BELA-BÖLÜM 1-

98 6 6
                                    


Günaydın. Ben Çağla Yılmaz. Bugün çok mutluyum. Çünkü yeni lisemin ilk günü. Aslında lise ikiyi bitirmek üzereyken okulda yangın çıkardığım için okuldan atıldım. pardon, ayrıldım. Beni kimse kapı dışarı edemez. Ve bugün yeni lise, yeni sınıf, yeni arkadaşlar ve yeni bela. Evet, doğru duydunuz. Yeni bela dedim. Ben hangi okula gitsem ya sorun çıkarıyordum ya da sorun çıkıyordu.

"Çağla, kahvaltı hazır." Bu duyduğunuz ses teyzeme ait. Ben teyzemde kalıyorum. Ailem iş sebebiyle iki yıldır Amerika'da yaşıyor. Babam tanınan bir iş adamı, annem ise en iyi avukatlardan biri. Ve kardeşim Ege dünyanın en tatlı kardeşidir.

"Geliyorum teyzeciğim." dedim ve hızla saçımı tarayıp aşağı indim. Teyzem beni kahvaltı masasının başında bekliyordu.

"Oo, Çağlacım ne güzellik."

"Bugün biraz özen gösterdim." Aslında her zamanki halimdi.

"Umarım bu okulda da başına bela açmazsın."

"Umarım." Kesinlikle açacağım. Kahvaltı boyunca bu şekilde sıkıcı konuşmalar oldu. Daha sonra teyzem beni okula bıraktı.

"İyi dersler tatlım."

"Görüşürüz teyze." dedim ve teyzem gitti. Ben okul bahçesinde beklerken herkes okula giriyordu.

"Hadi bakalım Çağla. Yaparsın." diye fısıldadım kendi kendime. Daha sonra okula girip sınıfımı aramaya başladım. Sınıfımı bulamayınca birine sormaya karar verdim.

"Pardon. Rahatsız ettiysem özür dilerim. 11-A sınıfı nerede biliyor musunuz?" deyiverdim. Pardon mu? Rahatsız ettiysem özür dilerim mi? Bu ben değilim. Ben belalı bir kızım ama teyzeme söz verdim sorun çıkarmak yok.

"Evet, rahatsız ettin." dedi kız.

"Kusura bakmayın. İyi günler." dedim ve geçerken kızın ayağına sert bir şekilde bastım. Aynen öyle bunu yapmayı çok istiyordum.

"Pardon, ayağım değmiş." dedim ve arkasından dil çıkardım.

"Sen görürsün yeni kız." dedi eski kız.

"Pelin Su sakin ol." dedi kızın yanındaki çocuk. Demek adı Pelin Su'ydu. Tam bir gıcık kız ismi. Koridorda dolaşırken birden kolumda bir el hissettim. Elin sahibine dönüğümde konuşmaya başladı.

"Bir şey mi arıyorsun?" dedi kahverengi gözlü kumral saçlı çocuk.

"Evet. 11-A sınıfını arıyorum."

"Görünüşe göre sınıfımıza yeni biri katılmış." Bunu demesiyle bir anlık şok yaşadım. Nasıl bir raslantıydı bu?

"Neyse, gel sınıfa götüreyim yeni kız." Yeni kız kadar gıcık bir kelime yok.

"Çağla, Çağla Yılmaz." diye düzelttim onu.

"Bende Can Bozdoğan. Memnun oldum." Elini uzattı. Elini sıktım.

"Nereden geliyorsun Çağla?" dedi.

"Okuldan ayrıldım. İzmir'den geldim." Anladım dercesine kafasını salladı. Sınıfın önüne geldiğimde içimi heyecan bastı. Sonuçta ilk günüm, o kadar da olsun canım. Sınıfa girmemle şok olmam bir oldu.

"Yağız?" dedim titreyen sesimle. Bunu demem üzerine Yağız bana döndü. Gözlerindeki mutluluğu hissedebiliyorum.

"Ç-Çağla?" dedi kekeleyerek.

Koşar adımlarla Yağız'ın yanına gidip sımsıkı bir şekilde sarıldım. Hala inanamıyorum. Sınıftaki bakışları umursamadan sarılmaya devam ettim. En son ayrıldığımızda Yağız konuşmaya başladı.

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin