geçmiş gölge gibi

9 0 0
                                    

Birlikte arka bahçeye doğru yürürken Zeynep bir kaç kez tökezledi.
"Uffffff bunlarla yürünmüyor"
"Kapa ceneni Zeynep gülümse ve yürü!"
"Yürüye bilsem yurucem"-
"Ne o ayağında krompon olmayınca yürüyemiyor musun zeze?"
Zeynep sesin sahibe doğru döndü.Emre tam karşında duruyordu. Üzerindeki beyaz gömleğin kollarını direğine kadar kivirmisti. Yakasız bir gömlek olmasina ragmen kötü bağlanmış lacivert bir kravat takiyordu. Keten lacivert pantolonu spor klasik ayakkabılari ile tezatligin zivesindeydi. Ela gözlerindeki hayranligi dudaklarindan cikan alayci sözlerle gizlemeye çalıştığını iclal anlasa da Zeyneb'in anlayamadığını bildiginden görmezden geldi.Zeynep öfkeyle İclal e döndü.
"Bak beni ne hale soktun, köpeklerin maskarasi oldum."
"Sen bana köpek mi dedin az önce?"
"Dediysem ne olacak!"
"Aaaaaa!! valla cart diye ayiricam ikinizide o olacak. Yeter be ! Kedi köpek gibi 5 dk hirlasmadan duramiyorsunuz. Emre boynundaki bizim lisenin kravati mi?"Emre keyifle kravatini kaldirdi
"Evet hatta biraz daha dikkatli bakarsan surada şirin bir ketcap lekesi bile gorebilirsin"
"Bir sey soylim mi? Tam birbirinize goresiniz. Gül ve yavuz evlenirken sizi de aradan cikarsak mi?"
"Allah korkusun."
"Kim ben bu cüce ile mi?"
"Sensin cüce benim boyum 1.67"
"1.87 ile 20 cm uzunum senden"
"Sen 20 cm al.kivir kivir..."
Zeynep ne olduğunu anlamadan ağzına İclan'in saplagini yedi.Emre kahkaha ile gulerken Zeyneb'in cantasi kafasina geldi.Ahhh kafam.
"Ne koydun bunun içine tugla mi?İclal derin bir nefes aldi.
"Bir sey soylim mi ne haliniz varsa görün"
"Bıktım sizden".İclal hızla yanlarından uzaklaştı. Emre hala kafasıni tutuyordu. Zeynep bir yandan kafasına bakmak istese de bı yandan da oh olsun diyordu. Cüce demişti kendisine. Sanki o Emre'yle evlenmeye çok meraklıydı. Emre de çok kızgindi. Zeynep bi hamle gidecekken Emre tek koluyla kendine çevirdi Zeyneb'i burun buruna geldiler.
"Gel buraya Küçük cadı . Hesap ver bakalım neredeydin 48 gün 7 saattir"
"Arabanıda satmissin"Herhangi bir mobese de goruntuluyemedim.Hattın kapalı GPS sinyali yok.
"Zeynep göz devirdi." Ne oldu yine komisercilik oynamak mı geldi içinden. Demek ki insan bulunmak istemeyince İstanbul emniyeti bir olsa bulamiyormis. Sen şimdi Allah bilir aklımdan müge anliya gitmeyi bile geçirmiş sındır."
Histerik bir kahkaha attı Emre.
"Çok mu eğlenceli! Allah'tan ara sıra Gül'e mesaj atma lutfunda bulundu da kız Belcika'dan bizi bilgilendirdi."
"O kadar da düşüncesiz değilmişim demek ki ."deyip o kıvırcık saçlarıni savurarak İclal'in yanına gitti.Emre iki eli cebinde Zeyneb'i takip etti. İclal'in yaninda gelen misafirlere gülümsüyor yer gösteriyordu.
"Hoş geldiniz sizi şöyle alalim isterseniz."
"Aferin en azindan gönderdiğim mailleri okumuşsun."
"Başka işim yoktu."
"Hatirlatta düğünden sonra saçını başını yolayim."
"Canimsin icom."
"Ben gostercem sana İco'yu. Aaaa Leyla abla nasilsin?"
Emre elleri cebinde ikisinin yanında oylece dikiliyordu. Zeynep'le ugrasmayi sevdiği kadar iclal'le ugrasmaya da bayiliyordu.
"İclal ben simdi su ortaki masaya mi oturuyorum."
"Tabi ki hayır emre, nikah masasının hemen sagindaki."
"Cik, orayi begenmedim cok ortada eee suraya sola oturcam ben"
"Hayir olmaz o masayi Gül'ün üniversitesideki arkadaslarina ayirdim."
"Oo o zaman kesin orada oturuyorum. Güzel kizlarin masasi."
Zeynep yüzünü burusturdu." Gizel kizlirin misisi."
"Kiskandin mi zeze."
"Ay senin neyini kiskancam ben acaba."
Emre aniden Zeynep e yüzünü yaklaştırdı.
"Su yakışıklı yüzü sevmediğini söyleme."
Zeyneb'in kalp atışları hızlandi. Emre gerçekten yakışıklıydı.Ela badem formundaki gozleri kavisli kaslarinin altinda adeta parliyordu.Beyaz teni ve kumral saçlarindan hep hoş kokular gelirdi.Zeynep bu cocuk nasil bu kadar yakışıklı oldu ya diye geçirdi içinden. Emre ile Zeynep liseden sınıf arkadaşıydi. Gül ve iclal ile de bu arkadaşlık sayesinde tanışmıştı. Emre ve Gül sut kardesti. Gül bütün ailesini bir otobüs kazasinda kaybetmiş Emre'nin ailesi tarafından büyütülmüştu. Zeynep her zaman Nesime teyzenin güle ayri bi ozen gösterdiğini görürdü. Emre ise Gül'e hayrandi. Emre lise sona kadar yasitlarindan kisaydi. Kumral saçları hep karışıkbugday teni ise ergenlik sivilcelerinden muzdaripti.Gül'ü ne zaman ziyarete gitseler Emreye cilt maskesi yaparken buluyorlardi.Zeynep içten içe Emre'nin Güle aşık olduğunu düşünüyordu. Süt kardeş olduklarını bilse de böyle düşünmekten kendini alıkoyamıyordu. O zamanlar da bile bu düşünce karnina ağrılar sokuyordu."Ne oldu daldin gittin zeze."Zeynep beklenmedik bir sekilde emreye kafa atti.Emre biraz sarsilsa da yere düşmedi.Zeynep kafasini Emre alnini tutuyordu kiİclal ikisinin de kulağına yapışıp onlari mutfaga doğru surukledi.Mutfakta haril haril calisan insanlara çıkın diye bağırdı iclal. Herkes elindeki işi birakip mutfaktan kosarcasina uzaklasti. İclal ,Zeyneb'i de Emre'yi de iceriye adeta firlatti.
"Ay kulagimi koparacaktin."
"Benim ki koptu galiba."
"Emre senin baska bir tarafını koparmami istemiyorsan kes kesini" diye bağırdı.
Emrenin elleri istemsizce diğer kulağındaki kupeye gitti.
Zeynep siritarak ondan bahsettigini düşünmüyorum diyerek bakışlarıyla aşağı işaret etti.
Emre bir eli ile göğüslerini bir eli ile bacak arasini kapatir gibi yapti: "sapik!"
İclal hayretle ikisini süzüyordu.
"Siz iki gerizekalı bir olay daha cikarirsaniz fotoğraflarinizi sinevizyonda buraya gelen herkese gosteririm. Evet emre senin kisa boylu bir trolken giydiğin elbiseden bahsediyorum"."Bana onun elbise olduğu bilgisi verilmedi."
"Salak!"
"Ah seninde kendini su variline sıkıştırdın fotoğraflar duruyor zeynepcim."
"O bir kazaydi."
"Videosu da var."
"Salak!"
"Simdi siz iki salak 10 dk sonra hiçbir sey olmamış gibi bahçeye girin ve yerinizeOturun"diye bağırdı iclal.
Sonra kiyafetini ve saçını duzeltip dışarı çıktı. Çalışanlara "teşekkür ederim buyrun girebilirsiniz" dediç büyük bir nezaketle, sanki 5 dk önce kulaklarinda asıldığı iki yetiskinle binayi inletircesine bagiran o değilmiş gibi.

İclal böyleydi hep anne gibi herşeyi düzeltmek sanki onun görevi gibi. Kardeşini yıllar önce kaybetmiş olmanın verdiği burukluğu hep arkadaşlarına kendini adayarak gidermeye çalışmıştı. Anne ve babası köye yerleşmişti İclal üniversiteyi bitirdiğinde ve yalnızlık İçlal'e hep güçlü olması gerektiğini sevdiklerini koruması gerektiğini öğretmişti. Bugün de en yakın dostu canı sırdaşı Gül'ün en mutlu günüydü. Biliyordu Emre ve  zeynep'te en az kendisi kadar seviyordu Gül'ü ama ayarsizlardi. Birbirlerine olan zaaflarını farketmeyecek kadar da kör.İclal çıktıktan sonra Zeynep ve Emre birbirilerine bakıp gülmeye başladılar. İkisi de aynı anda icoo yaaa parti kur oy verelim diye bağırdı.Sonra Zeynep ciddi bir ifadeyle. - "tamam komiser "( genelde ciddi olmaya çalışınca yada kızınca Emre'ye komiser derdi )"bugün ateşkes ilan edelim düğünden sonra sana ve İçlale gereken açıklamayı yapicam ama şimdi değil "dedi.Emre , zeyneb'i nadiren ciddi gördüğü için ustelememeye karar verdi ama o kayıp 48 gün 7 saatte neler yaşamıştı merak etmekten kendini alamıyordu.Kafasını salladı emre -" tamam başkan" dedi ( emrede ciddi olmaya çalışırken yada Zeyneb'e çok kızdığında başkan derdi lisede başkanlık yapmıştı )İkiside hicbisey olmamış gibi bahçeye çıktılar.Gözleri iclal'i aradı .İclal ise o sırada . Çok yakışıklı kivircik saçlı serseri tipli biriyle konuşuyordu. Adam sanki düğüne gelmemiş de daha çok partiye gelmis bir havası vardı.Zeynep, adamın yakışıklı olduğunu ve İçlale çok yakıştığını düşündü . Ve içindeki düşüncesini dışa vurdu - "vay herif çok tarz tam icoya gore"Emre yanında ya sabır çekti.Zeynep aldırmaz vaziyette omuz silkti ve iclal'in yanına doğru gittiEmre pesindenİçlale üstün bir gayret göstererek gayet nazik bir şekilde seslendiİclal'im nasılsınBu arkadas kim dediİclal, içinden Zeyneb'e sovse de bu anın geleceğini biliyordu-" patronum Yunus bey "dedi.Zeynebib tüm hayranlığı anında yer ile bir olmuştuÇünkü iclalin bu adamı içten içe sevdiğini biliyor ama.adamin ayarsız tavırları karşısında çok acı çekiyordu.Adam çapkın bir hamleyle Zeyneb'in elini öptü. "Siz isiminizi söylemeyecek misiniz" dedi. İclal'in tek kası segirmeye başlamıştı. Zeynep arkadaşını azıcık taniyorsa bu sinirlendiginin işaretiydi. Zeynep ağzını açmadan İclal üstün bir nezaket ile - "arkadaşım Zeynep kardeşim demek daha doğru olur"dedi. O sırada yanlarında bulunan Emre'de oksurerek kendinin orada olduğunu belirttiİclal ah kafa mı kaldı kosturmadan "bu da en yakın arkadaşımız yakisiklimiz Emre "dedi.Zeynep , Yunus'ta birşeyi farketti Emre'yi yakışıklı diye tanıtırken adamın yüzünden gölgeler geçti.Emre anında iclal'in yanına gelerek iclal'in belinden tuttu.Zeynep bu sırada Yunus'u iyice mercek altına almıştı. Gözlerinin Emre'nin ellerinin bulunduğu yere kaydığını farketti bir elini yumruk haline getirmişti.Zeynep istemsizce güldü. Bu ikisi tam bir salakti.Emreye göz kirpti devam et der gibi. Emre gülümseyerek elini uzatti. Merhaba Yunus bey, iclal sizden pek bahsetmedigi için taniyamadik haliyle. Emre ben, Emre Sancaktar.Yunus elini uzatirken yüzü iyice bulutlandi, "merhaba sizden de pek bahsettiğini söyleyemeyecegim Emre bey."
Emre omuz silkti," normal, herkese sevdiğim mit de çalışıyor diyemezsiniz."
"Sevdiğim"diye tekrar edip iclal'e bakti Yunus ve yutkundu. Zoraki gülümsemeye calisarak bi eli cebinde bi eliyle işaret ederek." Himm o zaman siz sevgilisiniz. öyle mi ical, iclal hanim? Hicc soylemediniz sevgiliniz olduğunu."
"Hic sormadiniz" dedi iclal bu küçük oyuna katilarak. Yunus bu durumdan duyduğu rahatsızlığı keyifle izliyordu.
"Memnun oldum "diyerek nihayet Emrenin elini birakti. Emre iclal'in alnina ufak bir öpücük kondurup "oturuyorum ben tatlim "dedi.
"Otur sen tatlim geliyorum ben."
Emre, Yunus'un Zeyneb'e donmesine firsat vermeden Zeyneb'in neredeyse ensesine bi saplak atip "hadi zeze"dedi.Zeynep" senin ben" dediyse de iclale dönüp gulumseyerek;" ehe gidim ben, gidim de oturacağı masayi gosteryim. Kaybolmasin di mi ehe ehe."
İclalin bakislari hadi kaybol diyordu. Emre masaya oturdu. Zeynep de hemen yanina. Zeynep biraz sitemkar bir sesle
"Niye bu kadar abarttiyorsun herşeyi anlamıyorum."
"Sende mi kiskandin?"
"Ya bi yürü git, senin neyini kiskancam. Adama mit niye diyorsun."
Emre gulumsedi" mitci olmadığımı nerden biliyorsun."
"Oğlum mitci olsan bana  48 gün 7 saattir nerdeydin diye sormazdin."
"Doğru" dedi . Emre tamamen Zeynep e dönerek," eğer mitci olsaydim Gül'ün alma diye yalvardigi motorla kaza yaptığını , kaza sırasında çarptığın araçta 14 yaşında bir kızın yaralandığını ve senin hastaneden yalnizca 1 hafta önce çıktığını biliyor olurdum.""oha sen... Sen.. sen mitte mi calisiyorsun. Beni de teşkilata alsaniza. Teskilat mi diyorsunuz sizde. Böyle gizli kapilar filan var mi. Operasyona cikiyor musun? Lan bi dk. Geçen antalyadayim dediğinde operasyonda miydin.nerdeydin?"Gel gel kulağına söyleyeceğim.Zeynep iyice emreye yaklasti.Emre kulağına eğilip "angut, komiserim ben İstanbul emniyetEmniyetinde  polis özel harekattayım ve komiserim. Mit de tanıdığım var.""Aaaaa teskilatdan degilsin yani.""He he sen geçiştir, neyse düğünden sonra herşeyi anlatacaksin bizim mekanda bana."Zeynep mahsunlasti. Emre kazayi biliyordu bilmesine de neden kaza yaptığını neden onlara haber vermediğini bilmiyordu. Zeynep de bunlari nasıl anlatacağını bilmiyordu.

VUSLATADAİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin