TRAİTORKansas, Carry on wayward son
⸸
“Gözlerim görse de ben hâlâ kör bir adamdım.”
#taehyun
Davetliler büyük kapıdan içeriye girmeye devam ederken, heyecanlı ve stresli bekleyişim sürüyordu. Masal diyarlarından fırlamış büyük balo salonu şimdiden çok kalabalıktı. Okulda gördüğüm bir çok tanıdık yüz buradaydı. Tabi benim gözlerim sadece birini arıyordu. Uzun zamandır burada olduğum için biliyordum. Henüz gelmemişti. Fakat arkadaşlarından birini bile görsem yeterdi şuan.
Biraz nefes alabilmek adına taktığım maskeyi çeneme indirdim. Biraz insanlardan kaçınmak, birazda yoğun parfüm kokusunu en aza indirmek için maske takmıştım. Diğer yandan düz beyaz bir tişört, üzerine kahverengi tonlarında çizgili bir ceket giymiştim. Yine sade düz bir pantolon ve dibi gelmiş sarı saçlarım ile duruyordum. Saçlarımın rengi bile sokmuştu ancak umrumda olmamıştı. Daha önce olsa, en şatafatlı şekilde giyinir ve özenirdim. Fakat tüm dikkatim Beomgyu’daydı ve başka bir şeye kafa yoramazdım. Elimdeki telefondan bir kez daha saati kontrol ettim.
18:57
Yavaş yavaş gelmeye devam eden davetlilerin yanı sıra garsonlar ortalıkta dolanıyordu. Masalara ağır olmaya içkiler yerleştiriyor ve atıştırmalık bırakıyorlardı. Minseok Hyung kesinlikle zil zurna sarhoş kişiler ve şehvetli eğlenceler istemiyordu. Gayet resmi ve samimi bir gençlik eğlencesi olsun istiyordu. Belki bu yüzdendir Hyuka partner niyetine koca peluşu Molang’ı getirince, neredeyse içeriye alınmıyordu. Neyse ki Minseok Hyung insafa gelmişti. Şimdi arkadaşım kucağında koca peluşu ile masalardan birinde oturuyordu.
Soobin ve Yeonjun çifti uyumlu ve siyah kıyafetler giyinmişlerdi. Zaten insanlar dedikodulardan sonra merak içerisindeyken, baloya bir çift olarak gelip her şeyi netleştirmişlerdi. Birlikte tanıdık insanlar ile sohbetler ediyor ve büyük salonda dolaşıyorlardı. En nihayetinde bir çok göz onların üzerindeydi. Tabi bir o kadar da benim.
Tekrar gözlerim salonun büyük kapısını buldu. Minseok Hyung yanında Baekhyun ve Chanyeol ile davetlileri karşılıyordu. Uzun süredir bunu sürdürüyorlardı. Düzenli olarak arada Jongin ve Kyunksoo’da geliyordu. İçeriye üst sınıflardan Kim Jennie ve ardından Kim Jisoo girdi. Kısa karşılamadan sonra diğer davetliler gibi bir masaya geçtiler. Onların ardından Lee Felix ve Seo Changbin girdi. Ve yine onları Hwang Hyunjin ve Yang Jeongin çifti takip etti. Bir süre sonra yine üst sınıflardan Lalisa Manobal ve Roseanne Park teşrif etmişlerdi. Çok uzun süre gözlerimi ayırmadım kapıdan.
Salonda bulunan kısmen küçük sahnenin köşesinde duruyordum. Burada çalınmayı bekleyen bir çok enstrüman vardı. Ancak henüz müzisyenlerimiz ortada görünmüyordu. Tanımadığım bir kaç kişi daha salona girdiler. Fakat onlar hâlâ ortalıkta yoklardı. Umutlarım ister istemez köreliyordu. Ya da ben cidden fazla telaş yapıyordum. Bir kez daha saati kontrol ettim.
19:34
Gergince nefesimi dışarıya savurdum. Başımı kaldırıp tekrar kapıya bakmıştım ki Yoongi’yi gördüm. Elini tuttuğu Jimin ile içeriye girmiş ve çoktan bir masaya doğru ilerliyordu. Nefesimi tuttum o an. Pür dikkat kapıya baktım. Adının Seokjin olduğunu hatırladığım genç koluna girdiği sevgilisi ile içeriye girdi. Onların ardından ise ayrı dünyaların insanları olduklarını resmen haykıran bir çiftti içeriye giren. Hiçbirine takılmadım. Ve işte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
traitor ; taegyu.
FanfictionAptal çocukları tanrının cezalandırmasını bekleseydik yaşlanırdık. Biz de kaos projesini yazdık. ★: Hatırladın mı? O gece, parktaki kum havuzunun üzerinde yaralarım için bana renkli yara bantları vermiştin. Yaralanınca kullanırsın, beni anımsarsın d...