E2: book.

1.3K 127 37
                                    

"Bazen onun tamamen bir salak olduğunu düşünüyorum." Dedim resmim ile ilgilenirken. Okulun güzel sanatlar bölümünde, özel olarak resim dersi alıyordum. Şu anda da öğretmenimin verdiği resmi tamamlarken, Leya ile konuşuyordum. Ben, odamızdaki sandalyenin üzerine oturmuştum, karşımdaki tuvale bakıyordum. Leya ise yatağına uzanmış tavanı seyrederken beni dinliyordu.

Yaklaşık yarım saat sonra dersim vardı. Leya'nın dersi bugün öğleden sonra olduğu için rahattı. Ben ise hangi ödevimi yetiştirsem diye düşünüp duruyordum.

"Çağan'ın salaklığını bırak da bir şeyler ye. Sonra da derse git, Tuana... Çok oyalanıyorsun." Göz ucuyla tuvalın arkasından ona baktım. "Aç değilim, sen uyurken yedim bir şeyler. Son kısmı da boyadıktan sonra gideceğim zaten." Dedim, Leya'ya.

"Zeynep dün gece bana mesaj attı." Dedi Leya bıkkınlıkla. "Sen uyuyordun... Söyleyip söylememek arasında kaldım. Bu olayın daha fazla seni üzmesini istemiyorum ama sanırım söylemeliyim." Açık pembe haline getirdiğim boyayı, fırçayla alırken konuştum; "Ne yazdı?"

"Çağan'ın ilaçlarını içip içmediğini sordu." Fırça ile olan işimi yavaşlatırken gözlerimi kısarak Leya'ya baktım. "Çağan'ın ilaçları içmeyi bıraktığını söylememiş miydin? Zaten uzun süredir içmiyordu, ben öyle biliyorum." Oldukça şaşkındım. Çağan, travma sonrası stres bozukluğuna sahipti. İlaçlar kullanıyordu. Yani benim bildiğim, Leya'nın söylediği buydu.

"Evet zaten sorun da orada," Dedi Leya yatağında toparlanıp otururken. "Üç aydır kullanmıyor ve oldukça iyi gidiyor. Zeynep bunu neden sordu, anlamadım."

"Kendi sevgilisi hakkında yeterince bilgi sahibi değil demek ki." Diyerek gözlerimi devirdim. Odamızın kapısının çalması ile zaten çoktan ayağa kalkmış olan Leya, kapıyı açtı. "Yağız! Burada ne işin var?" Fırçamı temizleyip eşyalarımı toparlamaya başladım. "Tuana ile ortak dersimiz var onu almaya geldim." Normalde böyle şeyler olmadığı için şaşırmıştım. "Neden, ben yalnız gelemiyor muyum?"

Cevap vermedi. Tarih kitabım ve bugün bana lazım olacak her kitabı yanımda aldıktan sonra ceketimi giyip Yağız ile çıktım odadan. "Bana söylemek istediğin bir şey mi var senin?" Okul ile yurt arasında yürüme mesafesi fazlaydı. Bu yüzden yorulacağımızı biliyordum.

"Kesinlikle öyle kanka. Bugün de çok zekisin, tebrik ederim. En zeki kankam sensin." Koluna vurdum. "Cıvıma, dökül."

"Şimdi, sen kızsın..." Dedi bana dönerek geri geri yürürken. "Bunu bilmen güzel, eee?" Dedim. "Sevgilin ile kavga ediyorsun, kavgadan sonra sevgilinin en yakın arkadaşına mesaj atar mıydın?" Olduğum yerde durup elim ile ağzımı kapattım. "Zeynep sana ne yazdı?" Gözlerini büyüterek eliyle zaten benim kapatmış olduğum ağzımı kapattı. "Salak, sessiz ol."

Elini çektim. "Ne yazdı, Yağız?"

"Sadece... Çağan'ın nasıl olduğunu sordu, ben de bunu sana söylemem merak ediyorsan ona sor dedim. Gayet normal bir şekilde karşılık versem de dün gece her saat başı mesaj attı. Çağan'ı sorma ayağına bana mı yürüyor yoksa gerçekten onu mu merak ediyor anlamadım."

"Leya'ya da yazmış, Çağan'ın ilaçları içip içmediğini sormuş... Bilemiyorum. Belki cidden merak ediyordur."

"Çağan üç aydır ilaçlarını kullanmıyor, bunu zaten bilmesi gerek. Sonuçta sevgilisi." Dedi, midem bulanıyordu, bu konular fazlasıyla canımı yakıyordu. Yürümeye başladım. "Belki bir şeylerden şüphelendiği için sormuştur." Derin bir nefes verirken, Yağız'ın kolunu omzuma atması ile gülümsedim.

"Hâlâ hoşlanıyor musun, sen o aptaldan?"

Cevap vermedim ardından saçlarımı karıştırıp kolunu omzumdan çekti. "Ben erkek olsaydım-" Dediği şey ile kaşlarımı çatıp ona baktım. "Az önce ben... 'Ben erkek olsaydım' mı dedim?" Kocaman kahkaha attım. "Evet, kesinlikle öyle söyledin."

If We Have Each Other | ÇağTu.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin