KOPYA-BÖLÜM 3-

39 2 0
                                    

"Bana iftira atacak kadar düştüyseniz artık geçmiş olsun..."

     Sabah saat 7.00 gibi alarmın sesiyle yatağımda irkilmem bir oldu. Alarmı bir kez daha erteleyecekken teyzemin "Çağla kaçıncı erteleyişin. Kalk artık." demesiyle sıcacık yatağımdan zar zor kalktım.

     Üstüme kırmızı bir kazak siyah bir pantolon geçirip saçımı dağınık bir topuz yaptıktan sonra çantamı alıp aşağıya indim. Kahvaltımı yapıp teyzemi öptükten sonra evden çıktım. Lanet olsun ki bugün biyoloji sınavı vardı. Bizim seviyemizi ölçeceklermiş. Biyolojiyi ne kadar sevsem de asla iyi değilimdir. Sınıfa girdiğimde Aras'ın yanı boştu. 

     Aras'a "Günaydın." diyerek "Yanına oturabilir miyim?" diye de ekledim. Aras "Otur işte, bu da soru mu?" dedi. İlk önce sinirlenmedim değil ama sonra derin bir nefes aldım ve sıraya oturdum. ben bu öfke kontrol sorunumu aşıyorum galiba. 

    Üçüncü ders sınav vardı. Arkamda oturan Yağız'a dönüp "Bugün biyoloji sınavı var ama hiç çalışmadım." dedim. Pelinsu sanki bizi dinliyormuş gibi hissediyorum. Ve yanılmadım sağıma baktığımda resmen dibime girecekti. Pelinsu'ya;

    "Küçül de cebime gir, orada dinle öyle olmaz." dedikten sonra Yağız anlamış olacaktı ki acımayla Pelinsu'yu süzdü. Pelinsu altta kalmamak adına;

    "Ayy, sizin gibi yaratıkları mı dinleyeceğim? Aras sen üzerine alınma lütfen." dedi gülerek. "Sabır" dileyerek ayağa kalkacağım sırada Aras'ın sıcacık elini kolumda hissettiğim sırada sanki içimde kelebekler uçuşuyordu. Pelinsu fırsattan istifade hemen kaçtı ve ders zili çaldı. Bende önüme döndüm.

 Pelinsu'nun anlatımıyla...

      Sınıfta en sevmediğim kişiler olan Çağla, Yağız, Can ve Keremlerin konuşmasını duyduğumda aklıma haince bir plan geldi. Bu olanları arkadaşım Tuana'ya anlattıktan sonra el ele verip sınav cevapları bulunan kağıtları Çınar hocanın dolabından alıp Çağla'nın çantasına koyacaktık. Neden mi? Çünkü Çağla, Aras'ın sırasını, bu sınıfı hatta bu okulu hak etmiyor. Benim sayemde bu okuldan gidecek. Aslında iyilik yapmış oluyorum. Ya bu okuldan gider ya da olacaklardan ben sorumlu değilim.

       Teneffüs zili çaldığında Tuana, Çına hocayı oyalayacaktı ama hesaba katmadığımız bir şey vardı. Dolabı nasıl açacaktık? 

        Tuana, Çınar hocayı oyalarken odaya girdim. Neyse ki dolabın numarasını bildiğim için direk 14 numaralı dolaba yöneldim.

     Lanet olsun ki, dolap açılmıyordu. Çünkü kilitliydi. Hemen Tuana'ya kaş göz hareketi yaptıktan sonra Tuana yanıma geldi. Olayı anlattım. Tuana ise beni şaşırtarak fikir sundu. "Barış'ta yedek anahtarı vardı diye hatırlıyorum." Haklıydı. Onda vardı. Hemen Tuana'ya "Koş Barış sınıfta yokken hemen al." 

       Tuana koşarak sınıfa gitti. 2 dakika sonra koşarak elinde anahtarlarla geldi. Çınar hoca öğretmen arkadaşlarıyla konuşurken hemen cevapları aldım ve aldığım gibi katlayıp cebime koydum.

      Asıl şimdi zorlu görev başlıyordu. Çağla'nın çantasına cevap anahtarını koyacaktık. Tuana'yı onlara gıcıklık yapmaası için gönderdim. Sonuç olarak onları oyalamış olacaktı. Maalesef ki Çağan yine Tuana'ya yürüme peşindeydi. Tuana'nın onu sevmediğine emindim. 

   Tuana sonunda Çağan ile konuşmasını bitirip Çağla, Yağız, Kerem, Can ve benim olması gereken Aras'ın yanına gitti. Evet, Aras benim olmalıydı. Ben de fırsat bu fırsat deyip Çağla'nı sırasına doğru ilerledim. Ve kağıdı sorunsuzca Çağla'nın çantasına koydum. Tuana'ya kaş göz hareketi yapıp yanıma çağırdım. Tuana yanıma geldi. Ona "Tamamdır bu iş." dedikten sonra birden sarıldı. Onu hemen ittim. En yakın arkadaşım olsa bile böyle vıcık vıcık şeylerden hiç hoşlanmam. 

   Ve beklediğim sınav saati geldi. Sınavı önümde görünce yüzümde kocaman bir gülümseme yayıldı.

(Çağla'nın anlatımıyla)

   Çınar hoca sınıfa geldi ve sınav başladı. Sorular çok zordu. Aradan geçen 15 dakika sonra Pelinsu'nun sesiyle bütün sınıf irkildi.

"Hocam Çağla kopya çekiyor." Ne? Ben ve kopya? İmkansız. Ayrıca kopya çekmemem için kanıtlarım bile var.

1) Ben kopya konusunda çok beceriksizimdir.

2) Kopyanın asla ama asla doğru olmadığını düşünenlerdenim.

    Her ne kadar eski okulumda yangın çıkarttığım için gelmiş de olsam kopya ve ben asla yan yana gelmeyiz. Hocanın sesiyle irkildim.

     "GÖSTER ÇANTANI KONTROL EDECEĞİM!" Sinir bozukluğuyla çantama baktım, sınav boyunca açıktı. Ve bir de ne göreyim sınav soruları! Pelinsu'da olsa başka biri de olsa kopya çektiğimi sanardı. Çantamın içinde apaçık gözüküyordu. Hocanın onu görmesiyle , bana bir emir vermesi bir oldu. "KALK!" 

   O ses kulaklarımda işitilirken ayağa kalktığımda Aras "Ben yaptım." dedi. Ne yani Aras mı yapmıştı? Aras'a öyle sinir dolu baktım ki o an Aras'tan nefret ettim. Zaten bir dediği diğerini tutmuyordu. Ama bana yapacak kadar mı nefret ediyordu? Yüreğimi acıtan bu oldu. Sinirlenmemi de bu sağladı. 

   Aras'ın babası müdür olduğundan disipline gitmemişti. Ama yine de babasının yanına gitmesi gerekti. Tam çıkarken yüksek sesle şunları söyledim;

"Bana iftira atacak kadar düştüyseniz artık geçmiş olsun."

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin