Levi, Lauren'in tekrar yazacağını umdu. Her zaman bir arkadaş istemişti. Görünmez, hayvan yada oyuncak olmayan bir arkadaş.
Levi yıldızları saydı ve mektubunun Avustralya'ya ulaşmasının kaç gün, kaç saat ve kaç dakika alacağını merak etti.9 gün 6 saat 47 dakika sonra...
Levi'nin mektubu Vera'nın eline geçmişti ve bütün bunlar hiç hoşuna gitmemişti. Hemde hiç hoşuna gitmemişti. Büyük bir çığlık attı. Bu kaçığın kızımın mektup arkadaşı olmasının imkanı yok diye düşündü ve mektubu buruşturup çöpe attı.
Dünya'da yeterince çirkinlik mevcuttu zaten.
Lauren 1 saate kadar evde olurdu. Ve bu sinirlerini yatıştırması için bir fincan çay, biraz kriket maçı ve Levi' nin mektubunu sarhoş kafasından atması için yeterli zamanı var demekti.Ertesi gün...
Dışarıda çöp komyonu geçiyordu ve Lauren çöpleri dışarıya çıkarırken zorlanıyordu. İçerideki çöp kovası dolmuştu ve Vera çöp poşetini alıp çöp kamyonuna atmak üzere dışarı çıktı.
" Durun, bekleyin ! Hey çocuklar bir poşetlik daha yeriniz var mı ? "
"Elbette Bayan Gray atlayın ! "
"Güzeldi Kevin ! Hahaha " dedikten sonra aralarında gülüştüler.
Vera çöpleri atmaya giderken takılıp düşünce, elindeki çöp poşetleride etrafa saçıldı.
Lauren yerdeki buruşturulmuş kağıdı fark etti ve kağıda doğru yürüyüp meraklı gözlerle içini açtı. Kağıdın Levi'nin mektubu olduğunu anladı ve gülümsedi."Lauren ! Bütün çöp bu kadar mı ? "
Levi'nin mektubunu arkasına saklayarak,
"Evet ! "
Levi'nin mektubu balık kafası ve portakal kabuğu kokmasına rağmen, Lauren onun yazdıklarını bir kase alfabe çorbası gibi içti. Ve büyük baba Ralph'in burnundan para çıkarmasından beri bu kadar heyecanlanmamıştı. Pirzolaların sarılı olduğu bir kaç kasap kağıdına hemen cevap yazdı.
Sevgili Levi,
Bana yazdığına çok sevindim. Sanırım ailem senden hoşlanmıyor. Bu yüzden artık mektuplarını, 26 Lamington yolu, Waverley tepesinde oturan komşum Len Hislop'a yolla. Bacakları olmayan yaşlı biridir. 2. Dünya Savaşında Japon askerleri tarafından piranaların üstünde bir kafeste kapatılınca bacakları parçalanmış. Piranalar dişleri olan Japon balıklarıdır.
Homofobi denilen bir hastalık yüzünden açık havadan korkuyor.
Mektuplarını getirmem için bana haftalık 50 cent vermeye başladı. Parayı İskoçya'da bir kale satın almak ve Earl Grey adında bir adamla evlenmek için biriktiriyorum.Amerika'da Noblet'leri yayınlıyorlar mı ? Benim en sevdiğim Noblet, Süslü Noblet. Herkesin arkadaşı olmak istiyor, oğlanların bile.
Mektubunda hiç arkadaşın olmadığını söylemişsin. Benimde hiç arkadaşım yok. Dün okulda Clifford jambonlu sandviçime işedi ve doğum lekem yüzünden bana kaka suratlı dedi. Keşke onu yara bandı gibi söküp atabilsem.
Ayrıca kıyafetimde düğme yok diye bana güldü. Düğmelerimi Ettle gagaladı. Ve annemde sherry'i çok denediğinden, iğne deliğinden ipliği geçiremeyince onun yerine mandalları kullandı.
Eve geldiğimde akşam yemeğine kadar gizli yerimde kaldım. Diğer çocuklar saçlarımada gülüyor. Saçlarımı babam kesmek zorunda çünkü annem berberlerin saçları yorgan dolduran Çinlilere sattığını söylüyor.
Öğretmenim Bayan Penelope daha fazla gülümsemem gerektiğini söyledi. Bunu anneme söyleyince oda yüzüme kocaman bir gülücük çizdi. Artık Bayan Penelope'nin beni sevdiğini zannetmiyorum.
Sanırım bitirsem iyi olur. Gözyaşlarım yazıları dağıtıyor.Avustralya' daki Arkadaşın,
Lauren Grace GrayKişisel Not : Seninle hiç alay ettiler mi ? Bana yardım eder misin ?
Kişisel Kişisel Not: Hiç yelken kanata binmedim ve komünist olmadım. Ama bir frizbi ve ekmek arası çikolatanın tarifini isterim.
Kişisel Kişisel Kişisel Not: Sana bir Avusturya çikolatası, kendi yaptığım bir ponpon ve öğle yemeğinde yemem gereken Lamington kekini gönderiyorum.