp Mari'ye bakmıştı. Kız böyle bir tepki almayı beklememiş olacak ki şaşırmış görünüyordu. Ancak yüzünde daha çok hayal kırıklığı vardı. Kız anladığını belli edercesine hafifçe başıyla Albedo'yu onayladı. Arkasını dönüp uzaklaşırken Albedo ona seslenmek istedi, ancak ağzından kelimeler çıkmamıştı. Kalemini ajandanın üstüne bırakıp elini alnına koydu.
"Yine ona söyleyemedin değil mi?"
Arkasından gelen tanıdık sese döndü. Sanki bunun olacağını biliyormuş gibi bir havayla Albedo'ya bakan Eula kendi kendine güldü.
"Mari'ye bu kadar yakın olmana rağmen nasıl her seferinde batırıyorsun anlamıyorum."
"O festivale gidebileceği birsürü insan varken niye benimle gitsin? Dalga geçer gibi konuşma."
Eula, Albedo'ya doğru yürüyüp omuzlarından tuttu.
"Sen şaka mısın?"
"Ne? Hayır."
"Konseyin 2. Üyesisin, başka bir şey hakkında kendine güvenmesen anlardım ama bu bayağı bahane."
Albedo yüzünü çevirip duvara baktı.
"Sen niye buraya geldin?"
Eula, Albedo'ya göz devirip birkaç adım uzaklaştı.
"Mari'yle birlikte okul gezisine gelen öğrencilere okulu tanıtmanız gerekiyor."
"Ah hayır, sen ciddi misin? Neden kimse bana söylemedi?"
Albedo notlarını kontrol ederken Eula eliyle Albedo'nun aldığı notu gösterdi.
"Söylemişler ama sen unutmuşsun. Birazdan gelirler, Mari'yi bulsan iyi edersin."
Eula yanından uzaklaşırken derin bir nefes verdi. Ne kadar Mari'yi terslediği için şuanlık özür dileyecek cesareti olmasa da söylemezse daha büyük bir felaket yaşanırdı.
Dışarıdan okulu ziyaret etmeye gelen insanlar aynı zamanda Mari'yi ziyarete geliyorlardı. Ayrıca bu ziyarete gelen kişiler rastgele öğrenciler değildi. Bir keresinde Mari bir konferansa katıldığında birkaç konsey üyesi okulu tanıtmak istemişlerdi. Ancak Mari gelene kadar pek iyi şeyler yaşanmamıştı.
Albedo, Mari'yi telefonla aramayı düşündü ama büyük ihtimalle sessizdeydi. Derse girerken saygısızlık olmaması için telefonunu her zaman sessize alırdı. Ajandasından kızın ders programına baktığında Cryo Vision Kullanımı dersi vardı. Bu dersler genelde bahçede olduğu için dışarı çıkmıştı. Dersin olduğu sınıfa özel olan bahçeye gelmişti. Belli ki yine birileri Mari'ye meydan okumuş olacak ki bir öğrenciyle karşı karşıya duruyordu.
Albedo bu öğrenciyi tanıyordu. Adı Rosaria'ydı. Yetenekli bir mızrak kullanıcısıydı ancak en son gördüğünde biraz daha gelişmesi gerekiyordu. İzleyen öğrencilere baktığında Shenhe, Ganyu ve Eula da oradaydı. Rosaria, Mari'ye saldırmaya devam ederken kız onu sadece engelleyip uzaklaştırıyordu.
"Mari!"
Dikkatini çekmek için kıza seslendiğinde Mari dönüp ona bakmıştı. Rosaria pek umursamamış olacak ki Mari arkasını döndüğünde ona saldırmıştı.
-----------------------------------------------------------------------------------
Adı: Rosaria
Yaşı: 17
Boyu: 1,68
Vision'ı: Cryo
Konumu: Cryo Vision Öğrencisi
Lakabı: Yok
Sliahı: MızrakAdı: Ganyu
Yaşı: 17
Boyu: 1,56
Vision'ı: Cryo
Konumu: 8. Konsey Üyesi
Lakabı: Tatlı Yağmur
Silahı: Yay