Green Angel ~ Taekook / Yoonmin ✔️

6

Taehyung

Ertesi sabah erkenden kalkmıştım. Kapının önünde ki bavulumu görünce mutluluğuma mutluluk katılmıştı. Aylar sonra ilk kez ailemi görecektim!

Hemen aşağı inip mutfağa girdim. Bir hafta boyunca kraliyet ailesine Bir sey hazırlayamayacaktım. O yüzden bugün çok özenerek birşeyler hazırlamalıydım.

"Günaydın Tae? Neden bugün bu kadar erkencisin?"

"Günaydın noona! Bugün ailemin yanına gidiyorum. Bir hafta olmayacağım. O yüzden bugün kraliyet ailesine güzel bir kahvaltı hazırlamak için erkenden kalkayım dedim."

"Ne güzel~ senin adına çok sevindim tatlım. Sana yardım edeyim bende."

"Teşekkür ederim~"

Noonadan sonra buranin en yaşlı hizmetçisi gelmişti.

"Sesin taa yukarı geliyor oğlum. Az sakin ol."

Tonton yüzüyle sevimlice gülünce bende gülmüştüm.

"Cidden çok mu bağırdım ki ya?"

"Şaka ayol şaka."

"Sen geç otur Eun teyzem. Bugün kahvaltılar bizden. Senin tabağını hemen hazırlayayım."

"Sağol yavrum."

Eun teyzeyi sandalyenin birine oturmasına yardım ettikten sonra, noonayla hazırladıklarımızdan ona bir tabak yaptım. Içeceğini, çubukları ve kaşığı da önüne koyunca elimi tuttu.

"Odamda ilaçların vardı. Getirmeyi unuttum. Sana zahmet onları da getirebilir misin acaba?"

"Tabii. Hemen getiriyorum."

Eun teyzenin odasına giderken merdivende prens Yoongi ile karşılaşmıştım.

"Günaydın efendim."

"Günaydın Taehyung. Bugün pek bir neşeli gibisin?"

"Evet. Ailemin yanına gidiyorum 1 haftalığına."

"Ne güzel."

Daha sonra yukarı kata doğru baktı.

"Jimin uyandı mı?"

"Ee...görmedim onu. Hala uyuyor sanırım."

"Anladım. Baksana, sence o da ailesine gitse mutlu olur mu?"

"Tabii ki de olur. Geçen de onu annesinin hırkasına sarılarak uyurken buldum hatta. Çok özlemiş annesini belli ki."

"Pekala. O da bir haftalığına ailesinin yanına gitsin o halde."

"Gerçekten izin verir misiniz?"

"Neden olmasın? Sizi burda tutuyoruz ama ailenizi görmek istediğiniz zaman gitmenize bir sey demeyiz tabii ki de. Istediğiniz zaman gidip görebilirsiniz."

"Çok sağolun efendim. Jimin çok sevinecek."

Gülümsemişti.

"Sevinirse mutlu olurum."

"Ben gidip onu uyandırayım o halde."

"Peki."

Prens Yoonginin önünde eğilip koşarak Jiminin odasına geldim.

"Jiminie uyan!"

Jimin uykusundan sıçrayarak uyanınca güldüm. Çok komik gözüküyordu şuan.

"Noldu!"

"Hadi hazırlan gidiyoruz."

"Nereye ya? Çarşıya mı?"

"Hayır. Ailelerimizin yanına."