OKULDAKİ TANIDIK-BÖLÜM 4-

34 2 0
                                    


Medyada Çağla var

"Bazen korumak risk almak demektir."

       Çok sinirli bir şekilde sınavımı tamamladım ve hocaya verdim. Aras çoktan gelmişti ve tahmin edin bakalım ne oldu? Aras bey bir ceza bile almamış. Çok iyi değil mi? Ben anlamıyorum. Ben ona ne yapmıştım ki? Gerçekten düşünüyorum. Onu istemeden kırdım mı mesela? Ya da gururunu incitecek bir şey mi yaptım? Yine de bu şekilde intikam alması doğru gelmiyordu bana. Dünyadaki en sevmediğim şeylerden biridir iftira. Ama o yapsa bile hemen neden itiraf etti ki? Kafam çok karışık. Hem de çok.

    Çok şükür son dersteydik. Zil çaldığı an koşarak sınıftan çıktım. Aras, Yağız, Kerem ve Can'da koşarak peşimden geliyordu. Kendimi birden bahçede buldum. Hızlıca okul kapısından çıktım. O kadar çok yağmur yağıyordu ki sırılsıklam olmuştum. Onlarda çok ıslanmıştı ama şu anlık umurumda bile değiller.

 "Çağla, dur Çağla!" Aras beni kolumdan yakalamayı başarmıştı.

"Ne var?"

"Beni bir dinler misin?"

"Neyini dinleyeceğim ya? Kopya çekip suçu bana atmanı mı? Yoksa tüm sınıfın önünde bana altın tepsiyle sunulmuş intikam planınla beni rezil etmeni mi? Ben sana ne yaptım ya? Neden benden nefret ediyorsun?" Çok hızlı konuşuyordum. Acaba beni anlayabildiler mi? Çok üzgündüm. Aras bana suç atmamalıydı.

"Ben senden nefret etmiyorum. Senin iyiliğin için yapmıştım." Aras'ın bu cümleleri üzerine iyice sinirim daha da arttı.

"İyiliğim için. Ben senin iyilik anlayışına.." Bu nasıl iyilik anlayışıydı ya?

"Bak hata ediyorsun."

"Yeter, ya yeter." Ağlayarak oradan uzaklaştım. Eve ne zaman ulaştım bilmiyorum ama üst kata çıkarken teyzemin arkamdan geldiğini duyabiliyorum.

"Çağla, iyi misin?"

"Teyze, sakın gelme." Teyzeme bağırdığım sırada odama geçip kapıyı kilitledim. Kendimi yatağa attım. Ağlayarak Aras'ın bana aldığı kar küresinin melodisini açtım. Ona sarıldım. Acaba neden suçu bana attı? Acaba gerçekten ona haksızlık mı ettim? Bu düşünceler arasında uyuyakaldım.

    Sabah gözlerimi açtığımda saat 08.17'idi. Evet, harika geç kaldım. Hızlıca siyah pantolonumu, siyah tişörtümü giydim. Ve saçlarımı tepeden dağınık bir topuz yaptım. Çirkinlik konusunda kendimi bir kez daha tebrik edip okul yoluna girdim. Teyzem bugün izinliydi. Bu yüzden daha uyanmamıştı. Hızlı adımlara okula vardım. Sınıfa çıktım ve kapıyı çaldım.

    Seda hoca "Gir." deyince kapıyı açtım. Geç kaldığım için özür diledim ve oturduğum sıraya doğru yöneldim. O sırada Aras'ın oturmam için yana kaydığını fark ettim. Ama Aras'ın arka sırasında oturan Yağız ve Can'ın yanına gittim. Kerem kız arkadaşı Beste ile Aras'ın ön sırasında oturuyordu. Beste onlarla gezmiyordu. Sadece Kerem ile takılıyordu.

"Can, Aras'ın yanına geçer misin?"

"Neden?"

"Lütfen!"

"Tamam." Can, Aras'ın yanına geçti ve ben Yağız'ın yanına oturdum. Ders boyu öğretmen ve diğer öğrenciler dışında kimse konuşmadı. Daha sonra teneffüs oldu. Aras benim yanıma gelip konuşmaya çalıştı. Ama aptal ben izin vermedim. Belki de o çalmamıştı. Yağız'dan öğrendiğim kadarıyla ders müzikti. Şarkı söylemeyi severim. Bence müzik insanın kalbine huzur veren, ruhumuzu dinlendirebilen en güzel şey.

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin