Biz artık Duygu'yla "Aa bak seninki" demeye başlamıştık birbirimize sessizce. Ama birbirimize kimi sevdiğimizi itiraf etmemizden bir gün sonra bir baktım ki Duygu kafayı yemiş.
Çünkü sınıftaki birkaç kişiye daha hemen söylemiş. Halbuki bana söylemesi için kırk takla atmıştım. Zaten herşeyi yumurtlar o genelde, içinde hiç tutamaz. Ona bu da yetmemiş benim birini sevdiğimi de söylemiş.
*
Bunlar olmadan önce ve benim kimseye söylemediğim zamanlardan bir gün teneffüs zili çaldıktan sonra Yağmur ile bir kız arkadaşı kapının önüne çıktılar (O zamanlar Yağmur benim için sınıftaki öylesine bi kız). Belli ki arkadaşı ona birşey söyleyecekti. Garip olan şu ki, bana bakarak çıktılar. Sonra içeri girerlerken Yağmur bana yine baktı ve "Seni seniii" dedi. Ben de anlamadığımı söyledim. Neyse ki aynı seçmeli dersini seçmişiz ki neler olduğunu öğrendim. Meğerse kız Yağmur'a benim Utku'yu sevdiğimi söylemiş. Ben bu duruma çok kızdım ve küplere bindim. Nerden öğrenmişlerdi? Ben kimseye söylememiştim. (Ve o gün, doğru söylemek gerekirse, Yağmur'dan soğumuştum.) Sonra kızın yanına gittim teneffüste. "Bana kızma, sınıfa Furkan yaydı." dedi. Tabi ya, salak Furkan işte. O her zaman böyle zaten. Gıcık işte. Nasıl anladı ki? Hayır, onu geçtim, sanane benim kimi sevdiğimden, hayatımdan. Madem öğrendin, sakla. Bir de Utku sevgilisinden ayrıldığı için "Işıl, Utku Aleyna'dan ayrıldığı için, Utku bana kaldı dedi." demiş. Bir de bunu tüm sınıfa yaymış. Kötü olan, bunu Utku da öğrenmiş. Ben, onu sevdiğimi yeni öğrendiğini sanıyodum. Ama o, zaten biliyomuş. Ve ben bunu, bu günlerde öğrendim.
*
Bir gün Duygu hiç beklenmiyecek birşey yaptı. O gün okuldan sonra kuzenime gidecektim. Tam hazırlanırken Duygu aradı ve bana dedi ki "Facebooktayım ve söylesem mi diye düşünüyorum.". Ben de ona "Söyle söyle hadi. Zaten hem öğrenirsin seni seviyo mu diye. Sevmiyosa da, ki bence kesin seviyo, boşver ya adam mi yok." dedim. Biraz zorladıktan sonra ona birkaç cümle yazdırdım. Ve gönderdi. Çok geçmeden cevap geldi ve Duygu, biraz kafa dinlemek istediğini söyledi. Ben de telefonu kapadım. Sonra okulda onu teselli etmeye çalıştım. Ama iki ay sonra bir baktım ki hala yaptığı şakalara gülüyor. Ben de onunla birlikte gülüyorum. Sanki hiç konuşmamış gibi, Duygu hiç bişiy olmamış gibi davranıyordu.
*
Bu zamanlarda da aslında benim arkamdan işler çeviriliyormuş. Şöyle anlatayım:
Ben bir gün Utku'yu sevdiğim için ona şaka yapmıştım. Ona hayran mektubu yazmıştım. Teneffüsteydik ve o geldi, sonra da ona bi kızın onun kitabının arasına bir kağıt bıraktığını söyledim. O da mektubu okudu. Sonra "Şakaaaa" diye bağırdım. Meğerse o, benim onu sevdiğimi biliyormuş ve sevgilisi olduğu için beni sevmiyormuş. Ayrıca yazdığım mektubu saklamış ve mektubu duygularımla oynamak için kullanacakmış. Ben bunları, bu günlerde öğrendim (Eğer anlattıklarım yalansa sınıftaki arkadaşlarımdan biri ve Utku'ya yakın olan biri bana söyleyebilir mi?).
Aslında hâlâ nasıl olduğunu anlayamamıştım. Tamamen aşık olmak için daha yolum varmış meğer...
Ben Mi? Onu Mu? Yok Artık...
