haikyuu oneshot

Kageyama |Baş Ağrısı Ve Kalp Kırıklığı

Her şeyden çok habersiz, ama voleybol, diye düşündünüz.  Kageyama'yı gençlik yıllarından beri tanıyorsunuz, ayrıca komşuydunuz.  Siz aynı zamanda yakın arkadaş oldunuz.  Bu "arkadaşlık", sonunda kuzgun saçlı erkeğe olan küçük aşkına yol açtı ve sonra yavaş yavaş her gün daha da büyüdü.  Kageyama'ya aşıktınız ve o fark etmemişe benziyordu, o voleybolla çok meşguldü.

ona her takılmak isteyip istemediğini sorduğunda "voleybolda mükemmelleşmeye çalışıyorum, bu yüzden üzgünüm derdi.  Ve sana bunu her söylediğinde, kırılgan kalbinin küçük bir parçası kırılırdı.  Ya da en azından, öyle hissettiriyordu.  Her gün okuldan her zaman bir baş ağrısı ve biraz da kalp kırıklığı ile ayrılırdın.

Vay canına, sana aşık olmama izin verdiğin için teşekkürler, aptal, diye düşündün.  Bu düşünce her zaman sana sık sık geri geliyor gibiydi.  Yavaş yavaş, Kageyama ve sen birbirinizi görmeyi bıraktınız.  Bu, voleybol takımındaki diğer çocukları ilgilendiriyordu çünkü ikinizin ne kadar yakın olduğunuzu biliyorlardı.

Bir gün, sen sınıfa giderken Kageyama seninle yüzleşti.  "M-merhaba, (Y/N)," diye kekeledi.  Seninle konuşmadıktan sonra -hayır seni zar zor fark ettikten sonra- rastgele yanına gelip küçük bir konuşma yapmaya çalışması, seni biraz kızdırdı.

"Ne istiyorsun Kageyama?"  dedin acı acı.  Ses tonuna şaşıran erkek biraz şok oldu.  "Okuldan sonra konuşabilir miyiz?"  Kageyama, biraz gergin olduğunu belirterek ensesini kaşıyarak cevap verdi.

"Senin voleybol antrenmanın yok mu?"  "Sorun değil, bu çok daha önemli."  "Hmmm," sonra bunun hakkında derin düşüncelere daldın.  Düşünceleriniz Kageyama'nın yalvaran sesiyle susturuldu.

"Lütfen, (Y/N)."  "Pekala, tamam," dedin. Sonra sana onunla spor salonunun önünde buluşmanı söyledi, çünkü eve gittiğin yol tam onun önündeydi (ve böylece konuşmanızı bitirdikten sonra doğrudan antrenmana  gidebilirdi).

Günün sonuna kadar bekleyemezdin, ne de olsa en iyi arkadaşınla haftalardır konuşmadın. Zil çaldığında, onunla buluşacağını söylediği spor salonuna koştun.  Spor salonuna giderken, onun figürünü uzaktan seçebildiniz.  "Peki, ne hakkında konuşmak istedin?"  önünde dururken ona sordun.  "Neden bu kadar uzak kaldın?"  O sordu.

"Oh? Yani mesafeli olan benim? Hah!"  Sözlerinden küstahlık ve alaycılık akarak söyledin.  "Ben yanlış bir şey mi yaptım?" dedi kageyama

Bu soruya vereceğiniz cevabı biraz düşündünüz.
"Evet," dedin bir fısıltı ile, bir miktar hüzünle.

"Sen her şeyden o kadar habersizsin ki! Sana umutsuzca aşık olduğumu görmüyor musun, en iyi arkadaşımsın ve sen bunu göremiyorsun bile! Ve eğer uzak olan biri  varsa, sen uzaktaki kişisin.  Her zamanki gibi, sana 'takılmak' falan isteyip istemediğini soruyorum,

ama hayır, hep aynı kahrolası bahaneyi kullanıyorsun.  Bu yüzden, cevabı bildiğim için sormayı bırakmaya karar verdim.  Ve beni en kötü hissettirecek cevaptı"

Kageyama'ya itiraf ettiğinin farkında olmadan tüm şişelenmiş duygularının gitmesine izin vererek cevap verdin.

"B-ben, (Y/N), Kageyama başladı. Söyleyecek kelime bulamadı. "Biliyor musun?  Bu bir hataydı.  Ben gidiyorum" dedin ve okuldan çıkmaya başladın.

Onu bırakamam, ben de onu seviyorum, diye düşündü Kageyama.
İçgüdü olarak bileğinize uzandı ve sizi o kadar hızlı döndürdü ki göğsüne çarptınız.

(Y/N) başını kaldırdı ve o bir şey diyemeden dudakları onunkilerle birleşti.

Hemen öpücüğe karşılık verdin

Geri çekildiklerinde yanaklarına küçük bir kızarma geldi ve Kageyama hafifçe gülümsedi.  "(Y/N ), umarım sana aşığım ve bunun farkında değilsin," dedi Kageyama yarı şaka ama çoğunlukla ciddi bir şekilde.

Gözlerini devirdin ve şakacı bir şekilde onu ittin.  "Ben de üzgünüm. Yaptığım her şey için."

Ona küçük bir gülümseme daha verdin, "Tobio, sorun değil, seni affediyorum."  Seni kucaklarken erkeğin yüzünü bir rahatlama sardı.  Ve bu inanılmaz bir şeyin başlangıcıydı.