15. Bölüm

141 91 13
                                    

On beş

Uyandığında odasında tek başınaydı. Ağızında ilaç tadı vardı. Hiç sevmezdi bu tadı. Bayıldıktan sonra babası kucaklayıp yatağına taşımış olmalıydı. Hafızasını yokladığında hatırladığı şey çektiği şiddetli ağrıydı.

Kapı açıldı ve elindeki tepsi ile içeri girdi adam. Tepsi de bir kase çorba, bir bardak su ve ilaçlar vardı.

-Uyandın mı kızım? Nasılsın, ağrın var mı?

-İyiyim, biraz mayışık hissediyorum. Ağrı bayıldıktan sonra geçti sanırım.

-Seni yatağına yatırdıktan sonra arkadaşımı aradım. Kızı hemşire, sağ olsun ağrı kesici iğne yaptı. Çok şükür daha iyisin.

Tepsiyi kucağına koyarak kızına çorbayı içirmeye başladı. Terk ettiği kızına zarar gelecek diye çok korkuyordu. Onu bu hale neyin getirdiğini merak ediyordu aslında. Tüm yaşananları tüm detayları ile bilmiyordu. Ve biri artık anlatmalıydı. Adam eve geldiğinde kapının önünde üzerine 'ESLEM' yazan bir sopa vardı. Kızının geçmişini bilmediği için anlam veremedi görünce. Çorbasını bitiren kızına vitamin ilacını da içirdikten sonra tepsiyi masaya bıraktı. Yorgun görünen kızına soracağı sorularla onu daha da yoracaktı. Bekletemezdi soruları ve gittikçe artıyordu. Yanıtsız kalamazdı daha fazla.

-Kızım, belki yeri değil ama daha fazla erteleyemem. Konu sensin, yaşadıkların. Neler yaşadın, neler yaşattı bilmek istiyorum. Seni daha iyi korumak istiyorum. O kadının açmış olduğu her bir yaraya merhem olmak istiyorum. Tamam, evimizdeyiz yanyanayız hep ama bununla kalmıyor. Anlat, anlat ki müdahale edebileyim. Kapının önünde sopa var ve adın yazıyor. Ne anlama geliyor bu?

Eslem'in kafasına annesinin sürprizi takıldı. Bir insanın gözü bu denli dönmüş olamazdı. Kadın, kocasına hala aşıktı fakat bu aşk değil korkutucu bir saplantı. Tedavi olması gereken hastalardan biriydi. Her insan yaptıklarından pişmanlık duyuyor. Kadın ise pişmanlığına pişmanlık ekliyor.

-Nereden başlayayım?
Biraz uzun olacak. Bir yaşıma kadar her şey çok iyiydi. Beni öğrenince bırakıp gitmişsin. Neden aldırmadı bilmiyorum ama çok hırslıydı. Ben doğduktan sonra iyi baktı bana yedirdi, içirdi, giydirdi. Tekrarladığı tek şey vardı 'Geri dönecek'. Bir yaşımdan sonrasıydı olanlar. O kapının önündeki sopayla hep döverdi beni. Küçüktüm daha kendimi ne kadar koruyabilirdim ki? Hiç yemek vermezdi, bazen yapar bazen yapmazdı. Ablama karşı hep iyiydi. Ona vurduğu tek an beni elinden almaya çalıştığı andı. O uyuduğunda ablam beni odaya götürürdü, kapıyı kilitlerdi ve karnımı doyururdu. Bazen kanayan yerlere kendince pansuman yapardı. Senin gidişinle kafayı yedi, psikolojisi bozuldu o kadar bağlıymış sana. Gitme sebebin ben olduğum içinde bana çektirdi hep. Her gün farklı şeyler yapardı. Bir gün mesela üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp sokakta bıraktı beni. Ablam engel olmaya çalışsa da istediği olmuştu. Gelen geçer bakardı çok utanmıştım. Mutluluğunuzu bozdum benden önce çok iyiymişsiniz. Ablama anlattırırdım arada. O da gitti artık. Bir ben hayattayım o da sayılırsa tabii.

Gözündeki yaşı silip anlatacaklarını bitirdi. Anlattıkça kötü oluyordu. Babası, kızının neler yaşadığını bilmeliydi her detayı ile. Kafasını yere eğdi. Duyduklarından sonra kızının yüzüne bakacak cesareti kalmamıştı adamın. İkisi de bir süre sessiz kaldı. Kızı yeterince üzgün ve yorgundu. Olayları tüm ayrıntıları ile anlatmamasına rağmen iki tarafta kötü olmuştu. Biri yaşadıkları için biri duydukları için.

-Ben çıkayım da sen dinlen. Ağrın olursa seslenirsin.

Ağır adımlar ile kapıya doğru ilerledi adam. Kapıdan tam çıkacakken aklına gelen soru ile tekrar kızına döndü.

-Neden eve gelmemi istedin? Başka bir şey mi oldu? O kadın mı yine bir şey peşinde?

Eslem'in içindeki korku tekrar gün yüzüne çıkmıştı. Kendi ağrısından abisini unutmuştu. Acaba kadın bir şey yapmış olabilir miydi? Hızlı bir şekilde babasına durumu özetleyip abisine ulaşmasını istedi. Babası da telaşlı bir şekilde Ömer'i aradı. Telefon açıldı ama açan kişi Ömer değildi.

-Merhaba?

-Merhaba?

-Ben Ömer oğlumu aramıştım ama yanlış numarayı mı tuşladım?

-Olabilir beyefendi. Ömer diye biri yok burada. Kimsiniz siz?

-Beni boşverin asıl siz kimsiniz? Defterden kontrol ettim şimdi doğru numarayı tuşlamışım. Ömer oğlum nerede?

-Amcacığım ne ısrarcı çıktın ya? Yok öyle biri burada hasta mısın nesin?

Kapandı telefon. Yanlış numarayı tuşlama ihtimalini düşündü fakat defterde yazılı olan numarayı yazmıştı. Daha önce de aramıştı adam ve Ömer'in sesini duymuştu. Şimdi neden böyle olmuştu anlayamadı. Ters giden bir şeyler vardı ve ne yapacağını bilmiyordu.

-2 Gün Sonra-

Bir Pazar günü sabahına açtı gözlerini. Kara bulutlar, sağanak yağmur ve sert bir rüzgar vardı. Sanki bulutlar ağlıyor gibiydi. Açtığı camı rüzgara karşı koyarak kapattı. Banyoya ilerledi, elini yüzünü yıkadı. Keyifliydi, enerjik hissediyordu kendini. Abisini rüyasında görmüştü ve hayatta olduğuna çok emindi. Her ne kadar merak ediyor olsa da, sesini duyacağını biliyordu.

Babası ve kardeşleri henüz uyanmamıştı. Mutfağa ilerleyip kapıyı kapattı. Önce çay suyunu ocağa koydu. O ısınırken, şarkı açmak için eline babasının telefonunu aldı. Üstten bildiri gelmişti. Kayıtlı olmayan bir numaran bir mesaj vardı. Tıkladı ve mesajı okumaya başladı.

'Abi benim Ömer, iyiyim demek istedim. Telefonum çalındı onun işlemleri ile uğraştım. Habersiz bıraktım sizi de özür dilerim. Eslem'e iyi olduğumu söylersin merak etmesin. Ona da sürprizim var bunun için meraklansın cadı. İki gün sonra döneceğim inşallah görüşürüz. Çıkmadan haber veririm. Allah'a emanet olun abi. Çocuklara dikkat et.'

UğursuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin