2. Bölüm

31 4 1
                                    

Güneşin, doğuşu ve hayata başlangıç

Dün, çok kötü bir rüya görerek uyanmıştım. Hayatımın yeniden düzene girmesi gerekiyordu. Uyku da kabus görmeye başlamıştım. Rüyamda Barut'un öldüğünü gördüm. Tam bir gerçek gibiydi, rüyanın etkisinde çok kalmıştım. Annem odanın kapısını tıklattı. "Kızım, içeri girebilir miyim? " Tabii ki, girebilirsin gel anne
Kızım iyi misin, saat kaç oldu hâlâ hazırlanmamışsın. Telefonumu alıp saate baktığımda saatin 9.32 olduğunu gördüm. "Anne okula geç kalmışım." Deyip okula hızlı hızlı hazırlanmaya başladım.

Hemen kıyafetlerimi üstüme geçirdim ve aşşağıya kahvaltıya indim. Kahvaltıyı ettikten sonra, üstümü giyinirken annemin seslenişini duydum "Kızım, okula çok geç kaldın yetişebilicek misin?" Yetiştirim anne merak etme.
Deyip evden çıktım. Evden çıktığımda yaşlı bir amca gördüm. Ellerinde poşetler olan bir amca. Ona yardım ettim. Ve evine kadar götürdüm, ama okula çok geç kalmıştım. Hemen bir taksiye atlayıp, okula geçtim. Okulun içine girdiğimde, Barut'u görmemiştim. Onu görmemenin ne kadar kötü olduğunu o gün anlamıştım. Benim hayatım gerçekten ona bağlıydı. Aklımdan kötü düşünceler geçmeye başlamıştı. Ona bir şey olduğunun düşüncesini aklımdan çıkaramıyordum.

Barut'un telefon numarasını okul grubundan bulup onu aradım. Ve telefonu annesi açtı, "Merhabalar, kimsiniz oğlumu neden aradınız?" dedi. " Merhabalar, siz sanırım Barut'un annesisiniz, ben Barut'un okuldan arkadaşıyım. Bu gün okula  gelmedi de, bir şey olup olmadığını merak ettim." Annesi onun hastanede olduğunu söylediğinde bir anlık şoka uğradım. Annesinden hangi hastanede olduğunu öğrendim. Ve okuldan kaçıp, onun yanına gidecektim. Sevdiğim insan ona hayatım dediğim insan hastanede yatıyordu. Hastaneye gitmek için arabaya bindim, ve hastaneye gittim. Hastaneye geldiğimde hastane teknisyenine, Barut Çelik'in hangi odada olduğunu sordum. 147. Oda olduğunu söylediler odaya geldiğimde annesi ile karşılaştım.

" Küçük kız sen de kimsin bakalım ? " Ben Gece Boysan, tanıştığımıza memnun oldum. Oğlunuzun okuldan arkadaşıyım, pekii Barut iyi mi onu çok merak ettim bir sorun yok değil mi? " Annesi sakin ve net bir ses tonuyla şunları dile getirdi. " Oğlum gayet iyi onu, düşündüğün için teşekkür ederim. Biz de şimdi doktorları bekliyoruz. Senin gibi tatlı kız arkadaşları olduğu için şanslı olmalı " dedi. İçeriden o güzel sesi duyuldu, onun sesini duyduğumda mest olmuş gibi dona kalmıştım. Barut'umun sesi geliyordu. " Gece, iyiki beni ziyarete geldin he, anne kızı rahat bıraksan da beni ziyaret mi etse acaba ? " Tamam oğlum, ben aşşağıdayım siz konuşun arkadaşınla, ama kendini çok yorma daha yeni toparladın." Anne, tamam hadi çıkmanı bekliyorum. Dedi ve annesi dışarı çıktı. Barut'umla yalnız kalmıştık. Biraz daha ilerlediğimde odadan Barut'umun o çimen gözleri ile karşılaştım. O güzel gözleri bana her şeyi unutturmuştu. Ve dudaklarından bir söz çıktı o sıra.

" Ne kadar da güzel olmuşsun, bu kadar güzel olduğunu önceden fark etmemiştim. " dediğinde kendimi ona sarılmamak için zor tutuyordum. " Çok teşekkür ederim, hasta yatağında bile bu kadar karizmatik olduğunu düşünmemiştim. " Barut'un yüzünde bir tebessüm oluştu. Ben o sırada söze girdim. " Barut, sana ne oldu neden hastalandın çok merak ettim sana bir şey olduğunu sandım." O sırada şu cümleyi söyledi. " Sen beni merak etme, ben gayet iyiyim. Sadece ufak bir şeker düşüklüğü bir sorun yok. Panik yapılacak bir şey yok. "
Tamam ben o zaman gideyim mi sen de dinlen istersen? Dedim o sırada ağzından en beklemediğim bir cümle çıktı. " Gece, senden bir şey isteyeceğim. Bu gece benim yanımda kalır mısın, kendimi senin yanında daha güvende hissediyorum." Tabii kide, kalırım ne demek. Annen buna izin verir mi pekii ? " O da zaten çok yoruldu izin vermeyeceğini sanmıyorum. Hem o da eve gidip dinlenir. Pekii yanımda kalmak istiyor musun o önemli benim için?" O sırada ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Yanında kalmayı o kadar istiyordum ki onunla 1 gün geçirmek. Ve o sırada ağzımdan çıkan kelimeye şaşırdım. " Seninle, kalmak istiyorum. "  Barut'un yüzünde bir tebessüm oluştu o tebessüm bile bana yeterdi. " Barut, ben bir kapıya çıkıp annemle konuşacağım. Hemen geliyorum." Dışarı çıkıp telefonumu açıp, annemin numarasını tuşladım. 2 çalışta telefon açıldı. " Anne, ben bu gün arkadaşımda kalacağım, arkadaşımı hastaneye kaldırmışlar onun yanında olmam lazım bu gün eve gelmeyeceğim bilgin olsun babama söylersen çok sevinirim. " Dedikten sonra annemin cümlesi duyuldu. Telefonda " Kızım, orada tek mi kalacaksın. Başına bir şey gelmesin. " Hayır anneciğim, başıma bir şey gelmez ben burdayım bilgin olsun seni öpüyorum görüşmek üzere. Deyip telefonu kapattım. Tam odaya girecekken annesi odaya girmişti. Ve o sırada burada kalmamın sebebini soruyordu kapıdan dinlediğimde. Barut annesine bağırır şekilde, " Anne, o benim için ayrı bir yerde o benim yanımda kalacak. Eve gidip dinlenmeni istiyorum. Senden lütfen!" Dediğini duydum aklımda şu cümleler yankılandı. " O benim için ayrı yerde! " Kafamın içinde sürekli yankılanıyordu o da beni bir şekilde seviyordu ama bunu belli etmiyordu. Diye düşündüm. Daha sonrasında annesi içeriden çıktı, ve bana dönüp şunu dedi. " Gece, oğlum için değerli bir insanmışsın ona çok dikkatli bakmanı istiyorum. Eğer bir şey olursa numaramı veriyim onu ararsın. " Numarasını alıp kaydettikten sonra içeri Barut'un yanına girdim. Barut yatakta uyuyakalmıştı. Üstünü örttüm ve karşısındaki koltuğa oturup onun o güzel yüzünü izlemeye daldım. O benim hayat felsefemdi, benim için değerli insandı. Onu herşeyden çok seviyordum. Sanki bir dirlik de gelse onu benden ayıramazdı.

Bir süre sonra, Barut uyanmıştı uyandığında ona baktığımı gördü ve yüzünde tebessüm oluşarak şöyle dedi.
" Sen, beni mi izliyordun? " Benim yanaklarım kızarmıştı, onu izlediğimi anlamıştı. Ona heyecanlı ses tonumla " Hayır, seni izlemiyordum yani izliyordum ama birşey olmasın diye izliyordum, ama sana bakmıyordum. " Diye saçmalamaya başlamıştım. Barut'un ağzından o güzel kelime çıktı. " Beni izlemek için uzakta oturmana gerek yok yanıma oturup da izleyebilirsin. Bir de bana 1 bardak su verir misin rica etsem?" Dedi. Ben hızlıca kalkıp su verirken o da uzanmış yatağını, kaldırıp oturdu, suyu doldurdum. Ve tam verirken, bir anda dudaklarıma yapıştı. O an şoka uğramıştım, hiç bırakmak istemiyordum. Onun o gözlerine bakarak onu öpmek benim için çok önemliydi. O sırada elimdeki bardak yere düştü. Ve hemen dudaklarını dudaklarımdan çektim. " Kusura bakma, bardak düştü onu almam lazım. " O sıra yanaklarım çok kızarmıştı, çünkü çok utanmıştım neden utandığımı bilmiyorum ama orada bunun olmasına çok şaşırdım. Heyecanlı olduğumu çok belli ederek yerleri topladım. Barut yerleri toplarken bana şu cümleyi söyledi. " Seni öpmemden rahatsız olduysan, bunu bana söyleyebilirsin ve bir daha senin isteğin dışında seni öpmem. " dediğinde. Ona şöyle cevap verdim " Benim için biraz ani oldu kusura bakma çok güzeldi, ama ben sanırım daha hazır değilim ama senin beni öptüğün için kızmadım gerçekten." Dedim. Ve odadan ayrılıp temizlik görevlisini çağırdım. Saate baktığımda saat gece 1.30 olmuştu. İçeri girdiğimde Barut uyuya kalmıştı ben de onun karşısındaki koltuğa yatıp ona bakarak uyuya kalmıştım.

" Ay ve Gece sanki dans ediyorlardı. "

Ay ve GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin