Genç adam elindeki rulo haline getirilmiş mühürlü kağıdın mührünü kırdı ve kısa süreliğine kafasını kaldırıp karşısındaki topluluğa baktı.
Yeni kralının emri ile orada bulunuyordu. Halk merakla bir açıklama beklerken bu açıklamayı yapacak kişi sonunda karşılarındaydı.
Kralın sağ kolu Min Yoongi.
İnsanlar neler yaşandığını oldukça merak ediyor, bu merakın getirisiyle fısıldaşıyor ve tahminlerini dile getiriyordu.
Topluluğun fısıltısı gürültü oluşturmaya başladığında Min Yoongi bundan rahatsızlık duydu. Halkın merakını bir an önce gidermeliydi. Hepsi krallarından neden günlerdir haber alamadıklarını merak ediyordu.
Genç adam koyu gözlerini insanların üzerinde gezdirirken yavaşça elini havaya kaldırdı. Parmaklarını avucuna kapatıp elini yumruk yaptığında gürültü kesildi.
Şimdi herkes sessizce Alfa Min'in dudaklarından çıkacak cümleleri bekliyordu.
"Jeon Krallığı dün gece yarısı Kral Jeon Jung-ho'yu kaybetti."
-
"Babamın ölümünden sonra sağ kolum olmayı kabul ettiğin için minnettarım Min, biliyorsun."
Genç Alfa kralının önünde hafifçe eğildi.
"Ben de dahil buradaki herkes sizin emrinizde. Bana görev verildi ve ben de yerine getiriyorum."
Kurallar böyleydi. Kral size bir şey emreder, bir görev verirse karşı çıkma lüksünüz yoktu. Ancak Kral Jeon bunu bilse dahi rızası olmadan Alfa Min'i bir sorumluluk altına itmek istemezdi.
"Halk bir süre babamın yasını tutacaktır. Bilirsin, babam hakkında hiçbir gerçekten haberdar değiller. Babam onların gözünde her zaman mükemmel bir kraldı."
Düşünceli bir şekilde başını hafifçe salladı Alfa Min.
"Doğru. Peki öğrenecekler mi? Yani, babanızın aslında nasıl bir adam olduğunu açığa çıkaracak mısınız?"
Henüz yirmilerinin başında olan kral, olumsuz cevap vermek için başını iki yana salladı.
"Hayır Min, bilmeyecekler. Tıpkı babamı benim öldürdüğümü bilmeyecekleri gibi."
-
"Taehyung, seni çok özleyeceğim. Lütfen orada kendine dikkat et güzelim olur mu? Aklım sende kalacak, sarayda ne kadar güvende olacaksın bilmiyorum..."
Güzel Omega parlak sarı saçlarını eliyle geri savurdu hafifçe.
"Anne aklın bende kalmasın, sarayın güvenli olduğunu biliyorsun. Hadi ama, kralın yaşadığı bir yer güvensiz olabilir mi sence!"
Yaşlı kadın hüzünlü bir gülümseme bıraktığında gözünün etrafındaki kırışıklıklar hafifçe kendini belli etmişti. Bu görüntüye şahit olan genç Omega dayanamayıp annesinin ufak gözlerinden öptü.
"Gidiyorum ben artık. Biraz daha durursam ayrılmamız mümkün olmayacak anne..."
Sakince kafasını sallayan kadın yaklaşıp oğlunun yanaklarına öpücük kondurdu. İçini sımsıcak yapan öpücüklerden sonra yavaşça annesinden uzaklaştı ve onu bekleyen at arabasına doğru ilerledi.
Araba oradan uzaklaşırken arkasında hıçkıra hıçkıra ağlayan bir kadın bıraktığından habersizdi.
-
Araba saraya giriş yaptığında güzel Omega heyecanla etrafı incelemeye başladı. Saray gerçekten çok büyüktü. Öyle sade ama aynı zamanda öyle şıktı ki, 'Krallığımıza da böylesi yakışırdı.' diye düşünmeden edemedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/292930208-288-k829099.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WISTERIA | taekook
Fanfiction"Başını kaldırabilirsin." Kralının emriyle başını kaldırdı ancak göz göze geldiklerinde hiç beklemediği bir şey oldu. Taehyung, kurdunun beyninin içinde yankı yaparcasına 'Eş! Eş!' diye bağırmasını beklemiyordu.