&ufaklık&

8 2 1
                                    

"Nasıl yani sadece yetimhanede ki çocukları alıp mı yetiştiriyorlar?"

Başımı sallamakla yetinebildim sadece.Korktuğu belliydi,onu korkutmak istemiyordum sadece öğrensin istiyordum.

"Bak bu sana garip geliyor olabilir ama gerçek bu.Hem merak ettiklerini git onlara sor ne diye benim başımı şişiriyorsun."

Söylediklerim pek umurunda gibi gözükmüyordu.Ellerini uzun sarı saçlarında gezindirdi biraz.Bir ormanı andıran yeşil gözleri her an akmaya müsait gözyaşlarıyla doluydu.Kafasını kaldırıp bana baktı.O kadar derin bakıyordu ki bir an nefesim kesilmiş gibi hissettim.

"Ben kimseyi öldürmek istemiyorum."

/////////////////////////////////////////////////////////////

Bir kadın ve erkeğin arzularından ortaya çıkan bahtsız bebekler.Daha küçücükken anne ve babaları tarafından terk edilip,samimiyetsiz sevgi gösterileri ve ordakilere evcil hayvan muamelesi yapan kişilerin arasında geçen hayatlar.

& Geçmiş&

Dilek'te onlardan biriydi işte 6 yaşına kadar yetimhanede büyüdü.Annesi ve babası kim,neden onu bıraktılar bu soruların cevabını bilmeden yaşıyordu hayatını.Yine bir gün rutin,yurtta ki diğer arkadaşlarıyla beraber pijamalarını giydi,dişlerini fırçaladı ve yatağına yattı.Normalde pek uyuyan biri değildi fakat bugün göz kapakları ona meydan okurmuşcasına ağırlaşmıştı.Dışarıdan gelen yağmurun sesi kulaklarında bir ninni edasıyla dolaşırken bıraktı kendini derin bir uykuya.

///////////////////////////////////////////////////

"Hangisi?"

"Kısa saçlı olan küçük kız"

"Tamam sessiz ol biri duyacak"

"Boş yapma da ilerle hadi"

Mavi takım elbisesi olan adam küçük kızın yanına yanaştı.Elindeki çantadan bir şırınga çıkartıp küçüğün minnacık koluna enjekte etti.Az önce yorgunluktan uykuya dalan küçük şuan sadece baygındı.

"Tamamdır başka var mı?"

Diye sordu yanındakine zıt olarak sadece eşofman takımı giyen adam.

"Bu binadakiler bitti.Yan binadan üç erkek çocuğu alıcaz."

"Güzel,sen yola koyul bende bu ufaklığı arabaya götüreyim."

Dediği gibi yaptılar.Takım elbiseli adam içinde ilaçlar bulunan çantasıyla yan binaya gitmek için yola koyuldu.Eşofmanlı da küçücük bedeni kucağına alıp merdivenlere yöneldi.

"Erdal bey ne zaman gelicek.Bu iş tehlikeli olmaya başladı.Polisler bir şeylerden şüpheliniyorlar!Onunla görüşmem gerek!"

Diye bağırdı yeşil kalem eteği ve üstündeki çiçekli gömlekle kilosunu asla kapatmayı beceremeyen yurt müdürü.

"Biz sadece çalışanız.Erdal beye değil bir şey söylemek onu görmemiz bile mümkün değil.Eğer bir derdiniz varsa size verdiğimiz numarayı arayın demiştik."

Ayağında ki topuklularla kısa boyunu biraz uzatmış olan kadın cevap vermek istese de bir yere varamayacağını bildiği için sustu.Sonra gözü eşofmanlının kucağındaki küçüğe kaydı.

"Dilek değil mi bu?!Onu almak zorunda mısınız?Onu çok severim sizin iğrençliklerinizi yaşamayı haketmiyor!!"

"Meltem hanım artık susun ve işinize dönün yoksa bu kadar kibar olmayacağımı biliyorsunuz.Sende çocuğu arabaya götür oyalanma."

Diye söylendi takım elbiseli adam.Meltem hanımda mecbur sustu.Sustu ve o küçücük bedenin neler yaşayacağını düşündü.Duygusuz ve çıkarcı biri olmasına rağmen bu kısa saçlı kızı ayrı severdi.Hatta bir tek onu sevdiği bile söylenirdi.Bu kızda farklı bir şeyler olduğunu hissederdi.Fakat bunu hisseden tek kişi o değildi...


MERHABA AĞAĞĞAĞAĞA.
Bu hikayeye bir umutla başladım.Umarım beğenilir sevilir ki pek kişi tarafından okunacağını sanmıyorum ama olsun ben yine de burda olup hayalgücümün yettiği kadar bu kitabı devam ettireceğim. TEŞEKKÜRLER AĞAĞĞAĞAĞAĞĞAĞA

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin