*6*

2.3K 118 51
                                    


Hande'nin salonu fazla eşyadan uzak, hafif renklerin ve yeşilin eşlik ettiği huzurlu bir estetiğe sahipti. Yemekten sonra Zehra'nın içindeki rahatlama yüzüne de yayılmıştı. Dudaklarına konan hafif tebessümü yüzünden bir an bile silmeden Hande'nin kitaplığının önündeki plaklara bakıyordu. En sevdiği parçayı gördüğü an gözlerinin içi gülümsedi. Plakı eline alarak arkasına dönüp, elinde iki kahve kupasıyla mutfaktan çıkan kıza doğru salladı.

"Bak ne buldum."

"Elvis" dedi Hande, hafif tebessümle gözlerini Zehra'nın gözlerine kaydırıp, "sever misin?" diye sordu.

"Can't help falling in love şarkısı favorimdir."

Zehra, kısa bir anlığına sırtını Hande'ye döndü. Hande, şaşkınlık içinde onu izliyordu. Hafif adımlarla öne yürüyüp elindeki kupaları sehpanın üzerine koydu. Doğrulduğu anda odada hazin bir müzik yankılanmaya başladı. Hande bakışlarını kaldırarak Zehra'nın ona gülümseyen gözlerine baktı.

"Değerli smaçörümüz benimle dans ederler mi acaba?"

Hande, şaşkınlık üzerine şaşkınlık yaşıyordu. Zehra gelip önünde durdu. Hande önünde duran eline bakıyordu. Bütün bedeni gergin bir kasıntıyla sarsılınca gözlerinin önünden hiç hatırlamayı istemediği o sahneler gelip geçti. Gözlerini kapattı bir anlığına ama Zehra endişelenmesin diye göz kapaklarını tekrar açarak hiçbir şey yokmuşçasına gülümsedi. Zehra'nın havada kalan elini avucunun içine koyarken onu kendisine doğru çekerek diğer elini de beline sardı. Uzun zaman olmuştu ona bu kadar yakın durmayalı, dokunmayalı...

Zehra başını omuzuna koyup müziğin eşliğinde dans ederken Hande dişlerini birbirine kenetledi. Gözyaşları akmasın diye direniyordu. Elinde değildi, birkaç sahne geçti aklından. Gözlerini sımsıkı kapatarak dişlerini birbirine daha da bastırdı.

Wise men say only fools rush in
(Akıllı adamlar sadece aptalların acele ettiğini söyler.)

But I can’t help falling in love with you
(Ama sana âşık olmaktan kendimi alamıyorum)

Zehra, şarkının sözlerini Hande'nin kulağına fısıldıyordu. Bu sefer sarhoş değildi. Bilinci yerindeyken böyle davranması Hande'nin kırılan gururunu okşuyordu ama elinde değildi.  Zehra'nın dengesiz olduğunu düşünüyordu, inandırmıştı bir kere kendisini bu gerçeğe. Kafasından asla atamıyordu.

"Benden nefret ediyorsun değil mi?"

Bu soru beklenmedikti. Hande, birkaç saniye bir şey söyleyemedi ama en sonunda yine kalbine yenik düşerek içini daraltan o nefesi dışarı üfledi.

"Senden nasıl nefret edebilirim ki?"

Zehra, bu cevaptan memnundu. Elini Hande'nin ensesine kaydırdı. Parmaklarını genç smaçörün boynuna bastırırken nefesini kulağına doğru üfledi.

"Beni hep böyle sar olur mu? Bir gün istesem bile beni sakın  bırakma."

Hande hiçbir cevap vermedi. Zehra'yı sıkıca sararak bedenine bastırdı. Elinde değildi onu çok özlemişti. Eğilip dudağını kazağından açık kalan omuzuna bastırdı. Kokusunu özlemişti. Zehra'nın boynundaki eli onu daha fazla tenine bastırıyordu. Elinin baskısı Hande'nin dudaklarını gerdanına kaydırdı. "Seni çok özledim" diye fısıldadı.

"Yapma Zehra! Benim sevgimi yara bandı olarak kullanmaktan vazgeç artık."

Hande öyle bir geri çekildi ki ayağının arkasıyla dokunduğu sehpadaki kupalar sallanarak yere devrildi. Doğrudan merdivenlere yöneldi. Niye bilmiyordu ama ayakları onu yatak odasına götürdü. Zehra da peşinden geliyordu. Bu gece buraya gelmekle aptallık etmişti Hande. Yaraları iyileşmeden bu kararı alması saçmalıktı. Odaya girip hızlıca banyoya yöneldi ve tezgahın önünde durarak derin nefesler alıp vermeye başladı. Zehra da peşinden gelip banyo kapısının pervazına yaslandı.

"Ben o geceyi unutamıyorum" dedi Hande, sesi kısılarak. Koca bir yumru boğazına yerleşmiş nefes almasını engelliyordu. Zehra öylece kapıya yaslanmış duruyordu. Aslında tek isteği gidip Hande'ye sarılmaktı ama bunu yapamıyordu. Hande'nin içindeki zehri akıtmaya ihtiyacı vardı. Konuşmasını ve bütün kinini kusmasını bekledi.

Hande dönüp ona baktı. Bu sefer gözlerindeki yaşları saklamaya ihtiyaç duymuyordu.

"Ben şu odada seni severken, öperken sen benim kulağıma kimin adını fısıldadın biliyor musun?"

Zehra'nın boğazı kurudu. O geceyi hatırlamıyordu. Sevgilisiyle ayrıldığı geceydi. Çok sarhoştu, teselliyi Hande'nin kollarında bulmuştu. Ama onu bu kadar yaraladığını bilmiyordu.

"Ben..." diyebildi sadece. Gerisini getiremedi. Olimpiyat seçmelerinde kamptayken Hande'yle yakınlaşmışlardı. Onun ilgisini biliyordu ve ne yazık o dönem kafası karışık olduğu için nilinçsizce o ilgiye cevap verip onu ne kadar yaraladığından habersizdi. Şimdi ise her şey çok başkaydı. Kalbi sadece önünde binlerce kez yaraladığı kişi için atıyordu. Ama artık ona ulaşamıyordu. Hande aralarına buzdan duvar örmüştü.

"Seni eve bırakayım" dedi Hande ve tam lavabonun önünden geçecekken bu sefer Zehra dayanamayıp sırtına sarıldı. Yüzünü arkadan Hande'nin boyun kemiğine dayamış sessizce nefes alıp veriyordu.

"Aramıza bir kez daha benim aptallığım yüzünden uçurum girmesine izin vermem."

Hande kıpırdamadı. Hiçbir şey söylemedi, sadece öylece bekleyerek Zehra'nın boynunun her santimini öpmesini hissetti.

"Seni seviyorum Baladın"

Her öpüşün ardından tekrarlıyordu.

"Sadece seni."

Sanki o gecenin izlerini, o ismi hafızasından silmeye çalışır gibi her dokunuşunda Hande'nin ismini söylüyordu.

"Yapma!"

Hande diretse de çok fazla karşı koyamadı ve en sonunda yenilerek arkasına dönüp kollarını Zehra'nın beline sardı.

"Emin misin?"

"Hiç olmadığım kadar..."


Birileri benden Aşk Çıkmazını istemişti ❤
Nasıl, beğendiniz mi ?

Aşk Çıkmazı / GxG / hanzehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin